Depremlerin ardından Erdoğan’ın imzasıyla deprem bölgelerinin yeniden inşası konusunda 126 sayılı Kararname çıkartıldı.
Kararnameye dair açıklama yapan çevre örgütleri, kararnamenin iptalini istedi. Yapılan açıklamada yaşanan deprem felaketinin iktidarın rant politikasından kaynaklandığını aktarılarak şunlar ifade edildi:
“Ülkemizin bir deprem bölgesinde yer aldığını biliyoruz. Ülkemizin her il ve ilçe merkezinin imar planlarının olduğunu ve bu imar planları yapılmadan önce planlanacak alanların yer bilimsel etüt raporlarının hazırlanması gerektiğini biliyoruz. Ülkemizde inşaat ruhsatı alınarak yapılan her bir binanın oturduğu alanda inşaat öncesinde zemin ve temel etüdü yapılması gerektiğini biliyoruz. Tüm bu bildiklerimize rağmen doğa olaylarının afete, felakete dönüşmesi bilimsel, ekolojik ilkelere, toplumsal yarara göre değil, kâr ve ranta göre davranılmasının sonucudur.”
Kararnameye dair maddeler
Açıklamada çıkarılan bu kararnamenin de aynı mantıkla hazırlandığını yine bu anlayışla bölgede bir inşa programının hayata geçirilmesinin planlandığına dikkat çekilerek, plan doğrultusunda yaşananlar şöyle sıralandı:
“*Kentlerin inşası ile ilgili yetkiler tek bir elde merkezileştirilerek Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na veriliyor.
*Yürütülen işlemlere itiraz edilemeyecek, sürece halk katılımı hiçbir şekilde sağlanmayacak, yargısal denetim engellenecek, yargı devre dışı bırakılacak.
*Kurum görüşleri, detaylı analizler gibi planlama çalışmasına altlık olacak veriler olmaksızın yapılan yer seçimleriyle yeni afetlere, felaketlere zemin hazırlanacak.
*Deprem bölgesindeki tüm illerde orman ve mera alanları herhangi bir engelle karşılaşılmadan yapılaşmaya açılabilecek. Çoğunlukla tarım faaliyetiyle geçinen yurttaşların geçim kaynağı olan doğal alanlar da betona boğulacak
*Halkın dahil olmadığı, üstten, merkezi bir karar alma süreciyle üretilen tip proje bina yığınları üretilip bir kez daha yıkıma uğrayacak.
*Planlamayı devre dışı bırakan, mülkiyet hakkına sınırlamalar getiren, alelacele kararlarla yaşam alanları, doğal ve kültürel varlıklar telafisi mümkün olmayacak derecede tahribata uğratacak.
*Halkın dahil olmadığı, üstten, merkezi bir karar alma süreci ile üretilen tip proje bina yığınları üretilip bir kez daha yıkıma uğrayacak.
*Planlamayı devre dışı bırakan, mülkiyet hakkına sınırlamalar getiren, alelacele kararlarla yaşam alanları, doğal ve kültürel varlıklar telafisi mümkün olmayacak derecede tahribata uğratacak.”
Birleşik mücadele çağrısı
Meclis’te grubu bulunan muhalefet partilerine birleşik mücadele çağrısı yapılan açıklamada şunlar ifade edildi:
“Anayasa’ya ve kanunlara açık aykırılıklar içeren bu kararnamenin iptal edilmesi için hızla Anayasa Mahkemesi'ne taşıma çağrısında bulunuyoruz. Bu kadar hukuksuzluk, pervasızlık ve umursamazlığa karşı emek, ekoloji ve kent hakları için mücadele eden tüm demokratik örgütler, partiler birleşik mücadeleyi büyütmelidir.”
Çağrıda imzası bulunan ekoloji örgütlerinin isimleri şöyle:
“Adana Ekoloji Platformu, Artur Çevre Platformu, Bakırtepe Çevre Platformu, Büyük Menderes İnisiyatifi, Çekerek Irmağı, Özgür Akacak Platformu, Çevre Mühendisleri Odası, DİSK, Dev Yapı-İş, Divriği Yaşam ve Doğa Platformu, Ekoloji Birliği, Gaia Dergi, İklim Adaleti Koalisyonu, Kuşadası Çevre Platformu, Mezopotamya Ekoloji Hareketi, Muğla Çevre Platformu, Munzur Çevre Derneği, Polen Ekoloji Kolektifi, Samandağ RES Karşıtı Mücadele, Turgutlu İşçi Hakları Derneği Ekoloji Komisyonu, Umut-Sen, Validebağ Gönüllüleri, Van Çevre Tarihi Eserleri Koruma Araştırma Ve Geliştirme Derneği, Yeryüzü Ekoloji Kolektifi, Yeşil Sol İklim Krizi Çalışma Grubu, Yeşilırmak Çevre Platformu.”