SES Tokat temsilciliği Erbaa Devlet Hastanesi işyeri temsilcisi Bekir Karaca’nın sürgün edilmesini protesto etti.
Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan basın açıklamasında “Erbaa Devlet Hastanesi’nde baskı, sürgün ve mobbinge hayır!” yazılı pankart açıldı. Temsilcilik adına açıklamayı okuyan Derya Kaya Bayçu Karaca’nın sürgün edilme sürecini şöyle aktardı:
“Sağlık-Sen’den istifa edip SES’e üye olmasından itibaren mobbinge maruz kalan üyemiz, maaş mutemetliğini yaparken kamu işçilerinin fazla mesailerinin ödenmesiyle ilgili bir usulsüzlük gördü. Bunu fark ederek buna imza atmak istemedi. Tutanaklarını tuttu. ‘İster imzanı at ister atma bu böyle ödenecek’ diye bir dayatmaya maruz kaldı ve arkasından da atmasan da atacak birini buluruz diye görev yerini değiştirdiler. Bundan sonra mobbing, sataşmalar ve psikolojik şiddet devam etti. Erbaa Devlet Hastanesi İş Yeri Temsilcimiz Bekir Karaca maaş mutemetliği yaptığı sırada kamu işçilerinin maaş ödemelerinde usulsüzlükler tespit etmiş konu ile ilgili tutanaklar tutmuş kanunsuz emri uygulamamış ve elindeki belge ve bilgilerle sendikamız aracılığıyla Sağlık Bakanlığı Teftiş kuruluna başvuru yapılmıştır. Hemen arkasından İşyeri temsilcimiz Bekir Karaca maaş mutemetliğinden alınarak acil birimde görevlendirilmiştir. Sonrasında baskının dozu artarak devam etmiştir.”
Hastane yönetimi ve sarı sendikanın disiplin soruşturması ile Karaca’yı sürgün ettiğini belirten Bayçu taleplerini şöyle ifade etti:
“* Sürgün ve cezalar derhal geri çekilsin!
*Personel arası ayrımcılığa, mobbinge, keyfi görevlendirilmelere son verilsin iş barışı sağlansın
*Personel görevlendirilmelerinde ve idareci atamalarında liyakat esas alınsın.
*Soruşturmalar adil ve şeffaf bir şekilde yürütülsün.
*Neredeyse ülkenin tamamında tüm bu sorunların temelini oluşturan siyasal kadrolaşmaya son verilsin.
* Kimse torpil ile korunup kollanmaksızın, adil ve eşit bir ortamda çalışmak ve ihtiyacı olan herkese adil ve eşit bir hizmet sunmak istiyoruz.
*Mesleki alanımıza yönelik olmayan işlerde çalıştırılmak istemiyoruz.
*Uluslararası hukuk ve anayasa ile güvence altına alınmış sendikal haklarımızı kullanmamız önündeki tüm keyfi engellemelerinizi kaldırın.
Sürgün arkadaşımız geri gelene, taleplerimiz karşılanana kadar demokratik fiili ve meşru mücadele ile direnmekten bir adım bile geri atmayacağız.”