İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Marmara Bölgesi'nde bulunan hapishanelerin yaşanan hak ihlalleri raporunu hazırladı. Raporun, İHD İstanbul Şubesi’ne 2020 yılının Nisan, Mayıs, Haziran aylarında yapılan hak ihlali başvurularının derlenmesinden oluştuğu belirtildi.
Raporda yer alan hapishaneler şöyle sıralandı:
“Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü, Tekirdağ 1 ve 2 Nolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu (CİK), Edirne F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu(CİK), Maltepe 1 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu(CİK), Kocaeli/ Kandıra 1 ve Nolu F tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu(CİK), Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu(CİK), Sincan L Tipi CİK, Bakırköy Kadın Kapalı CİK, Bafra T Tipi CİK, Kayseri Kadın Kapalı CİK, Maltepe L Tipi CİK, Trabzon T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu(CİK), Ödemiş T Tipi Ceza İnfaz Kurumu(CİK), , Kahramanmaraş Türkoğlu 1 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu(CİK), Kastamonu E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu(CİK), Menemen T Tipi Kapalı ceza İnfaz Kurumu(CİK), İzmir Aliağa 2 Nolu T Tipi Ceza İnfaz Kurumu(CİK), Kırıkkale Hacılar F Tipi Ceza İnfaz Kurumu(CİK), Kırşehir E Tipi Ceza İnfaz Kurumu(CİK), Manisa Akhisar T Tipi Ceza İnfaz Kurumu(CİK), KIRKLARELİ E Tipi Ceza İnfaz Kurumu(CİK), Şakran 3 Nolu T Tipi Ceza İnfaz Kurumu(CİK), Osmaniye 2 Nolu T Tipi Ceza İnfaz Kurumu(CİK), Burhaniye T Tipi Ceza İnfaz Kurumu(CİK), Balıkesir Bandırma 2 Nolu T Tipi Ceza İnfaz Kurumu(CİK), Urfa Hilvan T Tipi Ceza İnfaz Kurumu(CİK).”
187 başvuruda, 2314 ihlal sıralandı
Toplam 187 başvurunun geldiği belirtilen raporda şunlar ifade edildi:
“Başvuruların 62’si sağlık ve tedavi hakkının ihlaline, 30’u darp, tehdit, kötü muamele, disiplin ve hücre cezaları vb.,29’u iletişim hakkı ihlalleri, 58’i korona salgını ve buna bağlı ihlaller, 8’i ise haksız tutukluluk ve adil yargılanmama iddialarıdır”
187 başvurunun 4’ü kadın, 2’si LGBTİ, 181’i erkek mahpuslar tarafından, 12’si adli mahpus, 175’i politik mahpuslar tarafından yapıldığı belirtilen raporda “Her bir başvuru birden çok ihlal iddiası içermekte olup, 187’i başvuruda toplam 2314 ihlal tespit edilmiştir. Nisan ayında, 533, Mayıs ayında: 645, Haziran ayında ise 1136 ihlal yaşanmıştır” denildi.
Pandemi sürecinde önlem alınmadı hak gaspları çoğaldı
Pandemi sürecinde hapishanelerde önlem adı altında hak gasplarının çoğaltıldığı, tecridin derinleştirildiği şu ifadelerle anlatıldı:
“COVİD 19 salgınıyla mahpuslara yönelik keyfi uygulamalar ve ihlaller had safhaya çıkarılmıştır. Karantina adı altında hücre cezaları normalleşmiş, bütün sosyal haklar kaldırılmış tecrit ve izolasyon derinleşmiştir. Aile, avukat görüşleri yasaklanmış, hastane sevkleri iptal edilerek mahpusların tedavi olanakları tamamen ellerinden alınmıştır. Deyim yerindeyse mahpuslar bu süreçte gözlerden uzak ölüme terk edilmiştir. Birçok hapishanede saldırılar, hak gaspları, baskılar, haksız ve yasalara aykırı uygulamalar rutin hale getirilmiştir. Disiplin cezaları, süreli-süresiz yayınlar ve kitap yasakları ile mektup yasakları, resmi kurumlara yazılan yazılar ve suç duyurusu dilekçelerinin gönderilmemesi, sohbet ve spor haklarının kullandırılmaması, hapishane kantinleri kapatılmış, açık olan kantinlerde ise çeşit azlığı ve fahiş fiyatlar uygulanmıştır. Kandıra F Tipinde mahpuslara 10 gün yemek verilmemiş, paket hazır çorba verilerek beslenme ihtiyaçlarını karşılamaları istenmiştir. Mahpuslara sundukları gerekçe ise infaz yasasıyla açık hapishanelerdeki mahpuslar tahliye edildiği için yemek yapacak kimsenin olmadığı söylenmişlerdir. Akla hayale gelmeyecek, insana bu kadarda olmaz dedirtecek yasaklar, uygulamalar, keyfilik, eziyet ve düşmanlık…”
İşkence, darp, kötü muamele
Raporda hak ihlallerinin türüne göre ayrılan kısmında ‘İşkence, darp kötü muamele’ konusunda “Hapishanelerde tehdit, darp, kötü muamele ve işkence olağan hale gelmiş bulunmaktadır. Hapishanede korana salgını bahanesiyle hücre cezası olağanlaştırılmış, terör kimliği taşıma zorunluluğu, ayakta sayım dayatması kabul etmeyen mahpusların hücrelere atılması gibi uygulamalar bu üç ay boyunca da devam etmiştir” denilerek bu ihlal örnekleri sıralandı.
