Facebook veri bankasından 50 milyon kişiye ait bilgilerin çalınması büyük bir skandala yol açmış görünüyor. Kimler tarafından, hangi amaçla çalındığından bağımsız olarak (ki bu da biliniyor); bu olay sosyal medya platformlarının ne kadar güvenli olduğunu anlatması açısından bir fikir veriyor. Cambridge Analytica isimli bir İngiliz şirketin ele geçirdiği bilgileri, başta 2017 yılındaki ABD seçimlerinde yürüttüğü Trump kampanyası olmak üzere, çeşitli ticari işler için kullandığı ortaya çıkmış durumda. Facebook’un sahibi Zuckerberg haberi doğrularken, hata yaptıklarına ve karşı tedbirler alacaklarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Henüz bu tedbirlerin ne olduğu bilinmese de, biz başta Facebook olmak üzere sosyal medya kullanıcılarının bilmesi ve dikkat etmesi gereken noktaları açıklamaya çalışalım:
- Cep telefonunuza yahut bilgisayarınıza indirdiğiniz hemen her türlü aplikasyon (App) üzerinden kayıtlı verilerinizin tamamına erişim sağlanabiliyor.
- Bazı aplikasyonların kişisel bilgilere erişimi manuel olarak engellenebilir olsa da, bu tür durumlarda kamerayı ve mikrofonu devre dışı bırakmak gerekiyor. Ki bu çok az sayıda platform için geçerli bir yöntem.
- Facebook’u ya da başka bir aplikasyonu cep telefonunuzdan tamamen silmeniz bile ne yazık ki sorunu çözmüyor. Verilerinize ulaşılması için Google Playstore, Messenger, WhatssApp hatta Youtube gibi programların varlığı bile yeterli.
- Facebook, SMS vb. uygulamaların içeriği de dahil olmak üzere, fotoğraf, konum, yapılan aramalar ve kayıtlı bağlantılar için erişim olanaklarına sahip. Bu kesinlikle bir komplo teorisi değil mevcut aplikasyonun teknik olarak sağladığı bir olanaktır.
-Facebook’ta var olan Account (kayıt) sistemi, kayıtlı diğer üçüncü şahıslara ve farklı aplikasyonlara bilgi paylaşımı yapar ve erişim kolaylığı sağlar.
- Akıllı cep telefonunda Facebook, etkin olduğu süre içinde görüntü ve bilgi paylaşımı yapma özelliğine sahip. Her oturum esnasında her ne kadar kayıtlı olmak gerekse de veri ağına erişim olasılık dahilindedir.
- Anonim sörf denilen işlem özel mod üzerinden yapılabilir olsa da, bu işlemin ne kadar güvenlikli olduğu tartışmalıdır.
- Ayrıca bir çok kullanıcı, özellikle cep telefonları üzerindeki aplikasyonların hemen tamamına ait bir özellik üzerinden, Facebook üzerinden karşılıklı olarak canlı veri değişimi yaptığını bilmez.
- Ayrıca yasal olarak da Facebook üzerinden yapılan sesli görüşmelerin tamamı özel değil anonimdir ve erişimi çok kolaydır.
- Yakın zamana kadar Facebook, kullanıcılarına yaptıkları paylaşımları ve kendisi hakkında kaydedilmiş bilgileri kimlik fotokopisi karşılığında bir CD'ye yüklenmiş olarak gönderebiliyordu. Bu uygulama artık kaldırılmış durumda.
- 2018 Mayıs ayında AB veri koruma yasasının yürürlüğe girmesiyle beraber bilgilerin gizliliği tamamen kullanıcının inisiyatifine bırakılacak. Kullanıcının izni olmadan bilgilerin paylaşımı söz konusu olmayacak. Bu düzenlemenin uygulanmayacağını Almanya'nın çiçeği burnunda İçişleri Bakanı Seehofer’in yaptığı açıklamalardan ve yeni hükümet programından biliyoruz.
- Sosyal medya üzerinden yapılan her paylaşım veri bankasında kayıtlı hale geliyor ve paylaşımcının karakteristik yapısı ile ilgili bir profil oluşturuluyor. Bütün aplikasyonların bağlı olduğu Facebook platformu bunu depolayıp seçerek bu işlemi gerçekleştiriyor.
Yanı başımızdan ayırmaya kıyamadığımız cep telefonumuz, sürekli bağlı olduğu iletişim platformu ve aplikasyonlar üzerinden bizi yönetmeye başlayacak. Nerede damak tadımıza uygun restoran bulacağımızdan tutun da, nerede zevklerimize uygun alışveriş yapacağımıza, uyku saatimize, kalkış saatimize (sözde “sağlıklı bir insan olmanın bütün sırları yüklü” kendisinde) kadar söyleyecek bize. Öyle ki, 300 metre ileride sokağın başındaki kafede oturan insanlarla ortak yanlarımızın olduğunu bildirecek. Sosyal ilişkilerimize müdahale ederek bizi uyarmaya (yönlendirmeye) başlayacak. Muteber insan profili üzerinden kimlerle ilişki kurmamız gerektiğini de o belirleyecek. Yalnız, bu gelişen teknoloji ve onunla paralel gelişen bizim sanal dünyamızın çeşitliliği ve olanakları bizlere her ne olursa olsun sunu söylemeyecek: İnsanoğlunun içinde bulunduğu cehennemden kurtulması için isyan et, bu kahrolası düzeni yıkmak için daha ne bekliyorsun?
İletişim teknolojilerinin çok hızlı değişken kimlikler taşıdığı ve o ölçüde de tehlikeli olduğu bir süreçte, toplumsal anlamda nasıl kullanılması gerektiği konusunda bir konsept geliştirmek gerekiyor. An itibariyle 2 milyar insanın kayıtlı olduğu devasa bir dünya söz konusu olan. Nasıl ve ne amaçla kullanıldığı bu nedenle çok önemli. İş, aile, eğitim, sosyal aktivite, ikamet, ilişkiler, yediğimiz yemek, giydiğimiz elbise, yani baştan sona bizim hakkımızda bizden fazla bilgiye sahip bir sosyal (asosyal) platform tarafından bilinir hale geliyoruz ve daha fazla geleceğiz. Okuduğumuz gazete, dinlediğimiz müzik, politik eğilimlerimiz ve insana dair ne varsa hepsi kategorize edilerek bir biçimde kullanılacak. Ne var ki hem çok yeni hem de başlı başına fenomen özellikleri olan bir alan. Haliyle de karşı tedbirler acısından henüz çok fazla şey söyleyebilecek durumda değiliz. Amaca uygun, insan ilişkilerini bir parça kolaylaştıran özellikleri dışında, olabildiğince az kullanmak sanırız en doğrusu. Keza “gölgesini satamadığı ağacı kesen kapitalizmden” hayırlı bir şey beklenemez.
A. Serhat