MİT yöneticileri itiraf etti: İşte MİT’in gazetecileri

HPG gerillalarının özel bir operasyonla yakaladığı üst düzey iki MİT sorumlusu, MİT’in ve AKP iktidarının medyadaki suç ortaklarını itiraf etti.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 23 Şubat 2018
  • 14:11

Süleymaniye’de HPG gerillaları tarafından yakalanan MİT’in Yurtdışı Etnik Bölücü Faaliyetler Başkanı Erhan Pekçetin ile MİT İnsan Kaynakları Yöneticisi Aydın Günel, MİT’in basınla ilişkileri ve psikolojik istihbarat daire başkanlığına ilişkin itiraflarda bulundu.

MİT yöneticilerinin itiraflarının yayınlayan ANF’nin ilgili haberi şöyle:

MİT’in Yurtdışı Etnik Bölücü Faaliyetler Başkanı Erhan Pekçetin ile MİT İnsan Kaynakları Yöneticisi Aydın Günel, 4 Ağustos 2017’de Süleymaniye’nin Dokan kasabasında özel bir operasyonla yakalandılar. Her iki MİT sorumlusunun itirafları Ocak ayında ANF’de yayınlanmaya başlandı. Sesli ve görüntülü itiraflarda özellikle Paris’te 9 Ocak 2013’te üç Kürt kadın devrimcinin katledilmeleri emrinin Erdoğan’a varan bir hiyerarşi içerisinde verildiğini itiraf etmişlerdi.

Pekçetin ve Günel bu kez, MİT ve AKP’nin medyayı nasıl kontrol ettiği, hangi gazetecileri kullandığı, nasıl manipülasyon ve dezenformasyon kampanyası yürüttüğü, sosyal ağlarda nasıl bir troll ordusu kurulduğunu anlattı. İtiraflarda yer alan gazetecilerin bazıları bugün Efrîn için kurulan özel yayın birlikleri arasında yer alıyor. Bu MİT ajanları “gazetecilik” adı altında, kirli savaşın medya ayağını oluşturuyor.

Hakan Fidan’ın kurduğu medya ordusu

MİT’in Yurtdışı Etnik Bölücü Faaliyetler Başkanı Erhan Pekçetin, basınla ilişkileri itiraf ederken MİT’de bir psikolojik istihbarat daire başkanlığının var olduğuna dikkat çekiyor. “Daha çok onlar ilgileniyordu” diyen Pekçetin, başlarda aktif olmayan bu servisin Hakan Fidan’ın gelmesi ile birlikte değiştiğini anlattı:

“Çok aktif bir çalışma tarzı yoktu. Günlük çıkan haberleri derleyip toplayıp başkanlığa vermekle yükümlüydü. Herkes onlarla dalga geçerdi. Kes-bul-yapıştır başkanlığı derlerdi. 2006-2007’de lağvedildi. Hakan Fidan geldikten sonra Nuh Yılmaz basın müşaviri olarak getirdi. Yasaları da değiştirdi. Dışarıdan özelden sivilden insanlar rahatlıkla alınabilir oldu. Direk geldi basın müşaviri oldu. 36-37 yaşında geldi. Diğer başkanlar tarafından onun gelişi eleştirildi. Basın müşavirliği her hangi bir müsteşar yardımcısına değil direk müsteşara bağlandı. Direk müsteşardan talimat alıyor. Basından gelme olduğu için basın dünyası ile ilişkileri sıcak, çok fazla tanıdığı var. Provokatif çalışma tarzına girdiğini gördüm. Hemen hemen her gün basınla gazetecilerle görüşü haber yaptırıyorlar. Onu biliyorum.”

Torpilli çocukların yeri

Pekçetin, bu merkezi şöyle tanımlıyor: “AKP yanlısı kesim, dışarıdan gelen kesim, torpilli çocukların gittiği yer orası. Külliye ile Cumhurbaşkanlığı ile ilişkileri olanlar;  ya bakan çocuğu ya da milletvekili çocuğu onlar daha çok kulis yaparak o bakanın düğününe giderek geçiştiriyor. Diğerleri hep badem dediğim çocuklar.”

