Prof. Dr. Korkut Boratav, pandemi koşullarının ağırlaşması ile birlikte ekonomik krizi ve bunun toplumsal yansımalarını değerlendirdi.
Salgın ortamında işsizliğin kronik hale geldiğini belirterek 2018’den bu yana iktidarın politikalarının da etkisiyle krizin derinleştiğini ifade etti. “Emekçi sınıfının kayıplarını telafi edecek bütçe kaynağı bulunduğunu” fakat iktidarın, bunun yerine kredi genişlemesiyle sermayeyi kurtardığını belirten Boratav, “Geniş halk kesimlerini, imkânı olduğu halde gözetmeyen, onlardan kamu kaynaklarını esirgeyen bu yöntem nedeniyle ekonomik zorluklar toplumsal bir krize dönüşmüştür” dedi.
Cumhuriyet Gazetesi’nde yer alan habere göre Boratav şunları ifade etti:
“Türkiye kamu borcunun (iç borç) hızını artırarak önlemler geliştirebilir, bu kriz ortamından büyük ölçüde zarar gören emekçi sınıfının gelirlerini bütçe kanalıyla telafi edecek esneklik gösterebilirdi. Çünkü Türkiye’nin çalışan kesimlerin, esnaf dahil küçük üreticinin kayıplarını telafi edecek bütçe kaynağı var. Ama bunun alternatifi olan finansal sistemin genişletilmesi kullanıldı ve emekçi sınıflara da bir şeyler düşer beklentisine girildi. Yani şirketler kredi genişlemesiyle kurtarılıyor. Bunu Merkez Bankası ve bankalar kanalıyla yapıyorlar. Oysa Hazine, Merkez Bankası rezervlerini dış yükümlülükleri hafifletecek şekilde israf etmek yerine bütçeyi harekete geçirseydi hem sağlık sistemini ayakta tutacaktı hem yoksul kesimlerin gelir kayıplarını karşılayacaktı. Ama yapmadı.
“Geniş halk kesimlerini, imkânı olduğu halde gözetmeyen, onlardan kamu kaynaklarını esirgeyen bu yöntem nedeniyle ekonomik zorluklar toplumsal bir krize dönüşmüştür. Bugün bu, büyük ölçüde fiilen ortadan kalktı. İkincisi Merkez Bankası yönetiminin yüzde 19’luk faizi koruyup korumayacağı... İndireceğine yönelik endişe var. Bu risk etkeni açısından belirsizlik yaratıyor. İlk yansıması da döviz piyasalarına oluyor.”