Pek çok şehirde 16 Mart Halepçe Katliamı’nın 34’üncü yıl dönümü vesilesiyle eylemler gerçekleştirildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi’nin çağrısı ile Heykelli Park’ta yapılan eylemde mart ayında gerçekleşen katliamlarda yitirilenler anıldı. Basın açıklamasını İHD Adana Şube Başkanı Yakup Ataş okudu. Halepçe Katliamı’nın Türkiye ve BM tarafından soykırım olarak tanınmasını isteyen Ataş, ülkede yaşanan katliamlarla yüzleşmek için Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmasını istedi. Ataş, “Enfal Operasyonu kapsamında, 16 Mart 1988 günü başlatılan ve 3 gün süren hava saldırılarında ise özellikle Irak Federe Kürdistan Bölgesi’nde bulunan Halepçe Kasabası ve civarı kimyasal silahlarla bombalanmış ve bu saldırılarda beş bin civarında insan yaşamını yitirmiştir” dedi.
“Kürt Soykırımı Günü”
İHD olarak Türkiye’de Halepçe Katliamı’nın anma günü olarak bilinen 16 Mart gününü “Kürt Soykırımı Günü” olarak tanıma kararı aldıklarını ifade eden Ataş, Irak ve Irak Federe Kürdistan Bölge Yönetimi, Norveç, İsveç, Hollanda ve İngiltere’nin tanıdığı soykırımı Türkiye’nin de tanımasını istedi.
“Katliamlara göz yumuldu”
16 Mart 1978 yılında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde 7 öğrencinin katledildiği, 41 öğrencinin de yaralandığı Beyazıt katliamının yapılacağı önceden bilinmesine rağmen devlet tarafından önlenmediğini ifade eden Ataş, “Sorumlu olan ve katliama göz yuman tüm emniyet yetkilileri hakkında beraat kararları verilmiştir. Dün Beyazıt katliamına göz yuman anlayış bugünün Roboski, Hrant Dink, Tahir Elçi katliamına göz yuman anlayıştır” dedi.
“Komisyon kurulsun, failler ortaya çıkarılsın”
Devletin ve dünyanın gözleri önünde İstanbul Gazi Mahallesi ve Ümraniye'de 27 yıl önce, Alevilerin katledildiğini dile getiren Ataş cezasızlığa dikkat çekti.
Tüm katliamlarda faillerin ya cezasız bırakıldığını ya da göstermelik cezalarla yine cezasızlık ile ödüllendirildiklerini ifade eden Ataş, “Bizler insan hakları savunucuları ve demokrasi güçleri olarak; bir insanlık trajedisi olan Halepçe katliamını Birleşmiş Milletler’in ve Türkiye’nin soykırım olarak kabul etmesini, Türkiye’nin karanlık geçmişle yüzleşmesinin sağlanması için hakikatleri araştırma komisyonunu kurulmasını, tüm bu katliamların faillerinin ortaya çıkarılmasını, bu katliamların yol açtığı mağduriyetlerin giderilmesini talep ediyoruz” dedi.
“Kürt halkının varlığına yönelik saldırı”
HDP Şırnak, Mardin ve Batman il örgütleri tarafından yapılan anmalarda ise katledilenler için saygı duruşunda bulunuldu. Okunan basın açıklamalarında katliamın kimyasal gazlarla yapıldığının ve Kürtlerin varlığına yönelik bir saldırı olduğunun altı çizildi. Katliamın failleri insanlık tarihinde lanetlenirken Kürt halkının meşru ve insani hak mücadelesini yürüttüğü, ezilen halklara umut olduğu belirtildi.
“Unutmadık ve unutturmayacağız”
Diyarbakır’da Emek ve Demokrasi Platformu Koşu Yolu Parkı’nda bir araya geldi. Platform sözcüsü Mehmet Candar söz alarak savaşların en büyük bedelini kadınlar, çocuklar ve emekçilerin ödediğini söyledi. Halepçe Katliamı'nın tarihçesini hatırlatan Candar, “Unutmadık ve unutturmayacağız!” dedi.
HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Zeyyat Ceylan ve DİSK 2 No’lu Şube Kadın Sekreteri Hanife Kardaş da söz alarak sabah saatlerinde yapılan gözaltılara tepki göstererek, “8 Mart kitleselliğimize haz etmeyen bu sistem kadın arkadaşlarımızı gözaltına aldı. Kadınlardan bu kadar korkmayın. Nefretle kınıyoruz, bir an önce arkadaşlarımız serbest bırakılsın” dedi.
“Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz”
Urfa’da ise Siverek Emek ve Demokrasi Platformu’nun çağrısı ile Kanlıkuyu Meydanı’nda eylem gerçekleştirdi. Beyazıt, Maraş, Sivas, 10 Ekim Ankara Gar ve Suruç Katliamlarının hatırlatıldığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Halkımızın yıllardır devam eden geleceğini özgürce belirleme ve bölge halklarıyla barış içinde yaşamaya dayalı mücadelesi, emperyalizm ve işbirlikçi bölge gericilikleri tarafından boğulmaya çalışılmaktadır. Ancak bize dayatılan bu acılı tarihi değiştirecek güç, halkımızın demokrasi ve özgürlük mücadelesi olacaktır. Bütün bu katliam ve yıldırma taktiklerine karşı mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğimizi bir kez daha ilan ediyor, Halepçe ve Beyazıt Katliamında yaşamını yitirenleri saygıyla anıyoruz.”