Hangi gazete ve ‘gazeteciler’ MİT’le ilişkili?

Peki bunlar hangi gazetelerle ve muhabirlerle çalışıyor? Pekçetin şunları itiraf ediyor: “Muhabirlerle ilişkilerde özellikle Star gazetesinde, Milliyet gazetesinde haber yaptırıyorlar. Hande F. ile direk ilişkilerinin olduğunu biliyorum. Çetiner Ç’yi, biz hedef olarak izlerdik. Fark ettik ki İKK’ya (İstihbarat Karşı Koyma Başkanlığı) bağlıymış. İçindeki Irak Daire Başkanlığına bağlıymış. Bize Irak’ta denk gelmişti. Irak’a gidip geliyor diye biliyorum.

Sabah gazetesinde A.Küçükkaya mıydı, Başak mıydı, öyle bir isim ama Sabah ile Star gazetelerinde çok rahat haber yapıldığını biliyorum.

Cem Küçük Amerika’dan Türkiye’ye geldiği için, Nuh Yılmaz’ın davetiyle gelmiş olabilir. Çok üst profilde konuşmaları olan, boş ama sallaması güçlü olan bir kişi. Bunlar da alttan birileri bilgileri üflüyor ki  o da çıkıp silahşörlük yapıyordur.”           

Medyada köpürtme

Bunların “gündeme göre algı operasyonları” yaptığını anlatan Pekçetin, şöyle devam ediyor:

Nuh Yılmaz profesyonel bu anlamda, PKK ile olan çatışmalarda, operasyonlardan kaynaklı gelişmelerde, gazetelere bakıldığında anlaşılıyor. Köpürtme diye bir tabir var. İşleme, ertesi gün bir daha işleme, bir daha işleme. Artık sonuna kadar algı operasyonları yaptıklarını biliyorum. Farklı basın gruplarıyla ilişkililer.

Daha önce Genelkurmay, asker yapıyordu. Emniyet FETÖ zamanında çok iyi yapıyordu. Biz sanki biraz onları geçtik gibi. Hakan Fidan da onları daha da büyütecektir. Daha etkili bir konuma gelinceye kadar. Nuh Yılmaz, Hakan Fidan’la geldi, Hakan Fidan’la gider.”

İnternette hackerları kullanıyorlar

Basın müşavirliğinin internetteki faaliyetlerini de itiraf eden Pekçetin, özelikle hacklerların kullanıldığını söyledi:

“Basın müşavirliği 2010-2011’den aktif bir şekilde Türk basınında etkili müdahaleler algı operasyonları haber yaptırma, televizyonlar internette de var faaliyetleri. İnternette hackerleri kullanıyorlar. Kafa bulandırıcı, hedef yapıda soru işareti bırakan, kafaları bulandıran, acaba dedirten onları inandıkları ideolojiden uzaklaştırabilecek dezenformasyona yönelten yapılar var.”

AKP’nin Twitter ordusu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde

“Twiter üzerinden bu çok yapılıyor” diyerek sözlerini sürdüren Pekçetin, troll ordusunun nasıl kurulduğunu ve nerede konumlandığını da açıkladı:

“AKP’nin ayrı bir kulvarı var. İstanbul, Ankara merkezli, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde bir yer var. Gençler orada oturmuşlar Twitter üzerinden bazı şeyleri yapıyorlar. Onlardan bazıları teşkilata geldi, oradan biliyorum. Orada 150-200 gencin bulunduğu, herkesin bilgisayar kullandığı, herkesin Twitter üzerinden yalan yanlış bilgilerle kafa karıştıran bir merkez var.”

