AKP iktidarı kapitalist sistemin gelmiş geçmiş en pervasız temsilcilerinden biridir. Özelikle rant ve talan konusunda. Her yeri moloz yığını ve inşaata çeviren Erdoğan yönetimi, yaptığı “en”lerle övünürken, aynı zamanda takındığı “güçlü” pozlarıyla toplumu kendine yedeklemeyi de unutmamaktadır. Bir taşla iki kuş vurduğunu zanneden iktidar, çevreyi talan ederek her yeri ranta açıp palazlandırdığı sermaye sahipleriyle birlikte milyar dolarlarının keyfini çıkartmaktadır.
Rant sevdasından bir türlü vazgeçmeyen dinci-faşist iktidar, salgın döneminde de yağma ve talana tam gaz devam etmiştir. 2020 Mart ayı doğa hakları ihlali raporunda, koronavirüs salgının doğanın talanını durdurmadığı görülmektedir. AKP iktidarının ve şirketlerin salgını da fırsata çevirdiği yayınlanan rapordan rahatlıkla anlaşılmaktadır. Raporda, koronavirüs tedbirleri kapsamında birçok iş alanı durma noktasına gelirken, alınan tedbirlerin maden, enerji ve inşaat sektörlerinde uygulama alanı bulamadığına vurgu yapılmaktadır. AKP iktidarı, bu süreçte de yağma ve talanı serbest bırakırken, bu talana karşı duranlara ise salgın bahanesiyle cezalar yağdırmayı da es geçmemektedir. Kaz Dağları’nda altın ve gümüş madeni aranmasına karşı 289 gündür nöbet tutan yaşam savunucularına ‘Toplum düzenini, genel ahlakı, genel sağlığı, çevreyi ve ekonomik düzeni bozmak’ suçlamasıyla toplam 57 bin 240 lira idari para cezası kesildi. Çevreyi savunmak kabahat, yok etmek serbest anlayışıyla hareket eden saray rejimi, elinde bulundurduğu yetkilerle çevrenin talan edilmesine göz yummayan kişileri de sindirmeye çalışmaktadır.
Öte yandan, AKP iktidarının pandemi vesilesiyle gündeme getirdiği planlardan da yine rant çıktı. AKP iktidarı tarafından, İstanbul’un Avrupa ve Asya Yakası’na birer tane pandemi hastanesi yapılacağı haberi verildiğinde herkes çok şaşırmıştı. Çünkü karşılarında topluma faydalı bir şeyler yapacağını düşünmedikleri bir iktidar vardı. AKP iktidarı yine kimseyi yanıltmadı ve bu hastaneleri yapmaktaki asıl maksadının ne olduğunu açıkladı. AKP şefi Erdoğan, Atatürk Havalimanı ve Sancaktepe’de inşaatı devam eden iki pandemi hastanesinin sağlık turizmini canlandırmak için pişkince “sağlık üssü” olarak değerlendirileceğini söyledi.
Kendi zenginliğini sanki toplumun zenginliğiymiş gibi yansıtan dinci faşist iktidar, gösterişli dünyasına yenilerini eklerken, emekçiler gün geçtikçe daha da açlığa mahkûm edilmektedir. Yapılan pandemi hastanelerinde binlerce inşaat işçisi salgından korumasız bir şekilde yedi gün, yirmi dört saat çalışmaktalar. Ağır çalışma koşullarında sadece kuru ekmeğe çalışan işçiler, kaderine terk edilmiş durumda.
Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde pandemi hastanelerine yaptığı ziyaret ise ibret vericiydi. Bu ziyarette çekilen bir fotoğraf karesi, kapitalist sistemin çürümüşlüğüne adeta ayna tuttu. AKP şefi Erdoğan, kendisi için tüm önlemleri alarak şantiyeyi gezerken işçilerle arasına bir şerit çekerek ve uzak mesafeden işçilere selam verdi. İşçilerde ise maske dahi yoktu ve sosyal mesafe kuralının yanından bile geçilmiyordu.
Görüldüğü üzere “aynı gemideyiz” sözlerinin emekçiler tarafından hiçbir karşılığı yok. Gerçek olan ise, Erdoğan yönetiminin her yeni rant projelerinde çevrenin talan olması ve işçilerin buralarda iş cinayetlerine ya da salgına kurban edilmesidir.
N. Kaya