Boğaziçi Üniversitesi’nde eylem sürüyor

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri "Kabul etmiyoruz! Vazgeçmiyoruz!" diyerek sırtlarını 366. kez rektörlük binasına döndüler.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 24 Haziran 2022
  • 23:05

Boğaziçi Üniversitesi’nde akademisyenlerin direnişi 77. haftasında devam ediyor. Direnişin 537., Naci İnci’nin rektör olarak atanmasının 302., İnci’nin Matematik Bölümü tam zamanlı öğretim üyesi Mohan Ravichandran’ı hiçbir gerekçe göstermeden dönem ortasında görevden almasının ise 221. günü.

Akademisyelner 366. kez rektörlük binasına döndüler. Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri 366. nöbetlerinin ardından haftalık açıklamalarını okudular.

"Sizlere basının hâlen alınmadığı, çevresinde polisin ağır silahlarla devriye gezdiği, her köşesinin kameralarla, özel güvenlik güçleri ve sivil polislerce denetlenmeye çalışıldığı, girişlerine yüksek demir parmaklıkların yerleştirildiği kampüsümüzden sesleniyoruz" diyen akademisyenler açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:

“Siber güvenlik skandalı

Geçen hafta üniversitemizde siber güvenlik konusunda büyük bir skandal yaşanmıştı. Boğaziçi Üniversitesi Bilgi Teknolojileri Kurulu üyesi olan dört hocamız; öğrenci, mezun, akademisyen ve idari personelin kişisel bilgilerinin bulunduğu dört veritabanının habersiz ve onaysız bir biçimde özel bir şirketin erişimine açıldığını tespit etmişti. Üstelik diğer bir şirkete, daha büyük güvenlik sorunlarına yol açacak şekilde Bilgi İşlem Merkezindeki sunucuların yönetici şifresinin verilmek üzere olunduğunu ortaya çıkarmışlardı. Bunun üzerine rektörlük tarafından panik ve aceleyle hocalarımızın kurul üyelikleri sonlandırılmış, ilgili kurul lağvedilmiş, ardından hukuksuz bir şekilde yürütülen disiplin soruşturmasına dayandırılarak hocalarımız okuldan üç ay süreyle uzaklaştırılmıştı. Kurumun güvenliğini korumak ve siber altyapısının sorunsuz işleyişini sağlamak için çalışan ilkeli, alanlarında liyakat ve itibar sahibi bu dört saygın akademisyenimiz, güdümlü yayın organları ve mecralar tarafından yalan haberlerle linç edilmeye çalışılmış, itham ve iftiralarla hedef gösterilmişti. Oysa ki aynı günlerde, söz konusu şirketlere danışmanlık ihalesi veren merkezin bağlı olduğu daire başkanının, sekiz sene önce bir rüşvet operasyonunun şüphelisi olduğu; rüşvet almak ve vermek suçlamasıyla tutuklanıp üç ay sonra tahliye edildiği ortaya çıktı.

Bu rezaletler silsilesinde bu hafta bir gelişme daha yaşandı. Gayrimeşru yönetim, şeffaf bir soruşturmanın yapılabilmesinin gereği olarak istifa etmek yerine yine güvenlikçi bir refleksle hareket etti. Üniversite bileşenlerine rektörlük tarafından gönderilen bir e-postada hocalarımız hakkında başlatılan soruşturma sürecinde İstanbul Emniyeti birimlerinden inceleme talep edildiği ve kritik sunucuların konfigürasyon yedeklerinin emniyet birimleri tarafından da yedeklendiği bildirildi. Bu çerçevede emniyet birimlerine, kimlere ait hangi bilgilerin verildiği bilinmediği gibi bu bilgilerin ne süreyle ve hangi koşullarda korunacağına dair bir açıklama da yapılmıyor. Dolayısıyla meşru bir idarenin temel yükümlülüğü olan şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesiyle açıkça çelişen bu otoriter ve güvenlikçi adımın kişisel ve kurumsal haklarımızı ihlal ettiğinden endişe duyuyoruz. Kullanıcıların onayı alınmadan kişisel verilerin paylaşılmasının Kişisel Verilerin Korunması Kanununa göre açık bir suç olduğunu hatırlatıyor, bu konuda adli süreçleri başlatarak haklarımızın sonuna kadar takipçisi olacağımızı bir kez daha beyan ediyoruz.”

Açıklamanın ardından eylem bitirildi.