"Marmara Denizi'nde canlı türleri yok oluyor"

Bursa Su Kolektifi, gerçekleştirdiği basın açıklamasında artan doğa talanının yarattığı ekolojik çöküşe karşı mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 23 Nisan 2022
  • 12:15

Bursa Su Kolektifi, Bursa Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü binası önünde eylem gerçekleştirdi.

Basın açıklamasında derelerin, göllerin, denizlerin artan kirliliğine ve tüm ekosistemin varlığını tehdit etmesine dikkat çekilerek şunlar söylendi:

“Derelerimizin yıllardır atık kanalı ve Marmara Denizi’nin de foseptik çukuru olarak kullanılması neticesinde oluşan müsilaj çevre felaketi sonrası halkın ve bilim insanlarının yoğun tepki ve uyarıları ile Müsilaj Eylem Planı hazırlandı. Böylece sebep olunan çevre felaketine karşı önlemler geliştirilebileceği yönünde umutlandık. Ancak yakından takip ettiğimiz uygulama sürecinin iktidarın ve onun desteklediği sermayenin oyalama ve bir şeyler yapıyormuş gibi görünme taktiklerinden ibaret olduğunu bir kez daha açıkça gördük.”

Bilim insanlarının Marmara Denizi’nin kirliliği ile ilgili yaptıkları araştırmanın sonucunda deniz ekosisteminin canlı yaşamı için son derece elverişsiz olduğu belirtildi.

Bir zamanlar 120’den fazla balık çeşidinin olduğu Marmara Denizinin yoğun şekilde kirletilmesinden dolayı balık türlerinin yaşayamaz hale geldiği ifade edilerek şunlar vurgulandı:

“1170 metre derinliğe sahip olan Marmara Denizi’nde son bilimsel araştırmalara göre oksijen bitmiş, su yüzeyinden sadece 35 metre hatta kimi yerde yalnızca 25 metre derinlikte canlı yaşamı belirtileri kaldığı, daha derinlerde canlı türlerinin ve çeşitliliğinin yok olduğu açıklanmaktadır”

Raporda bilimsel araştırmalar sonucu Marmara Denizi’nde sadece 2-3 çeşit balık türünün kaldığı belirtilirken, doğanın talanı, balıkçıların geçinememesi, yurttaşların sağlıklı beslenememesi gibi sorunların sermaye merkezli politikaların sonucunda gerçekleştiği kaydedildi.

“AKP iktidarı gerçeklere gözünü kapatıyor”

Açıklamada AKP iktidarının Marmara Denizi’nde “müsilaj yok” diyerek bilimsel gerçeklere gözünü kapattığı ve fabrika, üretim ve arıtma tesisi gibi kirleticilerin yönetmeliklere uyum şartlarını öteleyerek suların ve denizlerin daha fazla kirletilmesine yasal dayanak hazırladığı ifade edildi.

Sermayenin talancı ve kirletici projelerinin yarattığı yıkımın iktidar tarafından desteklendiği belirtilirken şunlar vurgulandı:

“Geçtiğimiz hafta Erzincan İliç’te Çöpler Altın Madeni sahasının genişletilmesi girişiminde olduğu gibi bütün hızıyla devam etmektedir. Türkiye, uluslararası yağma ve sömürü sitemi olan altın madenciliği için AKP döneminde adeta cennet haline getirilmekte ve böylece dört bir yanı siyanür havuzları ile doldurulmaktadır”