Hapishanelerde tutsaklara uygulanan işkence birkaç gardiyanın, ya da jandarmanın uyguladığı tekil bir olay değil, sermaye devletinin sistemli bir politikasıdır. Manisa T Tipi Hapishanesi’nde tutulan 2’si ağır hasta olan 4 tutsağın İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) gönderdiği mektup bunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Mezopotamya Ajansı’ndan Ruken Demir’in haberine göre tutsaklar gönderdiği mektupta "Cezaevi müdürünün nezareti ve emri ile işkenceye tabi tutuluyoruz" dedi.
Manisa T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde tutulan yüzde 52 engelli polio sekeli (çocuk felci) olan hasta tutsak Özgür Bektaşoğlu ve beyninde tümör bulunan Mehmet Tekin ile aynı odada kalan Şemsettin Erdem, Özgür Çelik isimli tutsaklar İHD İzmir şubesine gönderdiği mektupta, Mehmet Tekin ve Şemsettin Erdem’in Antalya L Tipi Kapalı Hapishanesi’nden 3 Eylül, Özgür Bektaşoğlu ve Özgür Çelik'in 4 Ekim’de Söke T Tipi Hapishanesi’nden Manisa T Tipi Kapalı Hapishanesi’ne sürgün edildikleri ve A- 24 Nolu koğuşta birlikte kaldıkları belirtildi.
Çıplak arama işkencesi
Kaldıkları yerin hapishane müdürlüğü tarafından koğuş olarak tanımlandığını ancak fiziki olarak bu özellikleri taşımadığının belirtildiği mektupta,"Hakkımızda herhangi bir disiplin cezası olmamasına rağmen cezaevi idaresinin koğuş dediği ancak hem fiziki olarak hem de ağır bir tecride tabi tutulmamız nedeniyle A-24 tam bir hücredir. Cezaevinde bulunan C-16 koğuşunda siyasi tutuklular bulunmaktadır. C-16 koğuşunda yer olmasına rağmen talep etiğimiz halde bu koğuşa verilmemekteyiz. 20 Kişilik C-16 koğuşunda 13 kişi bulunmasına karşın cezaevi idaresi bu koğuşta yer olmadığını ileri sürmektedir. Manisa cezaevine getiriliğimiz günden beri fiziki ve psikolojik işkenceye tabi tutulmaktayız. Şemsettin Erdem adlı arkadaşımız çıplak aramaya direndiği için bayıltılmış. Diğer arkadaşlarımız da tehditle çıplak aramaya maruz kalmıştır. Neredeyse her gün sayım sırasında zorla ayağa kaldırılıyor, kimi günlerde cezaevi müdürünün nezareti ve emri ile işkenceye tabi tutuluyoruz" denildi.
İdare infazları yakmaya çalışıyor
Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptıkları başvurudan şu ana kadar sonuç alamadıkları gibi var olan saldırıların arttığına dikkat çekilen mektupta, "Hemen her gün hakkımızda sayıma direndiğimiz ve slogan attığımız iddiasıyla bir soruşturma açılıyor, disiplin cezaları veriliyor. Şuan her bir arkadaşa açılan 7-8 soruşturma ve en az 4 tane de disiplin cezası var. Cezaların çoğu iletişim ve ziyaret yasağı şeklindedir. Şemsettin Erdem adlı arkadaşa ayrıca 10 günlük hücre cezası verildi. Tutulan tutanaklara göre hakkımızda daha birçok soruşturma açılıyor. Daha birçok ceza verilecektir. İdarenin amacı hem boyun eğdirmek hem de infazlarımızı yakmaktır. En son 2 Kasım tarihinde sabah sayımında Cezaevi 2'nci müdürünün emri ile 10 dakika boyunca işkenceye maruz kaldık. Kollarımız arkadan kırılırcasına büküldü ve başımızı da zor kullanarak yere bastırıldı. İşkenceye karşı slogan atınca da işkence tekrarlandı. Bu işkence yönetimi bugüne kadar 3-4 defa tekrarlandı. Cezaevi 1'inci müdürü ve cezaevi savcısı ile görüşme taleplerimiz ya dilekçelerimiz yok edilerek ya da başka bir şekilde engelleniyor. En son dün 5 Kasım tarihinde cezaevi savcısı ile görüşme talebimiz kabul edildi. Görüşmeye giden Ahmet Tekin adlı arkadaşımız yaşananlara savcıya iletmesine karşın yine aynı akşam infaz koruma memurlarının sert müdahalesi ile karşılaştık. İçeriye sayım sırasında kamera ile giriliyor. 'Ayağı kalkın' deniliyor sonra kamera kapatılarak üzerimize saldırıyorlar. Bu sabah (7 Kasım) da yine sayıma gelen 2'nci müdür birkaç baş gardiyan ve 20 kadar gardiyandan aynı muameleyi gördük" denilerek yaşanan ihlalin boyutları aktarıldı.
Hücrede sıcak su ve sandalye yok
6 Kasım akşamı kendilerine yemek verilmediğini aktaran tutuklular, 7 Kasım sabahı da koğuşta bulunan sandalyelere el konulduğunu aktardı.
Baskıların her geçen gün arttığına dikkat çekilen mektupta şunlara dikkat çekildi: "Üzerimizdeki bu baskılar gün be gün katmerleşerek artmaktadır. Açıkçası artık can güvenliğimiz de kalmamıştır. Hücrede bulunan Mehmet Tekin'in beyninde Tümör bulunmakta. Özgür Bektaşoğlu adlı arkadaşımızın da sağ bacağında çocuk felci bulunmaktadır. Yüzde 52 engeli raporu olmasına ve nüfus cüzdanında da engellilik durumu yazmasına rağmen bu arkadaşımız da zorla ayağı kaldırılmakta ve işkenceye maruz kalmaktadır. Daha önce bu sıkıntılar ile ilgili olarak çeşitli kurumlara başvurularda bulunduk. Herhangi bir girişim olup olmadığını bilmiyoruz. Fakat bu fiziki ve psikolojik işkencenin devam edeceği ile ilgili olarak hemen her gün tehdit ediliyoruz. Bulunduğumuz hücreye sıcak su verilmediği için soğuk su ile banyo yapıyoruz çamaşırlarımızı yıkıyoruz. Yaklaşık olarak 1 aydan fazladır revire çıkarılmıyoruz. Dilekçe ile başvurmamıza karşın zorunlu olarak kullanmamız gereken ilaçlar verilmiyor. Muhtemelen çoğu dilekçelerimiz yerine ulaşmadan yırtılıp atılıyor."