2017 yılında katıldığı Newroz kutlaması sırasında katledilen üniversite öğrencisi Kemal Kurkut davası Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Kurkut cinayeti ile ilgili “olası kastla öldürme” suçundan yargılanan katil polis Yakup Şenocak hakkında “delil yetersizliği”nden verdiği beraat kararının, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince sanığa yüklenen suçun “hukuka aykırı” olduğunu gerekçesiyle bozulması üzerine dava yeniden görüldü.
Salona silahlı polisler girdi
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre, Ceza Dairesi'nin, 8 Şubat 2022 tarihli karar ilamının okunmasının ardından mahkeme başkanı, karara dair bir diyeceği olup olmadığı konusunda katil polis Şenocak’a söz verdi. Şenocak’ın konuşmaya başladığı sırada izleyicilerin olduğu bölüme salona üniformalı ve silahlı polisler girdi.
Bu duruma tepki gösteren Av. Mehmet Emin Aktar, yargılamayı tehlikeye düşürmeleri nedeniyle polislerin salondan çıkarılmasını istedi. Kurkut Ailesi avukatlarının duruna itiraz etmeyi sürdürmeleri karşısında mahkeme başkanı, “Salonda birbirinizi öldürürsünüz yanlışla” diyerek, üniformalı ve silahlı polislerin salondan çıkmaları talimatı verdi. O sırada izleyiciler arasından “Yanlışlıkla değil, bilerek öldürüyorlar” sesi yükseldi. Bu yaşananlar duruşma tutanağına kaydedilmedi.
Katil polis mağduru oynadı
Sonrasında dinlenmeye devam edilen katil polis, İstinaf mahkemesinin verdiği bozma kararının hukuka aykırı olduğunu söyleyerek mağduru oynadı. Bu dosya kapsamında “günah keçisi” ilan edilmek istendiğini söyleyen polis Şenocak, kararı kabul etmediğini belirtti. Mahkeme başkanının ‘Duruşmalardan vareste tutulma talebin var mı?” diye sorduğu sanık polis, duruşmalara katılmak istediğini ifade etti.
Anne Kurkut: Acım 5 yılda daha da büyüdü
Sonrasında bozma ilamına dair sırasıyla anne Secan Kurkut ve oğlu Ferhat Kukut’a söz verildi. Anne Kurkut, “Şikâyetçiyim, sanığın cezalandırılmasını istiyorum. Benim oğlum suçsuz ve günahsızdı. Yaşadığım acı 5 yılda daha da büyüdü. Günahım bu kararı verenlerin boynunadır. Başka gençlerin öldürülmemesi için bu polis cezalandırılsın” derken, Ferhat Kurkut ise “Bu polis ya da bir başkası katil her kim ise cezalandırılmasını istiyorum. Bize daha fazla işkence çektirilmesin” dedi.
Cezasızlık politikasının örneği
Ailenin avukatlarından Mehmet Emin Aktar ise, duruşmanın sesli ve görüntülü olarak kayıt altına alınması talebinde bulunarak sözlerine başladı. Mahkeme başkanı, dosyanın kayda alınmasını gerektirir herhangi bir durum olmadığından talebin reddine karar verdi. Talebin reddi üzerine sözlerinin kelimesi kelimesine tutanağa geçirilmesini isteyen Av. Aktar devamında şunları söyledi:
“Mahkemenizce yapılan yargılama neticesinde sanığın kasten öldürme eylemini gerçekleştirdiği sabit olmasına rağmen, beraat kararı verilmiştir. Bu karar, kolluk görevlilerinin yurttaşlara karşı işlediği suçlarda yaygın olarak karşılaşılan cezasızlık politikasının bir örneğidir. İstinaf başvurumuz üzerine Diyarbakır BAM 1. Ceza Dairesi, mahkemenizin verdiği beraat kararını yetersiz görmüş olacak ki kolluğun bir yurttaşı öldürmesinin cezasının olmadığını hatırlatmıştır. Bu karar 8 Şubat 2022 tarihlidir. Dosya Mart ayında mahkemenize ulaşmış ve 9 Mart’ta tensip yapılmıştır. Tutuklu dosyalarda bile 2-3 ay sonrasına gün verilmesine karşın, alelacele 13 gün sonraya duruşma