HHB-ÇHD davasında bütün avukatlar tahliye edildi

ÇHD ve HHB’li avukatların yargılandığı davada bütün avukatlar adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Duruşma 19-20 Şubat 2019'a ertelendi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 14 Eylül 2018
  • 20:21

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosu (HHB) avukatlarının yargılandığı davanın ilk duruşmasının 5. celsesinde, tutuklu olan bütün avukatlar adli kontrol şartıyla tahliye edildi.

ÇHD ve HHB'li avukatlarının yargılandığı davanın ilk duruşmasının 5. celsesi Silivri Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görüldü.

İlk 4 günü Bakırköy Adliyesi’nde görülen duruşmanın yeri değiştirildiği gibi duruşma salonu jandarma ablukası altına alındı.

Tutuklu avukatlar duruşma salonuna, “Kahrolsun faşizm yaşasın mücadelemiz”, “Devrimci avukatlar teslim alınamaz” sloganlarıyla girdi.

tüm sanıklar müdafi Avukat Hasan Fehmi Demir “gizli3tanık ifadelerinin ve dijital belgelerin delil olamayacaklarını açıklayarak dosyada sadece 3 şeyin yeni sayılabileceğini belirterek “Tanık denilen birtakım ifadeler ile İdil Kültür Merkezi’nden Bahar Kurt isimli kişinin üzerinden çıktığı söylenen dijital belgeler. Bir de Selçuk Kozağaçlı’nın tanık Berk Ercan’ın babası İsmail Ercan’ın evi önünde tespit yaptığı bilgisi” dedi.

İsmail Ercan’ın  evinin Selçuk Kozağaçlı’nın misafir olduğu Av. Nergiz Tuba Aslan’ın eviyle karşı karşıya olduğunu belirterek bunu söyledikleri savcının bilgiyi hasır altı ettiğini anlattı.

Başka dosyaların evraklarıyla doldurulmuş bir iddianamenin söz konusu olduğunu söyleyen Demir, bütün avukatların tahliyesini talep etti.

Avukat Fikret İlkiz de suçu açık ve net belirleyemeyen belgenin delil olamayacağını söyleyerek mevcut iddianame ile bir yargılama yapılamayacağını belirtti.

Avukatların beyanlarının ardından savcı, “kaçma şüphesi” gerekçesiyle tutuklu yargılamanın sürmesini talep etti.

Ardından ise yargılanan tüm avukatlar adına söz alan Selçuk Kozağaçlı, savcının “kaça şüphesi” gerekçesini teşhir ederek 5 yıl önce HHB basıldığında Suriye’de olduğunu ve 48 saat içinde Türkiye’ye gelerek gözaltına alındığını hatırlattı. “Olmamızı istediğiniz avukatlar olmayacağız. Kovsanız gitmeyiz. Öldürseniz ölümüz bu topraklarda kalacak. Bize bu güne kadar ‘kaçma şüphesi’ var diyenlerin yüzde 80’i kaçtı. 1500 hakim-savcı kaçtı. En büyük kaçma şüphesi olan sizlersiniz” dedi.

“Tahliye talep etmiyoruz. Çünkü özgürlüğe kavuşmamız talep gerektirmez” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Karar için ara veren mahkeme tutuklu bütün avukatların adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. Günay Dağ ve Oya Aslan hakkındaki yakalama kararının ise kaldırılmadığı belirtildi. Bir sonraki duruşma 19-20 Şubat 2019'da Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde görülecek.

Tahliye kararına rağmen avukatlar 15 Eylül sabah erken saatlerde serbest bırakıldılar. Kadın avukatlar Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi'nden serbest bırakılırken Silivri Hapishanesi'ne götürülen avukatlar ise Kınalı gişelerine getirilerek burada serbest bırakıldılar.