Dersim Emek ve Demokrasi Platformu, Demokratik Alevi Dernekleri ve siyasi partiler Dersim Katliamında yaşamını yitirenleri andı. Seyit Rıza Meydanı'nda gerçekleştirilen anmada basın açıklamasını okuyan Kadriye Doğan şunları dedi:
“Bugün 4 Mayıs. 1937 Dersim soykırımının bizim lisanımızda Dersim Tertelesi’nin yıldönümü. Roza Şae, Dersimin kara günüdür”
Doğan, Cumhuriyet Türkiye’sinin 1925 yılında oluşturduğu ve tahkim ettiği Şark Islahat Planı’yla ülkede çoğunluğu oluşturan Kürt ve Alevi toplumsallığını ortadan kaldırmak, asimile etmek eğer direnç olursa da katletme planını Koçgiri’den başlayarak Şeyh Sait, Ağrı, Zilan, Sason ve en son Dersim’ de uygulamaya başladığını söyledi.
“Planı bizzat Atatürk hazırladı”
Mustafa Kemal’in “Dersim sorunu artık çözülmeli bu çıban kökünden ebediyen sökülüp atılmalıdır” sözlerini hatırlatan Doğan şöyle devam etti:
“Çıban dediği şey; inancımız, tarihsel hafızamız, dilimiz, kültürümüz tam anlamıyla Réya Haq inancı ve Kürt kimliğidir. Buradaki rıza toplumsallığı; tekçi zihniyet için tehlike olarak görülüyordu. Hakikat şu ki; Trabzon’da kurmayları ile yaptığı toplantıda bizzat Mustafa Kemal tarafından harita üzerinden kendi el yazısıyla planladığı ‘Dersim Hareket Planı’ Atatürk Müzesinde gururla sergilenmektedir. Gelen her ziyaretçiye de anlatılır. Bu gerçek ortadayken hala Atatürk hastaydı, haberi yoktu sav ve söylemleri koca bir yalandan başka bir şey değildir. Dünya da herkes de bilir ki; Dersim katliamının mimarları Atatürk, İnönü ve Fevzi Çakmak’tır. Zamanın genelkurmay başkanı, başbakan ve cumhurbaşkanın bilgisi ve meclisin onayıyla gerçekleştirilmiştir. Unutulmamalıdır ki, Osmanlı’nın onlarca sefer düzenlediği coğrafyamızda Kürt Alevi - Réya Haq kültürü yok edilmek istenmiş. Hani bir söz vardır ya ‘Dersim’e sefer olur, zafer olunmaz’ bundan söylenmiştir.”
Dersim Katliamı sonrası, Kürtlerin Türkleştirme çalışmalarından vazgeçilmediğine işaret eden Doğan AKP-MHP ile asimilasyon politikalarının devam ettiğini vurguladı.
Dersim katliamıyla yüzleşme çağrısı yapan Doğan, şunları dile getirdi:
“Seyitlerimizin mezar yerlerini açıklayın ve ailelerine teslim edin. 1937 soykırımını kabul edip yüzleşerek Dersim halkından özür dileyin. Başta Dersim ismi olmak üzere köy ve mezra isimlerini iade edin. Dersim’in kayıp kızları ve çocukların akıbetini açıklayın. 1937’de Elâzığ İstiklal Mahkemelerinde mahkûm edilen canlarımızın akıbetini açıklayın. Genelkurmay, TBMM soykırım dönemi arşivlerini açın ve açıklayın. Son olarak; ocaklarımızdan, ziyaretgâhlarımızdan, suyumuzdan, coğrafyamızdan ellerinizi çekin! Hiçbir şeyi unutmadık, hiçbir şeyi affetmedik.”