İnsan Hakları Derneği’nin çağrısı ile saat 13.00 da bir araya gelen insan hakları savunucuları, demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler gözaltında kaybedilenlerin resimlerinin yer aldığı pankartın arkasında dövizlerle toplandılar. Eyleme BDSP de katıldı.
İstanbul’da Galatasaray Lisesi önünde 699 haftadır oturma eylemi yapan kayıp yakınlarına eylemlerinin 700. haftasında içişleri bakanlığının talimatıyla eylemin yasaklanması ve polisin azgınca kayıp yakınlarına saldırması protesto edilerek başlandı.
Basın açıklamasını İHD adına Ahmet Çiçek okudu. İstanbul’da Cumartesi Anneleri’nin 700. hafta etkinliğine izin verilmeyerek müdahale edilmesine tepki gösteren Çiçek, annelere yönelik saldırıları kınadı. “700 haftadır sesleniyoruz, çığlığımızı duyan var mı” sorusunu soran Çiçek, “27 Mayıs 1995’te insanlığın vicdanı ve hafızası olarak Galatasaray’da başlayan bu eylem, bugün İHD şubelerinin bulunduğu birçok bölgeye yayıldı. 700 haftadır kayıpların bulunması ve kayıplardan sorumlu olan faillerin ortaya çıkarılıp cezalandırılmasına yönelik bir siyasi irade ortaya konmuyor. Türkiye’de yargı başta olmak üzere devletin bütün kurumlarının yurttaşın değil, iktidarın hizmetinde olması hukuksuzluğu adaletsizliği ve keyfi yönetimi de beraberinde getiriyor. Hukukun üstünlüğü, adaleti ve demokrasiyi imkânsız kılan bu durumun ısrarla sürdürülmesi kayıplarımıza ulaşım, faillerden hesap sorma mücadelemizin önündeki en büyük engel oluşturuyor” şeklinde konuştu.
Çiçek konuşmasının devamında güvensizlik ve korku üreten politikalara karşı susmayacaklarını vurgulayarak, kayıpları aramaktan, adalet, hakikat ve barış talep etmekten vazgeçmeyeceklerinin altını çizdi. “Dünyanın neresinde olursanız olun insanlık onurunu hedef alan gözaltında kaybetme suçu karşısında susmayın” diyerek şöyle devam etti: “Çünkü yok edilmek istenen sadece evlatlarımız değil, insanlık hafızası ve vicdanıdır. Gözaltında kaybedilenlerin akıbeti açıklansın, cezasızlık geleneği son bulsun, kaybedenler yargılansın. Türkiye, yıllardır imzalamaktan kaçındığı Birleşmiş Milletlerin bütün kişilerin Zorla kaybedilmeden korunmasına dair sözleşmeyi imzalasın.”
Basın açıklamasının ardından HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni söz aldı. Çepni de, 700 haftadır bütün baskılara rağmen bir destan yazıldığını belirterek, bu destanın gözaltında kaybedilenlerin ailelerine ait olduğunu söyledi. Çepni, kayıp yakınlarının kendilerine faşizme karşı hangi yolda mücadele edileceğini gösterdiklerini söyleyerek “Bu saldırı politikalarına karşı mücadelemizi daha büyüteceğiz. Kayıpların akıbetini aramaya devam edeceğiz diyerek konuşmasını bitirdi” dedi.
Barış Anneleri’nden Perihan Kortak’ın Kürtçe yaptığı konuşmayla eylem devam etti. Kortak, yıllardır zulüm altında kan akmaya devam ettiğini vurgulayarak, sadece çocuklarının kemiklerini istediklerini ifade etti. Son olarak, CHP İzmir eski milletvekili Musa Çam söz aldı. Galatasaray Lisesi önünde kayıp yakınlarına yönelik şiddeti kınayan Çam, 1994 yılından beri kendisinden haber alınamayan İkram Mihyaz’ın hikayesini hatırlattı. Mihyaz’ın belediye çalışanı olduğunu ve sendika çalışması yürüttüğünü, 1991 yılında beyaz Toros’a bindirilerek kaçırıldığını hatırlatan Çam, 1994’ten beri kendisinden haber alınamadığını söyledi.
İstanbul’daki bugünkü saldırının bir kez daha Türkiye’nin barış, demokrasi ve kardeşlik açısından geriye giden bir ülke olduğunu gösterdiğini belirterek konuşmasını sürdüren Çam bu yaşananlardan başta ülkeyi yönetenlerin utanması gerektiğini söyledi. Çam 105 yaşındaki Berfo Ana’nın oğlunun kemiklerine ulaşamadığını belirterek “Acılarımız katlanarak devam ediyor. Unutursak yüreğimiz kurusun. Unutmayacağız” diyerek konuşmasını bitirdi.
Son olarak, Hasan Ocak’ın ablası Hüsniye Ocak söz aldı. Kayıpların bulunmasını talep eden Ocak, Galatasaray Meydanı’nda gözaltına alınanların bir an önce serbest bırakılmasını istedi.
Konuşmaların ardından 5 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi. Ardından eyleme katılanlar, ellerinde bulundurdukları karanfilleri denize bırakmak için topluca Konak Pier’in önüne yürüdü. Burada kayıplar için karanfiller denize bırakıldıktan sonra eylem bitirildi.
Kızıl Bayrak / İzmir