Oğlu gerillaya katılan bir aileye ilişkin MİT’in servis ettiği haberler

Oğlu gerillaya katılan bir aileye ilişkin geçmiş yıllarda MİT’in servis ettiği haberleri hatırlatan Pekçetin, “Basit bir kırsala katılımda dahi ailenin protestosu üzerinden faydalanılıyor” dedi. Pekçetin’in itirafları şöyle:

“Bitlisli bir aile, çadır kurdu oğlumu geri verin. İstanbul’da birkaç aile HDP İstanbul il başkanlığına gitti. Oğlumu kızımı geri verin diye, onlar Milliyet gazetesinde işlendi. Hatta onlardan bazıların ben GİB’e gelen bilgilerden derledim, topladım. İşte İstanbul’da Meltem bilmem kimin ailesi şu tarihte İstanbul’a gitti kızımı geri verin dedi. Bitlis’teki şu aile Diyarbakır il başkanlığı ya da Tatvan ilçe başkanlığı önünde çadır kurdu oğlumu kızımı geri verin diyerek protesto etti diye başkanlığın bilgisi dahilinde basın müşavirliğine verdim. Onlar da kendi muhabirleri ile paylaşmış. Ben üç paragraf bilgi verdim dörder satırdan on iki satırlık bilgi olsun. Onun üstüne yarım sayfa haber yapmışlar. Basit bir kırsala katılımda dahi ailenin protestosu üzerinden faydalanılıyor. Bu tür haberler benim bizzat içinde yer aldığım kırsala katılım olayındadır. 2013-2014’de Milliyet gazetesinde yapıldı.”

Twitterınıza girip hackliyorlar

Emniyetin basınla ilişkisine değinen Pekçetin,  “İstanbul Emniyeti’nde birinci önceliğin polisin prestijini yükseltmek, daha sonra da algı operasyonları yapmak” olduğunu belirtti.

“Orada İstanbul Emniyeti gibi değil ama bir hacker oturup, aynı anda 3000 siteden yayılmış gibi, daha profesyonelce yapılıyor. Hackerler dışarıdan getirme. Obez, şişko bilgisayardan çok iyi anlayan tipler. İnsanlar girip Facebook’una girip hackliyorlar. Twiterinizi hekliyorlar. Algı operasyonlarını yapıyorlar.”

Erdoğan ve Fidan her perşembe görüşüyor

Basınla ilişkiler kapsamında Erdoğan ve Fidan’ın görüşmelerine de dikkat çeken Pekçetin, şöyle devam ediyor:

“Cumhurbaşkanlığında Hakan Fidan’ın her Perşembe görüşmeleri oluyor. Tayip Erdoğan’dan aldığı bir talimat üzerine geliyor ve alt kadrosuna talimat vermesiyle oluşuyor. Basın oradaki hangi muhabir üzerinden işlemeyi onlar karar veriyor. Küçük bir muhabire çok büyük bir haberi yaptıramazsınız. Ama Hande F’ya sansasyonel bilgi verip köşe yazısında yazdırabilirsiniz. Onun üzerinden olur. Onu da bilginin etkinliği ve büyüklüğüne göre muhabire karar verir. Hangi gazeteyi kullanacaklarına onlar karar veriyor.”

Psikolojik Daire Başkanlığının görevi

PKK’nin elindeki diğer MİT yetkilisi Aydın Günel de teşkilata girdiği 1997’de psikolojik hareket daire başkanlığının varlığına dikkat çekti.  Bunun daha sonra kapandığını belirten Günel, “Görsel yayın basın gibi gazetelerle yazarlarla ilişkiler kurarak çalışmalar yürütüyorlardı. Daha sonra basın müşavirliği müsteşarlığa direk bağlı bir birim. Basın kuruluşları ile ilişkiler. Bazı önemli hususların yayınlatılması, yazı yazdırılması şeklinde oluyordu” diye anlatıyor.

Günel, şöyle özetliyor: “Psikolojik istihbarat daire başkanlığının andıçlama, basın üzerinden toplumun algısını değiştirme için çalışmalar yürüttüler. Şimdi esi bu durum değişmiş artık kendisinin de deyimiyle daha büyük işlere girmişlerdi. Televizyonlarda, gazetelerde sosyal medyadan yaptıkları, yine kendisinin ifadesiyle yalan yanlış bilgilerle ayrı kulvarlardan yönelerek basın yoluyla ahlaki bozulmaya neden oluyor.”