İstihbarat-yargı işbirliği çatırdadı

HSYK, kod isimlerle dinleme kararlarında imzası olan yargıçları suçsuz bulurken, dinlemeyi yapan istihbaratçılar hakkında suç duyurusunda bulundu.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 28 Kasım 2013
  • 08:57

Cumhuriyet gazetesinden İlhan Taşçı'nın haberine göre, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), MİT ile "koordineli" çalışarak kod isimle dinleme kararlarına imza atan yargıçları suçsuz bulurken, "yanlış bilgi ile talepte bulunan" istihbaratçılar hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. HSYK 3. Dairesi'nin, yargıçların soruşturulmasına yer olmadığına ilişkin kararında, kod isimlerle dinlemeye izin verilmesinin "hakimin yargı yetkisi ve takdir hakkı kapsamında kaldığı" yorumu dikkat çekti.

Gazeteci Yasemin Çongar, Mehmet Baransu, Markar Eseyan, Amberin Zaman ve Mehmet Altan'ın telefonlarının "Pastör, Elizabeth ve Arashi Quarzad, Çaşıt, Hossain Seyfullah ve Quaramaddin Fatimi" gibi sahte isim ve kod adlarla MİT tarafından dinlenmesi kararına imza atan yargıçlar hakkında Altan'ın avukatı Ergin Cinmen, HSYK'ye başvurarak, suç duyurusunda bulunmuştu.

Yanlış bizim değil MİT'in

Cinmen'in soruşturma istemini görüşen HSYK 3. Dairesi, dinleme kararlarında imzası olan yargıçlar Oktay Açar, Metin Özçelik ve Yakup Hakan Günay'ın 2'ye karşı 5 üyenin oyuyla soruşturulmalarına yer olmadığına karar vermişti. Dairenin kararında, ilginç belirleme ve değerlendirmeler yer aldı.
Kararda, dinlemeye ilişkin MİT'in talep yazılarında "kasıtlı olarak telefonların başkası tarafından kullanıldığının belirtilmiş olmasının hakimler tarafından bilindiği konusunda somut delil bulunmadığı", bu durumun hakimler tarafından resen de bilinmesinin mümkün olamayacağı savunuldu.
Daire kararında, "belirtilen hususun (kod adla dinleme) ilgili hakimlerin değil, yanlış bilgi ile talepte bulunan personelin (MİT) sorumluluğunu gerektireceği" belirlemesi yapıldı.

HSYK 3. Dairesi, yargıçların soruşturulması isteminin reddini "Esasen, öne sürülen iddiaların hakimin yargı yetkisi ve takdir hakkı kapsamında kaldığı, bu hak ve yetkinin adı geçen hakimler tarafından herhangi bir şekilde kötüye kullanıldığına dair somut delil gösterilmediği" gerekçesine dayandırdı.

3. Dairenin soruşturmaya yer olmadığına ilişkin kararı gelecek günlerde HSYK Genel Kurulu'nda incelenecek.

Yüzlerce kişi dinleniyor

Bu gerekçelerle yargıçlar hakkında işleme gerek görmeyen, kod adla dinleme konusunda MİT'in "yanlış bilgi" ile talepte bulunduğu belirlemesini yapan HSYK, istihbaratçılar hakında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

Başsavcılığın MİT personeli hakkında soruşturma yapabilmesi için Başbakan Tayyip Erdoğan'ın izni gerekecek. Eğer Erdoğan izin vermezse kod isimle dinleme konusunda istihbaratçılar yine soruşturulamayacak.

Şikayetçi Prof. Dr. Mehmet Altan'ın avukatı Ergin Cinmen, HSYK'nin bu şikayeti üzerine başsavcılığın soruşturma kapsamına istihbaratçılarla birlikte yargıçları da alabileceğine işaret etti.

Kod isimle dinleme konusundaki tartışmada sanki isimleri deşifre olanlar dinlenmiş ve olay kapanmış gibi bir görüntünün yanıltıcı olacağını dikkat çeken Cinmen, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Başbakanlığın MİT'e bu dinlemeler konusunda yetkiyi veren gizli yönetmeliği duruyor. Bu yetkiyle MİT uygulamaya devam ediyor olabilir. Aynı şekilde birçok kararı almıştır, almaya da devam ediyor. O gizli yönetmelik kaldırılıncaya kadar MİT yetkisini kullanmayı da sürdürecek. Yüzlerce dinlenen insan var, tahminlerimi söylüyorum. Mevzuatsal açıdan Başbakanın MİT'e verdiği yetki devam ediyor. Sorun bu. Tartışılan kısım sadece deşifre olan bölüm. Kendinizi hükümetin, MİT'in yerine koyun; yetkiniz var, Başbakanlık da koruyor, tabii ki dinlemeye devam edeceksiniz. Konu tartışılıyor, manşetler çıkıyor, MİT adına tek kilme duymadınız. Böylesi bir tuhaf durum. Watergate derken, bunu kast ettim. Nickson da soruşturma izni vermedi, korumaya başladı, sonunda Nickson istifa etmek durumunda kaldı. Türkiye'de de böylesi bir durum olduğunda demokraside önemli bir yol alınmış olur."