İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Eğitim Hakları Komisyonu, eğitimde yaşanan hak ihlalleriyle ilgili haberlerden ve kurumların Ocak, Şubat, Mart ayları içerisindeki açıklamalarından derleyerek rapor hazırladı. Komisyon, eğitimde hak ihlalleri raporunu bugün saat 13.00'te şube binasında yapılan basın toplantısında açıkladı.
“Bilimsel, demokratik, eşit, parasız, anadilde eğitim haktır, engellenemez! / İHD İstanbul Şubesi Eğitim Hakları Komisyonu” yazılı ozalitin açıldığı toplantıda ilk sözü İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri aldı. Eğitimde pek çok hak ihlali olduğunu vurgulayan Yoleri, Eğitim Hakları Komisyonu'nun 3 aylık hak ihlalleri raporu hazırlayacağını ve bu hak ihlallerinin ortadan kaldırılmasını talep ettiklerini ifade etti.
Yoleri’nin ardından İHD İstanbul Şube Sekreteri Leman Yurtsever basın metnini okudu. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 26.maddesinde yer alan “Herkes eğitim hakkına sahiptir. Eğitim en azından ilk ve temel eğitim aşamasında parasızdır. Eğitim insan kişiliğini tam geliştirmeye ve insan haklarıyla temel özgürlüklere saygıyı güçlendirmeye yönelik olmalıdır. Bütün uluslar, ırklar ve dinsel topluluklar arasında, anlayış, hoşgörü ve dostluğu özendirmelidir” kısmını hatırlatan Yurtsever, Türkiye'nin bu maddeye uymadığını ifade etti.
OHAL sürecinde hak ihlaller misliyle arttı
Yurtsever hak ihlallerinin arttığı OHAL süreci verilerini şöyle aktardı:
“15 Temmuz’dan sonra OHAL kapsamında KHK’ler ile yargı süreci işletilmeden, hiçbir dayanak sunulmadan yaklaşık 34 bin öğretmen, 5882 akademisyen, 1372 idari personel ihraç edilmiştir. 15 Temmuz sonrası atanan 39 bin 30 sözleşmeli öğretmen ve buna ek olarak alınacağı bakanlık tarafından belirtilen 25 bin sözleşmeli öğretmen, toplamda 109 bin 238 olan öğretmen açığının yalnızca dörtte birini karşılayacaktır. Eğitimde tek tipleşmeyi bundan önce de hedefleyen iktidar, öğretmen alımında yapılan/yapılacak olan sözlü sınavlarla (mülakatlarla) bu süreçte taraflı olacağını kanıtlamıştır. Son 15 yılda KPSS’ye giren her 100 öğretmenden ortalama 17’sinin atamasının yapılmış ve işsiz bırakılan öğretmenler arasındaki intihar vakalarının bugün 50’ye yaklaşmış olması, durumun temel insan hakları açısından vahametini göstermektedir. Son zamanlarda eğitim alanında yaşamakta olduğumuz en önemli sorunlardan biri de üniversitelere yönelik müdahalelerdir. Toplumun dinamik yapısını oluşturan, her düşüncenin, bilginin korkmadan tartışılabileceği, sorgulanabileceği ve savunabileceği alanlar yaratan üniversiteler, her dönemde iktidar için tedirginlik yaratmıştır. Bilimsel, laik ve insan haklarına uygun eğitimi savunan akademisyen ve öğrencilere yönelik; gözaltı, ihraç ve tutuklama süreçleri üniversitelerin özerk yapısını hiçe saymıştır. Bu hiçe sayma, seçilen rektörlerin yerini atanan rektörlerin almasıyla başlamış, demokratik alandaki türlü hak gasplarıyla devam etmiş, son örneğini de Boğaziçi Üniversitesinde, üniversitenin özgür düşünce alanından faydalanma hakkını kullanan 13 öğrencinin tutuklu yargılanmasında göstermiştir.”
Son olarak “İstanbul İHD Eğitim Hakları Komisyonu olarak umudumuz; düşünce ve ifade özgürlüğünün tanındığı, demokratik eğitim zemininin tesis edildiği, eğitim hakkı ihlallerinin sonlandırıldığı eğitim ortamının bir an önce sağlanmasıdır” diyen Yurtsever, “Eğitimde yaşadığınız hak ihlalleri karşısında yalnız olmadığınızı belirtir; derneğimize başvuru yapabileceğinizi hatırlatırız” ifadeleriyle açıklamayı sonlandırdı.
Basın emekçileri kır çiçekleriyle ödüllendirildi
Basın metni okunduktan sonra, bugün 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü olması nedeniyle toplantıyı izleyen basın emekçileri şahsında basın emekçileri kır çiçekleriyle ödüllendirildi.
Kızıl Bayrak / İstanbul