65 yaş ve üstündekilere sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Yaşlıları çok “önemseyen” iktidar böylece virüs salgınından yaşlıları sözde korumayı hedefliyor. Öte yandan aynı evde kalan 65 yaş altındakilerin yaşamlarını sürdürmek için fabrikalarına gitmesi, toplu taşıma araçlarını vb. kullanması alınan bu “önlemi” boşa düşürüyor. İktidar bunun farkında. Fakat toplumu oyalamak, önlem alıyor gibi görünmek için böylesi adımları atıyorlar.
Yaş grubu olarak 65 yaş ve üzerinin seçilmesi alınan “önlemin” planlı bir algı operasyonu olduğunu gösteriyor. Dünyada ve Türkiye’de 65 yaş altındaki çok sayıda kişi koronavirüsten hayatını kaybetti. En tehlikeli yaş grubu olarak 50 yaş üstü ifade ediliyor. DSÖ son açıklamalarında 50 yaş altındakilerinin de tehlikede olduğunu ifade ediyor. Bu gerçeklerin bilinmesine rağmen nedense ülkemizde 65 yaş ve üstü için “önlem” alınıyor.
Emeklilik yaşı erkek çalışanlar için 65. Emeklilik hakkını kazanmalarına rağmen yaşın dolmasını bekleyen yüzbinlerce işçi ve emekçi var. EYT mücadelesi bu hakkın kullanımını engelleyen yasaların ve uygulamaların kaldırılması için veriliyor. İktidar gerçekten tehlikeli yaş grubunu korumak için önlem almak isteseydi yaş grubunu 50 ve üzeri olarak belirlerdi. Fakat 65 yaş, yani emeklilik hakkını kazanmış olanlar tercih edildi.
50 ve üzeri yaş grubu belirlenmiş olsaydı eğer yüzbinlerce işçi ve emekçinin üretimden çekilmesi gerekecekti. Üretimden çekilenlerin yaşamlarını sağlamak için gerekli önlemler alınmaması halinde bu durum hükümeti zora sokan ciddi bir tepkiyi açığa çıkaracaktı. Hükümet ya bu kişilerin ücretini garanti altına alan adımlar atacaktı ya da bunları fabrikalarda her türlü tehlikeyle karşı karşıya bırakacaktı. Tercih edilen de bu olmuş oldu. Kısacası kapitalist sistemde ve onun yarattığı zihniyette her şey kâr zarar hesabı üzerinden ele alınıyor. Kapitalistlere göre işçilerin sağlığı için önlem almak mali yük gerektiriyorsa bu zarar demektir ve önlem alınmamalıdır.
