Kürdistan’da katliamların birinci dereceden tetikçiliğini polis, özel tim, asker, korucu ve diğer çeteler yapıyor. Bunların yanı sıra sermaye devletinin yargısı da katilleri aklayarak katliama ortak oluyor. Son olarak da, Diyarbakır’da 2006’da Enes Ata ve Mahsum Mızrak’ı gaz fişeğiyle katleden 3 polis beraat etti.
Karartılan delilleri savcı “görmedi”
Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, Enes Ata ve Mahsum Mızrak’ın ölümüne neden olan gaz fişeklerinin polislerce kaybedildiği ortaya çıkmıştı. Davanın dün görülen karar duruşmasında da savcı, 3 polisin gaz fişeğini attığını ispatlayacak “yeterli delil olmadığını” öne sürerek polislerin beraat istedi. Bu doğrultuda beraat kararı veren mahkeme ayrıca, tutuksuz yargılanan polislere 4 bin 360’ar lira avukatlık ücretinin de hazineden ödenmesine karar verdi.
Deliller imha edildi, soruşturmaya “takipsizlik” verildi
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde 28 Mart 2006’da şehit düşen gerillaların cenaze töreni sırasında, polisin saldırısı sonucu başlarına gaz fişeği isabet eden 8 yaşındaki Enes Ata ve 14 yaşındaki Mahsum Mızrak hayatını kaybetmişti. Enes ve Mahsum’un katilleri 2009’da yargılanmaya başlamıştı. 3 polisin yargılandığı dava devam ederken, Enes Ata’nın kıyafetleri mahkeme kararı olmadan polislerce imha edilmişti. Mahsum Mızrak’ın kafasından çıkan ve adli emanet deposunda tutulan gaz fişeğinin de av tüfeği fişeğiyle değiştirildiği ortaya çıkmıştı. Gaz fişeğinin de “kaybolduğu” delil karartmayla ilgili de sözde soruşturma başlatılırken, “8 yıllık zaman aşımı” gerekçesiyle sorumlu kamu görevlisine takipsizlik verilmişti.