Kapalı telefon “örgüt üyeliği” delili sayıldı

Kasım 2020'de beri tutsak olan gazeteci İbrahim Karakaş hakkında "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla iddianame hazırlayan savcı, kapalı olan telefonu suç delili saydı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 04 Şubat 2021
  • 12:54

Gazetecilik faaliyetleri ve tanık beyanıyla 6 Kasım 2020'den beri tutsak olan Yeni Yaşam gazetesi çalışanı İbrahim Karakaş hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunuldu. Mahkeme Karakaş hakkında "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla dava açarken, ilk duruşma için 23 Mart'a gün verdi.

Savcılık iddianamesi akıllara zarar "delillerle" dolu. Savcılık, Karakaş'ın ailesi ve gazeteci arkadaşlarıyla yaptığı telefon görüşmelerine ve konuşulan kişiler hakkında açılan soruşturmalara dikkat çekerek, bu durumu suç delili olarak gösterdi. Karakaş'ın evinde yapılan aramalarda el konulan hard disklerde bulunan ditijal materyaller de suç istinadı olarak iddianamede yer aldı. Karakaş'ın takip ettiği haberler ve sosyal medya paylaşımları da iddianamede suç unsuru olarak değerlendirildi.

Kampta değil nöbetteydi

Mezopotamya Ajansı'ndan Hamdullah Kesen'in haberine göre, iddianamede itirafçı Hüseyin Durudeniz'in yalan ifadelerine çokça yer verilerek, Karakaş'ın 2016-2017'de medya savunma alanlarında yer alıp, örgütsel eğitim aldığı ve KCK Yürütme Kurulu üyesi Duran Kalkan'ın "telsizci" ve "basıncısı" olduğu ileri sürüldü. Savcılık, bu tarihte kişiye ait telefonunun kapalı olmasını da “itirafçının beyanını güçlendirdiğini” iddia etti. Fakat Karataş o tarihlerde Özgür Gündem gazetesinin kapatılmasının ardından başlatılan nöbet eylemine katılmıştı.

'İtirafçı kendini kurtarma çabasında'

Savcılık, Karakaş'a dair şu değerlendirmelerde bulundu:

"Örgüt kamplarında eğitim alan, kırsal alanda uzun süre etkin konumda faaliyette bulunan, eylemleri çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluk oluşturduğu anlaşılan şüphelinin silahlı bir örgütün kuruluş amaçlarını, faaliyet ve eylemlerini benimseyerek gönüllü olarak örgüt hiyerarşisine dahil olmayı tercih etmek suretiyle TCK 314/2 maddesinde belirtilen örgüte üye olma suçundan cezalandırılması gerektiği anlaşılmakla..."

İddianameyi değerlendiren Karakaş'ın avukatı Tugay Bek, müvekkilinin Kasım 2020'den beri tutuklu bulunduğunu ve "örgüt üyesi olmak" iddiasına dair isnat edilen suçlamaların gazetecilik faaliyetleri, bir itirafçı beyanı, 2016-2017 tarihleri arasında telefonunun kapalı oluşu ve ikamet aramasında elden edilen ditijal materyaller olduğunu söyledi. İtirafçının, emniyette kendisine gösterilen yüzlerce fotoğrafa dair beyanda bulunduğunu aktaran Bek, bu kişinin kendisine yönelik suçlamalardan kurtulmak maksadıyla Karakaş ve diğer kişiler hakkında beyanda bulunduğunu ifade etti.

Avukat Bek, Karakaş'ın gazetecilik faaliyetlerinin savcılıkça "örgütsel" bir faaliyet olarak lanse edildiğini söyledi. Karakaş'a ait telefonun 2016-2017 yılları arasında kapalı olmasının da savcılık tarafından "örgüt kamplarında yer aldığına" dair delil olarak gösterildiğini vurgulayan Bek, birçok dosyada telefon görüşmeleri ve tapelerinin dava dosyalarında delil olarak gösterildiğini ancak bu dosyada telefonun kapalı oluşunun delil sayıldığını belirtti.

Dayanışma çağrısı

Türkiye'nin tutuklu gazeteciler sıralamasında üst sıralarda yerini koruduğunu ifade eden Avukat Tugay Bek, "İbrahim Karakaş dosyadaki iddiaların tamamının; dayanıksız, mesnetsiz, soyut iddialar olduğu düşüncesindeyiz. İtirafçı beyanlarıyla oluşturulmuş bu yargılamanın beraatla sonuçlanacağını düşünüyoruz. Tüm gazetecileri İbrahim Karakaş'ın yargılandığı bu davaya sahip çıkmaya çağırıyoruz" dedi.