Raporda yer alan diğer hak ihlalleri şöyle sıralandı:
“İletişim yasakları
Mahpusların bu dönemde en çok ihlal yaşadıkları konulardan biri de iletişim yasaklarıdır. Kitap, gazete, dergi gibi süreli ve süresiz yayınların verilmemesi, dışarıdan gönderilen gazete ve dergilerin alınmaması, ailelerin gönderdiği kargoların verilmemesi, yine mahpusların yazdığı mektupların hiçbir gerekçe gösterilmeden gönderilmemesi ve mahpuslara gönderilen mektupların verilmemesi. Görüldü damgalı yazılara, Dilekçe, Faks veya mahpusların kitap veya dergilerden yaptıkları alıntılardan oluşan el yazmaları, yine idare tarafından görülmüştür damgası vurulmuş yazılı metin veya fotokopilere el konulması genel sorunlar arasındadır. Covid-19 salgını da bahane edilerek mahpusları aileleriyle görüşmesi ve tüm sosyal hakları iptal edilmiştir. Avukat görüşü, mahpusların yakınlarıyla yaptıkları telefon görüşmesinin haftada bir olması gerekirken bazı hapishanelerde 15 güne çıkarılması gibi.
Sağlık ve tedavi hakları ihlalleri
Komisyonumuza yapılan tüm başvurularda mahpuslar, etkili bir revir hizmeti alamadıklarını, tam teşekküllü hastanelerin bulunmadığını, bulunanlara da aylar sonra sevk yapılabildiğini belirtmişlerdir. Bunlar revire sevk edilmeme ya da geç sevk edilme, acil durumlarda dahi aylar sonra hastaneye sevk, hastaneye sevk edilse dahi kontrol, tetkik ve muayenelerin randevularına zamanında götürülmeme, hastane gidişlerinde hasta mahpuslara ters kelepçe dayatması, hastanelere kafes denilen hücreli ring araçlarıyla götürülmek istenmeleri, çıplak arama zorlamasını kabul etmeyen hasta mahpusların hastanelere götürülmemeleri, doktor muayenesi sırasında askerin odadan çıkmak istememesi, muayene sırasında mahpusun kelepçelerinin çıkarılmaması, kelepçeli ve jandarma eşliğinde muayeneye zorlanma gibi uygulamaların yanında Karona virüs salgını bahanesiyle de mahpusların bütün hastane randevuları iptal edilmiştir. Bunlar arasında kanser hastaları , acil ameliyat edilmesi gerekenler, düzenli ilaç kullanması gerekenlerde bulunmaktadır. Bu dönemde birçok mahpusa düzenli kullandığı ilaçlar temin edilmemiş, revire çıkarılmamıştır. Mahpusların tedavileri bu dönemde tamamen durdurulmuştur.”
"Esas amacımız hak ihlallerini engellemek”
“Haksız tutukluluk, adil yargılanma hakkı ve ayrımcılık” ihlali üzerinden örnek verilerek rapor hazırlanmasının gerekçesi şu şekilde ifade edildi:
“Hapishanelerde ki sorunların, ihlallerin ve keyfi uygulamaların çok daha fazla olduğunu biliyoruz. Özellikle içinden geçtiğimiz süreçte mahpuslara yönelik baskı, işkence vahim boyutlara ulaşmıştır. İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu olarak, hapishanelerde yaşanan hak ihlallerini bilgi sunmak için rapor haline getirmiyoruz. İnsan hakları savunucuları olarak esas amacımız hak ihlallerini engellemek.
Biliyoruz ki; hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri dışarıda yükselteceğimiz sesle engellenir. Hazırladığımız rapor, esasında, hapishanelerde yaşanan devasa sorunlara ilişkin duyarlılık ve mahpuslarla dayanışma çağrımızdır. Hapishane Komisyonu olarak içerdekilerin küçük de olsa sesi olabilmeyi, yaşanan sorunlara duyarlılık yaratabilmeyi, sorunları görünür kılabilmeyi amaçlıyoruz.”
Kızıl Bayrak / İstanbul