İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi, her hafta yaptıkları eylemi, bu hafta Çocuk Hakları Haftası olması nedeniyle cezaevlerindeki çocuklara dikkat çekmek için yaptı. Saat 13.00’te Konak eski Sümerbank önünde bir araya gelen insan hakları savunucuları çocuk haklarına dikkat çekti.
İHD adına Nejla Şengül tarafından açıklamada ‘insan hakları’ kavramının tanımı hatırlatıldıktan sonra şunlar söylendi:
“1989 yılında oluşturulan Çocuk Hakları Sözleşmesi, halen dünya genelinde en çok sayıda ülke tarafından kabul edilen insan hakları belgesi olma özelliğini taşıyor. 197 devletin imzaladığı ve çocuk hakları konusunda yükümlülük altına girmeyi taahhüt ettiği belge, çocuklar için daha iyi bir dünya çabasına umut ve ilham vermeye devam ediyor. Türkiye, çocuk haklarına öncelik vereceğini taahhüt ederek sözleşmeyi 1990’da imzaladı, 1994’te onayladı ve 1995 yılında Resmi Gazete’de yayımlayarak ilan etti.”
“Türkiye Cumhuriyetinde, 30 yıldır yaşananlar gösteriyor ki dünya genelinde çocuklar çeşitli biçimlerde ayırımcılığa maruz bırakılıyor” ifadelerine yer verilen açıklama şöyle devam etti:
“Türkiye’de yaşamını kaybeden 4 yaşındaki Leyla Aydemir, 6 yaşındaki Efe Boz, 9 yaşındaki Vail El Suud, 10 yaşındaki Cemile Çağırgı, 12 yaşındaki Uğur Kaymaz ve Ceylan Önkol, 13 yaşlarındaki Ahmet Yıldız, Seyhan Doğan ve Davut Altınkaynak, 14 yaşındaki Emirhan Nas, 15 yaşındaki Berkin Elvan, 16 yaşındaki Nedim Akyön, 17 yaşındaki Lütfullah Tacik ile çoğu ortaokul ve lise öğrencisi olan ve Manisalı Gençler olarak anılan çocuklar; Pozantı, Şakran, Sincan, Maltepe gibi ceza infaz kurumlarında kötü muamele ve işkence gören çocuklar, şiddetin farklı türlerine maruz bırakılan kız ve oğlan çocukları, daha birkaç gün önce veliler tarafından yuhalatılan otizmli çocuklar bunlardan sadece bazılarıdır.”
Açıklamanın devamında şunlar söylendi:
“Çocuğa özgü bir adalet sistemine ihtiyaç vardır. BM verilerine göre dünyada 7 milyon çocuk özgür değildir.
743’ü anneleriyle birlikte cezaevlerinde kalmak zorunda olan çocuk olmak üzere 2 bin 500 çocuk cezaevlerinde hükümlü veya tutuklu olarak yaşamını sürdürmeye devam ediyorlar.
31 Ekim 2018 tarihli verilere göre cezaevlerinde 0-6 yaş arası 743, 0-3 yaşarası 343 çocuk anneleriyle kalmaktadırlar. Anneleri ile kalan çocuklar da fiili olarak mahpusluk hayatı yaşamaktadırlar. Bu çocuklar büyüklerle aynı yerde kalmaktan gerek sağlık yönünden ve gerekse psikolojik risk altında yaşamaktadırlar dendi.
Anneleri ile kalan çocuklara güvenlik gerekçesiyle cezaevi idarelerince oyuncak verilmemektedir.
Cezaevlerindeki çocuklar cezaevlerinde beslenememekte, sağlığa, eğitime erişimde sıkıntı yaşamaktadırlar. Ailelerinden uzak olmaları, onlarla yeterince görüşememeleri çocuklarda psikolojik travmalar yaratmaktadır. Ayrıca cezaevlerinde fiziksel şiddete maruz kalmaktadırlar. CİSST’in Kasım 2017 tarihli ‘Çocuk Mahpuslar’ raporuna göre 2009 yılından Mart 2017’ye kadar 17 çocuk hapishanede hayatını kaybetmiştir. Bu çocukların 9’u intihar etmiştir. Çocukların ölümleri, işkence ve kötü muamele üzerinden yapılan tartışmalarda devletin yükümlülüklerinin hukuk devleti ve insan hakları temelinde tartışılması gereklidir.
Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 30. yılında başta Türkiye olmak üzere her bir taraf devlete sözleşmenin temel ilkelerini ısrarla hatırlatırız ki;
1. Çocuk hakları tüm çocuklar içindir. Çocuklar arasında ayırımcılık yapılamaz!
2. Her çocuğun yaşama ve gelişme hakkı vardır!
3. Her çocuğun görüşlerini ifade etme ve hakkında verilen kararlara katılım hakkı vardır!
4. Tüm düzenlemelerde çocukların yüksek yararı; yani zarar görmemeleri ve onlara öncelik verilmesi gözetilir!
5. Her çocuğun eşit, özgür, mutlu ve barış içerisinde bir yaşam sürmesi,
6. Hak temelli ve bütüncül bir çocuk politikası oluşturulması,
7. Çocuk hakları ihlalleri ile ilgili cezasızlık kültürünün ortadan kaldırılması,
8. Çocukların kendi kültüründen yararlanma ve kendi dilini kullanma hakkının tanıyan Çocuk Haklarına dair Sözleşme’nin 17, 29 ve 30. maddelerine ve BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 27. maddesine konulan çekincelerin kaldırılması,
9. BM Ulusal veya Etnik, Dinsel veya Dilsel Azınlıklara Mensup Olan Kişilerin Haklarına dair Bildiriye ve Birleşmiş Milletler Yerli Halklar Hakları Bildirisine ve BM Çocuk Hakları Komitesinin 2009 tarihli genel yorumuna uygun düzenlemelerin yapılması,
10. BM UNESCO Eğitimde Ayrımcılığın Önlenmesine Dair Sözleşmeye taraf olunması,
11. Temel yönetişim sözleşmelerinden olan ILO İş Teftiş (Tarım) 129, Gençlerin (Sanayi dışındaki alanlarda) Gece İşinde Çalıştırılmasına ilişkin 79 ve ILO Gençlerin (Sanayiye ait alanlarda) Gece İşinde Çalıştırılmasına ilişkin 90 No.lu ILO Sözleşmelerine taraf olunması konularında derhal harekete geçilmesini talep ediyoruz.”
Açıklama, beş dakikalık oturma eyleminden sonra bitirildi.
Kızıl Bayrak / İzmir