Malatya Çevre Platformu, 6 Şubat depreminin ardından kentte oluşan çevresel tehlikelere dair eylem yaptı. “Depremde ölmedik, asbestten ölmek istemiyoruz!” yazılı pankartın taşındığı eylemde basın açıklaması okundu.
Deprem sonrası yaşanan göçün kalıcılaştığı vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 22 Nisan 2023 tarihinde yaptığı bir basın açıklamasının basında yer alan ölü ve yaralı sayıları paylaşılmaktadır. Aynı açıklamada ölenlerden 7302 kişinin Suriyeli olduğu kayıp kişi sayısının 297 kişi olduğu belirtilmektedir. Oysa en çok konuşulan ve bir türlü netliği erişmeyen, savcılık kaydı olmayan defin işlemlerinin sayısıdır. Depremin ilk günlerinde bu sayının oldukça yüksek olduğu dile getiriliyor. Birçok kamu kurumu yöneticisi bu bilgileri paylaşıyor. Malatya’da resmi olarak depremden ölen insan sayısı 1386 olarak paylaşılıyor.”
Açıklamada Malatya TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Harita Mühendisleri Odası ve Makina Mühendisleri Odası yönetimleri ile görüşme yapıldığı belirtilerek, şunlar ifade edildi:
“Binaların deprem sonrası hasar tespitleri uzman kişilerce yapılmamıştır. Moloz döküm alanı olarak kullanılmakta olan şehir mezarlığı bölgesinin gerek yerleşim yerlerine toz taşınımı yönünden, rüzgar koşulları ve gerekirse yeraltı sularına ve çevredeki tarım alanlarına etkileri meslek örgütlerine danışılmadan, oldu bittiye getirilmiş ve çok büyük bir alanda bu moloz yıkılmaya devam etmektedir.
Çalışanlar, operatör ve şoförler sağlık yönünden gerekli donanıma sahip olmadıkları görülmüştür. Demografik yapının değişebileceği düşünülüyor.
Deprem üzerinden uzun bir süre geçmesine karşın depremzede vatandaşlar için barınma, halen en öncelikli sorun. Halen çadırlarda kalanların sayısı hiçte az değil. Çadır ve konteynerden oluşan geçici yerleşim alanları çeşitli fiziksel güçlükleri barındırmaktadır.”
Bağ, bahçe, sulak alanlara moloz taşındığı belirtilen açıklamada son olarak şunlar ifade edildi:
“Mamerek Beydağı, Doğanşehir, Ören bölgesi enkazları hala yerleşim yerlerinin ortasında durmakta. Suya karışan her zehirli atık, lif kanseri, akciğer hastalıklarına yol açmakta. Şu anda yaşlılar, çocuklar, gebe kadınlar, kronik hastalar büyük bir risk altındalar. Hastaların sayısı her gün artmaya devam edecektir. Bizler, doğasına, suyuna, toprağına, yerleşim yerlerine sahip çıkan, sorumluluk taşıyan yurttaşlar olarak, TTB ve TMMOB’nin bu uyarı ve önerileri üzerinden ilimizin bütün yetkililerini ve yöneticilerini göreve davet ediyor, soruna sahip çıkmalarını istiyoruz.”