YSK’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) seçimlerinin iptaline ilişkin kararıyla iflas eden seçim sistemi, dün açıklanan “gerekçeli karar” ile iflasını daha açık bir şekilde bir kez daha gözler önüne serdi.
YSK, seçimlerin ardından 52 gün, iptal kararının ardından da 16 gün sonra, “gerekçeli karar”ını açıkladı. “Gerekçeli karar” diye 250 sayfalık şişirilmiş iddialara yer verilen dosyada ortaya atılan gerekçelerin sonuca nasıl etki ettiğine bir dayanak gösterilmemesi dikkat çekti. Ayrıca, öne sürülen usulsüzlüklerin, tüm düzen partilerinin temsilcilerinin gözleri önünde yaşanmış olmasına karşın bunlara yeri ve zamanında itiraz edilmemesi, iptal kararının ve seçim sisteminin çarpıklığının bir başka dışavurumu oldu.
Esas bahanenin sonucu nasıl etkilediği bile belirsiz
YSK’nın ilk kararında, sonuca etki ettiği iddia edilerek ortaya atılan tek bahane olan “yasaya aykırı sandık kurulu oluşturulması”nın seçim sonucuna nasıl etki ettiği “gerekçeli karar”da da yer almadı. 212 bin 276 oyun kullanıldığı söz konusu sandıklardaki oy dağılımı ve sonuca etki edip etmeyeceği belirsizliğini korurken, bu oy sayısının, İBB başkanlığı için yarışan iki aday arasındaki oy farkından fazla olması bahanesiyle seçimin yenilenmesi kararı gerekçelendirildi.
Oy çalma yok: Sonucu etkilemeyen bahaneler var
“Gerekçeli karar”da, bu iddiaya ek olarak yeni bahaneler öne sürüldü. Bunlar arasında, AKP’nin iddia ettiği üzere herhangi bir oy çalma usulsüzlüğü yer almazken, sayım döküm cetvellerine ilişkin eksiklikler (18 sandıkta cetvelin olmaması, 90 sandıkta sandık kurulu üyelerinin imzalarının eksik olması), ölen seçmen yerine kullanılan 6 oy, tutuklu/hükümlü yerine kullanılan 99 oy ve 601 kısıtlı seçmen oyu gerekçeler arasında yer aldı.
250 sayfalık “gerekçeli karar”ın son 39 sayfası, iptal kararına karşı oy kullanan 4 üyenin oyunun gerekçelendirilmesi oldu. Bu gerekçelerden dikkat çeken ise iptal kararına bahane olarak öne sürülen sandıklardan çıkan sonuçlarda herhangi bir uyumsuzluk yer almadığı oldu.