Cumartesi Anneleri’nin 700. Hafta eylemine yönelik yasak ve polis saldırısı bugün İnsan Haklar Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde yapılan basın toplantısıyla kınandı.
Basın toplantısından kısa bir süre önce Süleyman Soylu’nun eylemin meşruluğuna gölge düşürmek için yaptığı açıklama da teşhir edildi.
Saat 13.00’de yapılan basın toplantısında basın metnini İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri okudu. Son derece meşru bir eyleme saldırının ötesinde bugün Süleyman Soylu’nun söylediklerine dikkat çeken Yoleri devamında şunları söyledi:
“İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yaptığı talihsiz açıklama, gerçekleri çarpıtmak, Cumartesi Anneleri’nin meşruiyetini karalamak ve devletin suçlarını örtmek amacını gütmektedir. Aynı zamanda sürmekte olan gözaltında kayıp davalarına siyasi bir müdahaledir. Kendisine ve kamuoyuna, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 5 Şubat 2011 tarihinde Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisinde davet ettiği Cumartesi anneleri ile yaptığı görüşmeyi ve gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın annesi Berfo anneye verdiği söz üzerine kurulan Meclis Araştırma Komisyonu raporunu hatırlatırız. Bu raporda 31 yıl boyunca Cemil Kırbayır için pencereden atladı kaçtı diyen devlet yetkililerinin yalan söylediği ve Cemil’in gözaltında iken öldürüldüğü ve kaybedildiği kabul edilmiş ve devlet 31 yıl sonra suçunu itiraf etmiştir.
Soylu’nun Hasan Ocak hakkında söyledikleri de gerçeklerin açık çarpıtılmasından ibaret olup, burada kısaca; soruşturma dosyasında mevcut adli tıp raporu, olay yeri inceleme raporu, kimlik araştırmasına ilişkin tutanaklar ile dosyadaki devlet tanığının son ifadesinde olayı hatırlamadığı yönündeki beyanını hatırlatırız.”
Devlet yasalara karşı geldi ve Soylu yalan söylüyor
Yoleri’nin ardından sözü Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak aldı. Cumartesi Anneleri eyleminin meşru ve yasal olduğunu vurgulayan Ocak, asıl yasaları çiğneyenin onlar olduğunu belirtti. Soylu’nun Hasan Ocak hakkında gerçekleri ifade etmediğini belirterek Hasan Ocak’ı gözaltında görenler olduğu ve bunun da kayıtlarda yer aldığını ifade etti.
Cemil Kırbayır’ın abisi Mikail Kırbayır ise kendilerinin davacı olduklarını vurgulayarak konuşmasına başladı. Kardeşinin gözaltında kaybedildiğini 2011’de kendileriyle yaptığı toplantıda dönemin başbakanının kabul ettiğini dile getiren Kırbayır, “Ben Cemil’i kaybedenlerden, biz yakınlarımızı kaybedenlerden davacıyız” dedi.
Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız ise arandığı söylenen oğlunu kendisinin devlete götürdüğünü belirterek, oğlunun kaybedildiğini ve bugüne dek devletten hiçbir yanıt alamadığını ifade etti. Eyleme Murat’ın anası olarak gelmesine rağmen şimdi eylemdeki herkesin anası olduğunu vurgulayan Hanife Ana, Soylu’nun sözlerine dikkat çekerek “Bu devlet kimseden utanmıyorsa evladını kendi elleriyle getiren Hanife Yıldız’dan utansın” dedi.
Bütün cinayetler kayıt altında
Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren de Erdoğan ile kayıp yakınlarının görüştüğü 2011’den bu yana “kayıpların takipçisiyiz” sözü verilmesine karşın hiçbir şeyin değişmediğini belirtti. Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin ve Rıdvan Karakoç’un kardeşi Hasan Karakoç da söz aldı. Hasan Karakoç abisinin bedenini bularak bir mezar yapabildikleri için diğer kayıp yakınlarından daha iyi bir durumda olduklarını ifade etti.
Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun yıllar önce gözaltına alındığında yaşadıklarını anlattı. Polisler kendisine niçin eylemlere katıldığını sorduğunda Hanım Tosun ‘siz iyi biliyorsunuz’ yanıtını verdiğini, polislerin Fehmi Tosun’a ait iki dosya getirdiğini aktardı. Dosyalarda birine bakıp hemen kaldırdıklarını belirten Tosun komiserin yanındakine sessizce bir şeyler söylediğini anlattı. Bütün her şeyin ve cinayetin de kayıtlı olduğunu ifade etti.
“Kayıplarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz!”
Son olarak söz alan Maside Ocak 701, 702 ve sonraki haftalarda da tek bir kaybın bile faillerinin cezalandırılıncaya dek kayıplarını aramaktan vazgeçmeyeceklerini vurguladı. 701. hafta eylemine 700. hafta kararlılığıyla çağrı yaptı.
Kızıl Bayrak / İstanbul