Marx’a üniversitelerden bakmak

Doğumunun 200. yılında Marx, BBC’nin özel sayfalar ayırdığı, diğer medya tekellerinin de (özellikle Almanya’da) benzer yayınlara konu ettiği bir insandır. Ancak Marx’ı Marx yapan bir özelliği gizlenmek, yok sayılmak istenmiştir. O da Marx’ın kişiliğinin ve ideolojisinin devrimciliğidir.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 28 Ocak 2020
  • 14:21

Geçmişten bugüne üniversitelere baktığımızda hemen hemen bütün konularda Marx’ın adını görürüz. Tabii ki adıyla birlikte fikirlerinin bir kısmını da... İktisatta Marx’ın Kapital’i önemli bir yer tutar. Psikoloji ve sosyolojide Marx’ın irdelediği birey ve toplum gözlemlenir. Tarihte (belli ve sınırlı bir açıyla) ilkel toplumlardan kapitalist düzene kadar Marx’ın izleri takip edilir. Felsefede ise her ne kadar onun diyalektiği ile hareket edilmese de bu diyalektikten yardım alınır.

12 Eylül’ün karanlık yıllarına baktığımızda dahi Ankara Üniversitesi belgelerinde Marx’ın düşünceleri yer almaktadır. Hakları var, Marx kimi zaman burjuva ideologlarının da övdükleri, kimi zaman göklere çıkardıkları bir bilim insanı ve filozoftur. Doğumunun 200. yılında Marx, BBC’nin özel sayfalar ayırdığı, diğer medya tekellerinin de (özellikle Almanya’da) benzer yayınlara konu ettiği bir insandır. Ancak Marx’ı Marx yapan bir özelliği gizlenmek, yok sayılmak istenmiştir. O da Marx’ın kişiliğinin ve ideolojisinin devrimciliğidir.

Marksizm anlatılmak istendiğinde ise saldırgan bir yönteme başvurulur. Bu yöntem bir eleştiriden çok, çarpık ve kaba bir propagandadır esasında. ABD’nin yalan propagandaları ve soğuk savaş döneminden kalma argümanlarla, Marksizm çürütülmeye çalışılır. Hatta Marksizm incelenmez, onun yol ve yöntemi soyutlanır. Sadece tarihin çarpıtılmasıyla, Sovyetlerin çöküşü üzerinden sosyalizmin kapitalizme alternatif olamayacağı söylenir. Ancak bunlar nesnel bile sayılmayacak, salt ideolojik yaklaşımlardır. Bunun gerisinde burjuva ideologlarının Marksizm’den korkuları ve ona düşmanlıkları yatar.

Elbette Marx iktisat, sosyoloji, tarih ve felsefe dallarında önemli eserler yaratmış, insanlık tarihine derin bir iz bırakmıştır. Fakat onun eserleri kendi içinde tek tek ayrıştırılmayacak bir bütün oluştururlar. Bu bütünsel yapıtın temelinde Marksizm düşüncesi ve dünya görüşü yatar. Bu, maddi gerçeğin ve tarihsel pratiğin incelenmesine dayalı devrimci bir yöntemdir ve her adımda gerçeğin anlaşılmasına rehberlik eder. Döne döne tarihsel pratik içinde sınanır ve ondan beslenerek gelişir. Dolayısıyla Marksizm, güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyen bir dünya görüşü ve eylem kılavuzudur.

Hakan Koç

Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Hapishanesi