‘Dersim Katliamı bir soykırımdır’

İHD İzmir Şubesi, 16’ıncı Yaşam Nöbeti’nde Dersim Katliamı’nda yaşamını yitirenleri andı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 08 Mayıs 2015
  • 18:36

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi “yaşam nöbetlerini” sürdürüyor. Bu hafta 16. Gerçekleştiren İHD’liler, Dersim Katliamı’nda yaşamını yitirenleri andı. Eski Sümerbank önünde yapılan eylemde “Öldürdüğünde değil yaşattığında insan olursun” yazılı pankart açıldı.

Basın metnini okuyan İHD Gençlik Komisyonu üyesi İbrahim Hanizci “Dersim katliamında yaşamını yitirenler için alanlardayız. Dersim olayları bir soykırımdır diyoruz” sözleriyle başladığı açıklamaya Dersim’de yaşananları anlatarak devam etti. Dersim Tertelesi’nin üzerinden 77 yıl geçtiğini ama halen yüreklerdeki acıların dinmediğini söyleyen Hanizci, bu topraklarda yaşanan birçok katliam, sürgün, tehcir vakasından sadece biri olan Dersim’in yanı sıra ülkede birçok katliam ve soykırımın yaşandığını vurguladı. Hanizci, soykırımın, uluslararası kriterler bakımından teknik olarak değerlendirilen ve uluslararası insancıl hukuk kuralları içinde, en ağır ihlallerin başında gelen önemli ve nitelikli bir suç olduğunun altını çizdi.

1937 ve 38’de Dersim’de, erkeklerin bir kısmının öldürüldüğü, bir kısmının idam edildiği, 83 kadın ve kız çocuğunun Kayseri’ye götürülüp dağıtıldığından bahseden Hanizci, “Islah Projesi”nin 1926’da başladığını ve 1950’lere kadar sürdüğünü belirtti. Dersimli kızların subaylara pay edildiği ifade edildiğini hatırlatan Hanizci, katliamdan sonra Dersim’de yaşananları şu sözlerle anlattı:

“Katliamdan sonra Elazığ’da ve Tunceli’de iki toplama kampında toplanıyor çocuklar. Kızlarla erkekleri ayırıyorlar. 5 ila 10 yaş arasındaki sağlıklı ve güzel kız çocuklarını seçip subaylara pay ediyorlar. Güzel ve sağlıklı olmayanları ise kara vagonlara doldurup her istasyonda oradaki eşrafa, esnafa bir iki kız çocuğu bırakıyorlar. O dönemde kurulan yatılı bölge okullarına özellikle kız çocukları zorla alınarak planlı bir asimilasyon politikası uygulanıyor. Dersim tertelesinden sonra Şark Islahat Kanunu, Tunceli Kanunları ve Zorunlu İskan yasaları ile  bölgede  kalan nüfus da tehcire uğratılarak Türkiye’nin dört bir tarafına gönderiliyor. Özellikle yaşlı ve çocuklar yollarda, kış şartlarında teker teker ölüyorlar.”

Hanizci, insan hak ve özgürlüklerine saygılı ortak bir gelecek yaratılabilmesi için tarihle yüzleşmek gerektiğini söyledi. Hanizci açıklamayı şu sözlerle bitirdi: “Halen tanınmayan Alevi kimliği üzerindeki sistematik asimilasyon durdurulmalı ve Dersim olayları ile ilgili Devlet arşivleri kamuoyuna açılmalıdır. Soykırım ve asimilasyon sırasında Dersim bölgesinden alınan kız çocuklarının akıbeti ile ilgili bilgiler açıklanmalıdır.  Hak ve Adalet arayışımız tüm gerçekler açıklanana kadar devam edecektir. Yaşam hakkı en kutsal haktır.”

Yaşam Nöbeti oturma eyleminin ardından sona erdi.

Kızıl Bayrak / İzmir