Marmara Denizi de talana açıldı

Marmara Denizi ve Adalar'ın denetiminin Bakanlığa devredilmesinin, bölgeyi bir avuç sermayedarın insafına bırakmaktan başka anlamı olmadığı açıktır.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 13 Kasım 2021
  • 16:12

AKP şefi Erdoğan’ın kararıyla Marmara Denizi ve Adalar “Özel Koruma Bölgesi” ilan edildi. Resmi Gazete’de yayınlanan karara göre, bölgenin yetkisi belediyelerden alınıp Çevre, Şehir ve İklim Bakanlığına devredilecek ve bu alanlarda KHK hükümleri uygulanacak. Bölgedeki her tür imar, plan, onaylama, proje ve uygulama hakkında Bakanlık karar verecek. Söz konusu bölgede İstanbul’un Adalar ilçesinin yanı sıra Kocaeli, Yalova, Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Tekirdağ da yer alıyor.

“Marmara çok kirlendi” gerekçesi ile alınan karar hakkında Erdoğan, “Marmara Denizi koruma projesi ile bölgedeki çevre sorunlarını tek elden takip edip çözüme kavuşturabileceğiz” ifadelerini kullandı. Marmara’yı çok kirleten nedenlerin başında endüstriyel atıkların denize kontrolsüz bırakılması ve yapılaşma geliyor. Marmara’nın çürütülmesinin doğrudan sorumlusu olan faşist rejimin şefi Erdoğan bu kez de “çözmek” için yeni çevresel yıkımların kapısını aralıyor.

AKP’li yıllarda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, beşli çetenin talan projelerini onaylayan bir merci olarak çalıştı. Ülkenin dereleri, ormanları, denizleri, gölleri, tarım alanları “doğayı koruma” adı altında ve Bakanlığın denetiminde bir bir sermayeye peşkeş çekildi. Bakanlığın “onayıyla” Kanal İstanbul, Karadeniz kıyı şeridi, Yassıada, Sivri Ada, Bozcaada, Boğazlar ve çevresi yapılaşmaya ve betona boğuldu. Tamamı ormanlık ve aynı zamanda doğal sit alanı olan, çeşitli canlı türlerine ev sahipliği yapan bu bölgeler “kongre ve turizm bölgesi” ilan edilerek yapılaşmaya açıldı. Yaşanan son örneklerden bir diğeri de Boğaziçi Üniversitesi kampüs alanının talana açılmasıdır. Asırlık ağaçların, tarihi yapıların ve 1200’den fazla bitki türünün barındığı alanın Bakanlık tarafından “yeniden düzenlenmesi” planlanıyor. Denetimi Bakanlığa devredilen alanların akıbeti geri dönüşümü olmayan yok oluşlar oluyor.

KHK’ları elinde bir sopa olarak kullanan Erdoğan, yasaların izin vermediği durumlarda doğal alanları ranta açmak için yasaları değiştiriyor, usulsüzlük ve kuralsızlıkla gemisini yürütüyor. Marmara Denizi ve Adalar’ın denetiminin Bakanlığa devredilmesinin, bölgeyi bir avuç sermayedarın insafına bırakmaktan başka anlamı olmadığı açıktır.