İHD İzmir Şubesi bu hafta hasta tutsaklar için yaptığı eyleminde Yılmaz Suncak’ın durumuna dikkat çekti. İnsan Hakları Derneği ve desteğe gelenler saat 13.00’te Konak Sümerbank önünde toplandı. Eylemde öncelikle, Giresun E Tipi Kapalı Hapishanesinde tutuklu bulunan 67 yaşındaki Burhan Karatay’ın 8 Kasım günü kalp krizi geçirerek yaşamını yitirmesinden dolayı ailesine, yakınlarına ve dostlarına başsağlığı dileğinde bulunuldu.
Sonrasında, İHD adına yapılan açıklama hapishanelerdeki ihlallere genel hatlarıyla dikkat çekilerek başladı. Hapishanelerin, sistemin baskı ve zorbalığının en çıplak olarak görüldüğü yerler olduğu, en insani taleplerin dahi yerine getirilmediği belirtilen açıklamada, gazete ve kitap yasakları, bir mahpusun kendi kitabını dahi alamaması gibi örnekler sıralandı.
“Yatacak yer olmaz insanlar sırasıyla yatarlar. Elin kolun yok, ‘cezaevinde yaşamını sürdürebilir’ diye rapor verirler. Raporu aştın diyelim; ‘çıkarsa toplumda infial olur’ diye yine salıverilmezler. Ölmek üzeresin, ‘hiç bir şeyi yok, oldukça iyidir’ derler. Ancak birkaç gün sonra cezaevinden tabutla çıkar” ifadeleriyle devam eden açıklamada, bu uygulamaların “ıslah etmek” adı altında hayata geçirildiği belirtildi. “Islahın çözümlenmiş hali ‘benim gibi düşüneceksin, bana itaat edeksin, Yoksa daha beterini görürsün’dür” denilerek hasta mahpus 1993 yılında “örgüt üyeliği” gerekçesiyle 50 gün gözaltında işkence görüp tutuklanan Yılmaz Suncak’ın durumu anlatıldı.
Suncak’ın sağlığı hapishanede kötüleşiyor
Müebbet hapis cezası alan ve 25 yıldır hapishanede tutulan Suncak’ın sırasıyla Mardin, Ağrı, Ceyhan, Adıyaman, Aydın, Kırıklar, Bolu, Ankara Sincan, ve tekrar Kırıklar hapishanelerine sürgün edildiği hatırlatıldı. Son olarak Şakran Hapishanesi’ne sürgün edilen ve burada tutulan Suncak’ın durumuna ilişkin şu bilgilerle açıklama devam etti:
“Yılmaz Suncak tiroid kanserinden dolayı endokrin bölümünde 6 ayda bir kontrol edilmesi gerekirken hastaneden de randevusu varken kontrole götürülmemiştir. Düzenli olarak kan tahlilleri, idrar tahlilleri ve kontroller yapılmadığında ve buna uygun olarak ilaç olmadığı için yüzde, ellerde ve vücudun değişik bölgelerinde ödem oluşmaktadır. Ayrıca astım hastasıdır; sağlığa uygun bir ortamda bulunması gerekirken 15 kişilik bir hücrede 19 kişi kalmaktadır. Ortam onun yaşamını zorlaştırmaktadır. Kalabalık bir ortamda bulunması astım rahatsızlığından dolayı nefes almasında sıkıntı yaşatmaktadır. Ayrıca boyun fıtığı ve midesinde ülser bulunmaktadır. Daha önceki raporlarında kolesterol yüksekliği tespit edilmiş ve diyet yapması istenmiştir fakat cezaevi idaresi tarafından buna uygun bir davranış sergilenmemiştir. Topuk dikeni olduğu için mecburen ortopedik ayakkabı kullanmak zorundadır. Şakran’a sevk edilmeden önce idrar yollarındaki damar genişlemesinden kaynaklı bir ameliyata alınmıştır. İleri derecede de göz bozukluğu vardır dendi.”
Yılmaz Suncak’ın ailesinden talep ettiği, hijyenik koşullarda hazırlanmış iç çamaşırından elbiselerine kadar hiçbir eşyanın hapishane idaresi tarafından kabul edilmediğine dikkat çekilen açıklamada, bu ihlalin tüm mahpuslara uygulandığının altı çizildi. Türkiye’nin imzaladığı “Avrupa Cezaevi Kuralları”nda “Özgürlüğünden yoksun bırakılan herkese, insan haklarının gerektirdiği gibi saygılı davranılmalıdır” dendiği hatırlatılan açıklamada bu kurala uyulması çağrısı yapıldı.
Mahpusların “sağlık hizmetlerine erişim hakkı”nın karşılanması talebiyle sona eren açıklamanın ardından beş dakikalık oturma eylemi yapıldı.
Kızıl Bayrak / İzmir