Türkiye kapitalizminin çok yönlü krizi AKP-MHP iktidarının ekonomi politikalarıyla giderek derinleşirken, bunun bir dışa vurumu olarak Türk Lirası her hafta yeni rekorlarla değer kaybediyordu. Son günlerde de kamuoyunun odaklandığı, döviz kuru hareketliliğine ivme kazandıran Merkez Bankası kararı belli oldu.
Piyasadaki faiz indirimi beklentisine uygun olarak Merkez Bankası 100 baz puan faiz indirimine gitti. Böylece politika faizi yüzde 15’ten 14’e düşürüldü.
Kararı sonrası TL’de değer kayıpları hız kazandı. Dolar/TL 15,15 seviyesinden 15,7'ye doğru yükselirken avro/TL 17,15'ten 17,6'ya ulaştı.
Bir dizi açmaz içerisinde kendi kârlarından ve “beka”larından başka bir şey düşünmeyen Erdoğan ve AKP’si, ülkeyi sermaye için ucuz iş gücü cennetine çevirme hedefiyle “hiperenflasyon”a doğru yol almaktan geri durmayacağını bu kararla da bir kez daha gösterdi.
Saray rejiminin piyasada “kumar oynar gibi” hareket ettiğini de ortaya koyan MB kararında bu politikanın önümüzdeki aylarda "gözden geçirileceği" şu ifadelerle dile getirildi:
“Kurul, politika faizinin 100 baz puan indirilerek, arz yönlü ve para politikası etki alanı dışındaki arızi faktörlerin fiyat artışları üzerinde oluşturduğu geçici etkilerin ima ettiği alanın kullanımının tamamlanmasına karar vermiştir. Alınmış olan kararların birikimli etkileri 2022 yılının ilk çeyreğinde yakından takip edilecek ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla geniş kapsamlı politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülecektir.”
Gelişmeleri sosyal medyada yorumlayan bazı yazar ve gazetecilerin MB kararına dair ilk değerlendirmeleri şöyle: