Her fırsatta “yerli ve milli” demagojisi yapan AKP-MHP koalisyonu, her açıdan dışa bağımlı olan Türkiye ekonomisinin, TL’nin dolar karşısında değer kaybetmesiyle su yüzüne çıkan krize işçi ve emekçileri kurban ediyor. Emekçiler yalnızca zamlar ve işten atmalarla değil, sağlık hizmeti alırken de mağdur oluyor. Birçok hastanede tedavi ve ameliyat için gerekli olan malzeme yokluğu nedeniyle yaşamsal önemde olan kimi uygulamaların “acil olması” dışında yapılmaması isteniyor.
Geçtiğimiz günlerde Ordu Devlet Hastanesi’nde döviz kurundaki değişim nedeniyle yalnızca acil durumlarda ameliyat yapılmasına dair talimat verildiği öğrenilmişti. Trabzon’daki Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde de benzer bir talimat olduğu ortaya çıktı. Kan bileşenlerinin ayrıştırılması (aferez) için set bulunmadığından bölgedeki il sağlık müdürlüklerine yazı yazılarak plazmaferez (kan sıvısı değişimi) için hasta gönderilmemesi istendiği ifade edildi. Trabzon İl Sağlık Müdürlüğü’ne gönderilen yazıda, bazı hastalar için hayat kurtarıcı durumda olan plazmaferez tedavisinde kullanılan terapötik aferez setinin stoklarda tükendiği, satın alımlara da hiçbir firma teklif vermediği için bulunamadığı söylendi.
“Devleti zarar uğrattı demesinler”
Ankara’da da Gazi Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Gazi Hastanesi’nde başhekim imzasıyla Genel Cerrahi Anabilim Dalı’na gönderilen yazıda döviz kuru nedeniyle ilaç ve tıbbi malzeme tedarikçisi firmaların Sağlık Uygulama Tebliği’nin (SUT) üzerinde fiyat verdiği belirtilerek, bu nedenle sadece “hayati önemi haiz” malzemelerin alınacağı ve “zorunlu olmayan ameliyat, işlem vb. için kullanılacak olan malzemelerin” alımının bir süreliğine erteleneceği söylendi. Yazıda geçen şu ifadelerse dikkat çekti:
“Bölümünüz tarafından düzenlenecek ‘ Hayati Önemi Haiz’ belgesi sayesinde hem bölüm, hem hastane, hem de üniversite yönetimi Sayıştay Başkanlığı, Maliye Bakanlığı gibi denetleyici kurumlar karşısında hesap verebilir olacak, bunun yanı sıra ‘Devleti zarara uğratmak’ ve ‘Kamu zararına sebebiyet vermek’ tarzı suçlamalar karşısında kanıt olarak sunulabileceklerdir.”