Cumartesi Anneleri 630. haftasına giren eylemlerinde, 23 Nisan vesilesiyle gözaltında kaybedilen çocukları ve Ermeni aydınları andı. Saat 12.00'de Galatasaray Meydanı'nda başlayan eylemde Ermeni Soykırımı için “24 Nisan bu topraklarda toplu kaybetmelerin başlangıcıdır” denildi.
“Kürt çocukları katledilirken saraya çocukları topluyor”
Bu haftaki eylemde de kayıp yakınları konuşurken ilk olarak 1995 yılında 12 yaşındayken gözaltında kaybedilen Davut Altunkaynak'ın annesi Hayat Altunkaynak'ın mektubu okundu. Dargeçit Jandarma Karakolu'nda oğluyla birlikte işkence gördüğünü söyleyen anne Altunkaynak, o tarihten bu yana oğlundan haber alınamadığını, 21 yıl sonra oğlunun kemiklerinin bir kuyuda bulunduğunu ifade etti. Tayyip Erdoğan'ın 23 Nisan “Çocuk Bayramı” vesilesiyle çeşitli ülkelerden çocukları sarayında toplamasına tepki gösteren anne Altunkaynak, Kürt çocuklarının katledildiğine dikkat çekti. Hayat Altunkaynak, “Devlete söylüyorum, bizim çocuklarımız Kürt olmasaydı yaşıyor olur muydu” dedi.
Davut Altunkaynak'ın dayısı Ramazan Turan da katledilen, 3-16 yaşları arasında Kürt çocuklarına dikkat çekerek “Bu çocuklar devlete ne yapmış” dedi.
17 yaşındayken 1995 yılında Batman'da gözaltında kaybedilen Mehmet Şirin Maltu'nun ablası Perihan Maltu ise 23 Nisan vesilesiyle Kürt çocuklarının katledilmesine dikkat çekti.
Kayıp yakınlarının ardından Ermeni Soykırımı'yla ilgili olarak, katledilenlerin torunları adına kısa bir konuşma yapıldı.
Konuşmaların ardından Derya Gazioğlu tarafından okunan basın açıklaması, 16 Nisan referandumundaki hilelere dikkat çekilerek başladı, Türkiye'nin “kanuna haksızlıklar devletinden, iktidarda olanın her istediğini yapabileceği kanunsuzluk devletine” doğru yol almaya başladığı ifade edildi.
İnsan hakları ihlallerine yataklık eden inkar ve cezasızlık politikasının aşılması gerektiği söylenen açıklamada, devletin işlediği suçlarla yüzleşilerek hesaplaşılması gerektiği belirtildi.
23 Nisan “Çocuk Bayramı” vesilesiyle katledilen Kürt çocuklarına dikkat çekilen açıklamada, “Tunceli Mirik Mezrası'nda ailesiyle birlikte kaybedilen 3 yaşındaki Dilek Serin, Mardin Dargeçit’te kaybedilen 12 yaşındaki Davut Altunkaynak, Şırnak'ta kaybedilen 12 yaşındaki İlyas Diril ve kaybedilen 25 çocuğun akıbetlerinin açıklanması ve adaletin sağlanması talebimiz karşılıksız bırakıldı” ifadelerine yer verildi.
“Ermeni aydınlar hükümetin listeleriyle kaybedildi”
24 Nisan 1915'te İstanbul'daki 250 Ermeni aydının gözaltına alınarak katledilmesiyle ilgili olarak ise şunlar hatırlatıldı: “24 Nisan 1915 tarihinde İttihat ve Terakki hükümetinin İçişleri Bakanı Talat Bey'in emriyle İstanbul’da 250 Ermeni aydın evlerinden gözaltına alındı. Tutuklanacak Ermenilerin listesi aylar öncesinde Siyasi Şube Müdürü Mustafa Reşat Bey yönetiminde hazırlandı. Operasyonu İstanbul Emniyet Müdürü Bedri Bey yönetti.
Önce Sultanahmet’teki Merkez Cezaevi’ne götürüldüler. Sonra özel bir trenle Ankara’ya doğru yola çıkarıldılar. 158 kişilik grup Çankırı’ya, 92 kişilik grup Ayaş’a sevk edildi. Gözetim altında tutulan bu insanlardan 174'ü jandarma ve polis eşliğinde ıssız vadi ve ormanlara götürülerek katledildi. Açıkta bırakılan bedenleri doğanın yok etmesine terk edildi. Bir mezar taşları bile olmadı. Resmi kayıtlardaysa ya firar ettikleri ya da serbest bırakıldıkları yazıldı.”
Açıklama, Ermeni Soykırımı'yla yüzleşme çağrısı yapılarak sonlandırıldı.
Eylemde Cizre ve Yüksekova'da kayıp yakınlarının hala eylem yapamadığına dikkat çekilirken, kayıpların avukatı Tahir Elçi'nin katledilmesinin üzerinden 73 hafta geçtiği hatırlatıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul