Çorlu Tren Katliamı Aileleri avukatlar ile birlikte dava sürecinde yaşanan hukuksuzluklara dikkat çekti. İstanbul Barosu Kültür Merkezi’nde yapılan basın toplantısında davanın kritik bir aşamada olduğuna dikkat çekildi ve kamuoyu desteğinin önemini vurgulandı.
Mısra Öz: “Buna katliam diyoruz”
İlk sözü katliamda eşini ve oğlunu kaybeden Mısra Öz aldı. Öz, katliamın üzerinden 1160 gün geçtiğini hatırlatarak TCCD’de sorumsuzluğun sürdüğünü belirtti. Öz, gerçek sorumluların adalet karşısında hesap vermesi gerektiğinin altını çizerek şunları söyledi:
“Buna katliam diyoruz, cinayet diyoruz. Göz göre göre gelen bir cinayetti ve maalesef üç yıldır dört tane alt düzey memurla karşımıza getirdikleri bir dava olarak ilerliyor. Gerçek sorumluları yargının karşısında göremiyoruz. Bu katliamlar cezasız kaldığı için, birileri yargının karşısında ellerini kollarını sallayarak salonlardan çıktığı için herkes meşru olarak görüyor birilerini öldürmeyi, bu cinayetleri.”
“Katliamın sebeplerini belgelerle kanıtladık ancak fiziki blokajla karşı karşıyayız”
Ardından davanın avukatlarından Av. Onur Şahinkaya hukuki süreci anlattı. Şahinkaya davanın kritik bir noktada olduğunun altını çizerek “Katliamın sebepleri bu davada belgelerle açığa çıktı ancak fiziki bir blokajla karşı karşıyayız. Bu süreci ancak kamuoyu duyarlılığı ile aşabilir” dedi. Şahinkaya katliam günü sözde yapılan bilirkişi incelemesinde fotoğraf alınmadığını, delil toplanmadığını ve olayın karatılmaya çalışıldığını anlattı ve şunları vurguladı:
“Katliamın yaşandığı gün savcılık tarafından belirlenen bilirkişiler helikopterlerle olay yerine geldi ve sözde bir inceleme yaptı. Savcılık tarafından seçilerek getirilen bu bilirkişilerin sonradan TCDD ile ticari ve benzeri bağlantıları olduğu ortaya konulmuş, taraflı olarak düzenlenen rapor üzerine haklarında suç duyuruları yapılmıştır. Haklarındaki soruşturma ve bilirkişiliklerinin iptali için açılan dava halen sürmektedir. Bu meşruiyeti olmayan rapora dayanarak dosyanın savcısı Galip Yılmaz Özkurşun tarafından TCDD 1. Bölge yöneticileri hakkında tefrik kararı verilmiş, 3 yıl önce asli sorumluların yer almadığı bir iddianameyle, sadece 4 alt düzey çalışan hakkında taksirle ölüme ve yaralamaya sebebiyet vermekten dava açılmıştır.”
“Sanıklar artık ‘olası kastla’ yargılanıyor”
Davanın hukuki sürecine ilişkin bir diğer önemli gelişme olarak sanıkların artık “basit kastla” değil “olası kastla ölüme ve yaralamaya sebebiyet vermekten” yargılandığının altını çizen Şahinkaya yargılama sürerken TCDD’de olanları şu şekilde ifade etti:
“Kaza tarihinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanı olan Ahmet Arslan, kazadan 2 gün sonra görevinden alınmış ve 10.07.2018 tarihinde Mehmet Cahit Turhan göreve getirilmiştir. 28.03.2020 tarihinde ise Mehmet Cahit Turhan görevden alınmış, yerine Adil Karaismailoğlu getirilmiştir. Kaza tarihinde TCDD Genel Müdürü olan İsa Apaydın, 20.09.2019 da görevden alınmış, yerine Ali İhsan Uygun getirilmiş, O da son duruşmadan 4 gün evvel 03.09.2021 tarihinde görevden alınarak yerine Abdülkerim Murat Atik getirilmiştir. Görevden alınan tüm isimler Çorlu Tren Katliamının sorumluları arasında yer almalarına rağmen ifadeleri dahi alınmamıştır. Bu arada yine sorumlular arasında yer alan Mümin Karasu terfi ettirilerek TCDD Genel Müdür danışmanı olmuştur. Davada hali hazırda yargılanan sanıklar dahi bu kaza sebebiyle görevden uzaklaştırılmamış, haklarında bir disiplin kovuşturması başlatılmamıştır.”
Şahinkaya fiziki blokajın ancak kamuoyu ilgisi ve duyarlılığı ile aşılabileceğini bir kez daha vurguladı.
“Her sözümüz kayıt altında”
Ardından katliamda anne ve babasını kaybeden İsmail Kartal söz aldı. Kartal, katliamda yakınlarını kaybedenlerin duygusal durumundan ve karşı karşıya oldukları saldırılardan bahsetti.
Her sözlerinin kayıt altında olduğunu hatta söylemedikleri sözlerden dahi haklarında dava açıldığını belirten Kartal, asla yılmayacaklarını ve mücadele edeceklerini vurguladı. “Umudumuz var ama yolumuz çok uzun” diyen Kartal, gerçek sorumlular halkın ve yargı önünde hesap verene kadar durmayacaklarını söyledi.
Kızıl Bayrak / İstanbul