günü tayin edilmiştir. Bununla apar topar davanın bitirilmeye çalışılması gibi bizlerin de duruşmaya ve davaya katılmamızın engellenmeye çalışıldığı açıktır. Tensip ara karanı ile sanık ve müştekilerin hazır edilmeleri amacıyla Segbis yazılmasına karar verilmiştir. Mahkemeniz sanığa ilişkin yazdığı Segbis talimatında CMK'nin 195'inci maddesi uyarınca çağrı kağıdı çıkartılmasını derç edilmiştir. CMK 195'inci Maddesi ‘Suç yalnız veya birlikte para cezası gerektirmekte ise sanık gelmeksizin duruşma yapılacağı’ şerhi derç edilmiştir. Özellikle okuyorum zapta geçsin ki bilinsin. Mahkemeniz cezanın para cezası olması gerektiğini düşünmektedir. Mahkemeniz öyle acele hareket etmektedir ki sanığın duruşmada bulunmasına bile gerek duymamaktadır. Maktulün annesine yazılan talimatta ise, CMK 235/2 maddesindeki çağrının yazılması derç edilmiştir. Yani müvekkil Secan'a ilişkin bir zorla getirme kararı yoktur. Olayın mağdurudur, oğlu katledilmiştir. Malatya 4. Ağır Ceza Mahkemesi talimat dosyasında çağrı kağıdı çıkartılmasına karar vermiştir. Aynı gün bir zorla getirme kararı yazılmıştır üye hakim imzalı. CMK'nın 43. Maddesi gereğince duruşma için muayyen olan günde zorla getirme kararı çıkartılmıştır. Sanık hakkında ‘duruşmaya gelmese bile olur’ diyen mahkeme, hakkında zorla getirme kararı olmamasına rağmen talimat mahkemesince zorla getirme emri çıkartılmıştır.”
Kazanhan ve Karakan’ı hatırlattı
İstinaf kararının vicdanları nasıl sızlattığını gördüklerini ifade eden Antep Barosu avukatlarından Bülent Duran ise, bu coğrafyanın çok sayıda polis katliamına ve cinayetine şahitlik ettiğini söyledi. Nihat Kazanhan cinayetini hatırlatan Av. Duran, “Bu cinayet dosyasında olay terörize edilmiş, polisin eyleminin haklı olduğu gösterilmiş ancak polis eylemini kabul etmiştir. Burada bariz bir şekilde yaşam hakkının korunması ile görevli olan kolluğun yaşam hakkını ihlal etmiş, hukuka aykırı bir şekilde deliller karartılmıştır. Sonradan bıçağı alan ve kurguyu canlı bomba kurgusuna kadar götürecek ve hukuka uygunluk tartışmasını açabilecek bir karar verilmiştir” dedi.
Yine Antep’te 2017’yi 2018’e bağlayan yılbaşı gecesi “dur” ihtarına uymadığı iddiası ile polis tarafından öldürülen lise öğrencisi Ekrem Görkem Karakan (16) cinayetini hatırlatan Av. Duran, “Antep’te bir çocuk sadece ehliyetsiz olmaktan dolayı canlı bomba olduğu iddiası ile katledildi. İstinaf bozma kararı sonrası yapmanız gereken kamu gücünü kullanan faillerin ortak hareket etmek suretiyle yapılan kasten cinayet olmasından dolayı nitelikli bir haldir. Kemal Kurkut katledilmiştir. Yaşam hakkını korumaya yönelik karar ödevinizdir” diyerek, mahkemeden bu ödevi yerine getirmesini beklediklerini dile getirdi.
Duruşmaya ara veren mahkeme heyeti, sonrasında açıkladığı ara kararlarında dosyadaki mevcut delil durumu ve delilleri karartma şüphesi bulunmaması nedeniyle sanığa dair tutuklama talebini reddetti. Valiliği İl Disiplin Kuruluna müzekkere yazılarak 2019/1 disiplin soruşturma evrakının gönderilmesinin istenilmesine, Kurul raporunda beyanı bulunan K.S. ve E.T’nin adreslerinin tespiti amacıyla Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, gelen cevaba göre adreslerine talimat yazılarak tanık sıfatıyla beyanlarının alınmasının istenilmesini kararlaştırarak bir sonraki duruşmayı 15 Eylül’e erteledi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı