AKP iktidarının “her ile üniversite” politikası öğrenciyi de akademisyeni de mağdur ediyor. Daha önce talep görmediği için öğrencisiz kalan bölümlerin ardından şimdi de yeni bir sorun ortaya çıktı. Mustafa Kömüş'ün BirGün'de yer alan haberine göre kapatılan bölümlerde görev yapan akademisyenler üniversiteler tarafından mağdur ediliyor. Kimisi kendi bölümleriyle hiç ilgileri olmayan bölümlere gönderiliyor kimisi başka fakültelere hatta meslek yüksekokullarına. Örneğin Munzur Üniversitesi’nin resmi sitesinde yer alan bilgilere göre pasif durumda olan bölümlerde görevli olan akademisyenlerin önemli bir kısmı meslek yüksekokullarında görevlendirilmişti.
Bölümleri kapatılan akademisyenlerin bazılarının başka üniversitelerde kendi bölümlerine gitmelerine de YÖK tarafından izin verilmiyor. Özellikle Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı’na (ÖYP) bağlı akademisyenler zorunlu hizmet yükümlülüğü nedeniyle büyük sıkıntı yaşıyor. Adıyaman Üniversitesi, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi ve Munzur Üniversitesi’nden üç akademisyen yaşadıklarını anlattı.
Eğitimciler boşta kaldı
Adıyaman Üniversitesi’nden bir akademisyen şunları söyledi:
“Üniversitelerde kapatılan bölümler nedeniyle birçok eğitimci şu an boşa düştü. Bunların birçoğu ise kadrosunu alamamış olan eğitimciler. Genellikle bölüm kapatmaları yeni üniversitelerde yaşandığı için bu eğitimcilerin çoğu akademik kariyerlerinin başında olan kişiler ve bende bu kişilerden biriyim. Doktoramı bitirdim oradan Adıyaman Üniversitesi’ne geldim. Biz ÖYP kapmasında gönderilmiştik üniversiteye. Bize uzun süre boyunca kadro vermediler. Sonunda bölümümüz, ‘Bölümde, Öğretim Üyesi yok’ diyerek kapatıldı.”
Zorunlu hizmet yükümlülüğüne dikkat çeken akademisyen, şöyle devam etti:
“Bu yüzden başka yerlere gidemiyoruz. Mesela başka üniversitede bana uygun olan bir kadroya başvuramıyorum. Nihayetinde ben uzun süredir şartları fazlasıyla sağlıyor olmama rağmen Araştırma Görevlisi olarak çalışmaya devam ediyorum. Mesela başka bir meslektaşım, bizim üniversitedeki bölümü kapatılınca başka bir üniversiteye başvurdu ama YÖK, ‘Eş durumu ve sağlık sorunu olmaksızın hizmetini nakletmem’ gerekçesiyle reddetti. . YÖK bu konuda çok katı ve geri adım atmıyor. Sınav gözetmenliği ile istihdam ediliyoruz. Kadro tiplerimizin korunaksızlığı nedeniyle ciddi mobbinge maruz kalıyoruz. Sürgünde gibiyiz. Benim işim, bilimsel bir toplulukla yürütülüyor. Öğretim üyesi olamadığım için proje yönetemiyorum, tez toplantılarına katılamıyorum, tez yürütemiyorum. Dolayısıyla bir bilim cemaatinin dışına atılmış durumdayım. Bu benim akademik gelişmemin önünde ciddi bir engel.”
Bölümüm değişmedi
Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi’nden Ayşe Demir ise yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Bölüm kapatıldıktan sonra birkaç haftalık bir durumu anlama süreci geçti. Bizlere birtakım öneriler getirildi. Ben fakülte içerisinde branşıma yakın bir başka bölüme geçmek taraftarıydım. Zaten ÖYP’li olduğum bulunduğum üniversiteden başka bir yere gidemiyorum. Mecburi hizmet yükümlülüğü bulunanların başka bir üniversiteye geçiş koşulları sadece eş ve sağlık durumuna bağlanmış vaziyette. Halbuki birçok üniversitede aktif olan bölümlerde ihtiyaçlar var. Bölümlerin kapatılması da, bölümlerin aktif olduğu diğer üniversitelere mecburi hizmet aktarımında geçerli bir gerekçe haline getirilmeli. Çünkü bölümünüzün kapatıldığı bir üniversitede, başka bölümlerde kadro almak, akademik faaliyette bulunmak pek mümkün değil. Potansiyelinizi gerçekleştiremezsiniz, bu bir gerçek. Orta vadede muhtemelen ben de bu durumla karşı karşıya kalacağım gibi görünüyor. Gelinen durumda branşımız ve ihtisasımıza uygun bir bölüme mağdur edilmeden geçmek üzere dilekçe verdik. İşlemler devam ediyor. Bu süreçte branşıma yakın bölümlerde dersler verip kendi akademik çalışmalarıma devam edecek motivasyonu sağlamaya çalışıyorum.”
Yeni işleri gözetmenlik
Munzur Üniversitesi’nden Ufuk Ağır ise şunları dile getirdi: “Bizim üniversitede birçok bölüm kapatıldı. Bunların çok korkunç sonuçları oldu. Arkadaşlarımız kapatılan bölümlerine yakın bölümlere geçmek istediler fakat kabul edilmedi. Kadrolarımızı alamıyoruz. Buna gerekçe olarak da asıl bölümümün kapatılması gösteriliyor. Sınav gözetmenliği gibi şeyler yaptırılıyor. Başka idari görevler veriliyor. En büyük sorunumuz özlük hakkı. Bu, tekil bir durum değil. Bu durumu yaşayan başka arkadaşlarımız da var.”