Bursa Su Kolektifi bugün Bursa Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaparak suyunu koruma talebiyle dilekçe verdi.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasında “Madenciler yol aldı, felaketler çoğaldı” pankartı açıldı. Yapılan açıklamada bölgede var olan madenlerin doğaya yaptığı katliamlar anlatıldı.
Basın açıklamasının ardından Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne dilekçeler verildi.
Verilen dilekçede şu ifadeler kullanıldı:
“Kanunlarımıza göre Türkiye'de kurulu tesisler, doğal çevreye zararlı olabilecek sınırdaki üretim çıktılarını Kanun ve Yönetmeliklerde belirtilen sınır değerlere indirdikten sonra alıcı ortama deşarj edebilmektedir. ÇED Yönetmeliği’nin yayınlandığı 1993 yılından bu yana kurulan üretim tesislerinin ÇED Raporları, Bakanlığınız / Müdürlüğünüz tarafından değerlendirilerek ÇED Belgeleri verilmiştir. Kabul gören ÇED Raporlarında firmalar ilgili üretim süreçlerine göre iş akışlarıyla birlikte oluşabilecek olası ve kesin atıklarını kanun ve yönetmeliklere göre nasıl yönetebileceğini ve bu çerçevede oluşacak yükümlülüklerini nasıl yerine getireceklerini açıkça taahhüt etmektedirler.
Bursa’da kurulu üretim tesislerinde kullanılarak kirletici parametrelere sahip olan atıksu, Kanunlara ve ÇED Raporlarındaki yükümlülüklere göre arıtıldığı öne sürülerek alıcı ortam olarak nitelendirilen Nilüfer Çayı ve onu besleyen su kollarına deşarj edilmektedir. Arıtıldığı beyan edilen atık sularla Nilüfer Çayı aşırı kirli seviyeye ulaşmıştır. Birçok resmi kayıtta, Nilüfer Çayı'ndan akan suyun 4. kalite kirletilmiş su olduğu, içindeki sucul canlıların yaşamlarını yitirdiği, makro ve mikro biyoalanların oluştuğu, tarımsal sulamada kullanılamadığı, buradan su içen hayvanların yaşamını yitirdiği belgelenmiştir. 4. kalite su, aşırı düzeyde kirletilmiş, tarımda ve daha başka hiç bir amaçla kullanılamayacak su olarak nitelenmektedir.
Bursa’daki tesis ve fabrikalar ile OSB ve belediyelerin atık su arıtma tesisleri ve maden işletmeleri uymakla yükümlü oldukları Kanunlara ve ÇED Raporlarına göre çalıştırılıyor, filtrasyon ona uygun biçimde yapılıyorsa Nilüfer Çayı neden hiçbir amaçla kullanılamayacak düzeyde kirletilmiş olarak akmaktadır?
Bursa’da tüm tesisler atık suların arıtılmasını gerektiği gibi yapıyorsa, Müdürlüğünüz bundan eminse, kanun ve yönetmeliklerdeki sınır değerlerin çok yüksek olduğu ortaya çıkmaktadır. O halde Müdürlüğünüz bağlı bulunduğunuz Bakanlığa geri bildirimde bulunarak atık sulardaki kirletici sınır değerlerin düşürülmesini talep etti mi?
Sürekli izleme ve analiz yaparak, denetim ve ceza mekanizmalarını çalıştırarak, devletin ilgili kurumlarını göreve davet ederek, Nilüfer Çayını yakın geçmişte olduğu gibi temiz, kokusuz, içinde balık ve sucul canlılarının yaşadığı, tarım için kullanılabilen, kirlilik taşımayan, akarsu haline getirmek için Müdürlüğünüz tarafından bir çalışma yürütülmekte midir? Böyle bir çalışma varsa içeriği ve ne zaman hedefe ulaşmayı planlandığı konusunda bilgi veriniz.
Nilüfer Çayının temiz akması için bir çalışma yoksa bu dilekçeyi ihbar sayıp Nilüfer Çayını temiz akmasını sağlayacak bir çalışma yapmayı Müdürlük olarak planlayacak mısınız?
Verilen parasal ceza tutarı düşük olduğu için yüksek maliyetli SAİS kabinlerini kurmak yerine ceza ödemeyi kârlı bulan firmaların sayısı ve isimlerini bildiriniz.
Yukarıda sorduğumuz soruları, istediğimiz bilgi ve belgeleri, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’ndaki yasal süresi içinde yanıtlayarak adresime gönderilmesini arz ederim.”