BİA Medya Gözlem Raporu

Ekim-Kasım-Aralık 2018 döneminde sermaye iktidarının basına yönelik saldırıları, işten çıkarmalar ve çok yönlü hak gaspları BİA Medya Gözlem Raporu’nda yer aldı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 17 Ocak 2019
  • 11:07

Türkiye, AKP'ye muhalif basına ve çalışanlarına yönelik sansür ablukasıyla örülü bir hapishane durumunda. 2018 Ekim, Kasım, Aralık dönemine ait BİA Medya Gözlem Raporu bu gerçekliği bir kez daha gözler önüne seriyor.

Gazeteciler hapiste

BİA Medya Gözlem Raporu’nda, hapishanedeki 123 gazeteciden 47’si hükümlüyken 34’ünün halen yargılanmakta olduğu belirtildi. 2018'in son üç ayında yedi gazeteci tutuklanırken, önceki dönemlerde tutuklanmış Avusturyalı dergi yazarı Max Zirngast, Ece Sevim Öztürk ve Şirin Kabakçı da bu dönemde dışarda pranga anlamına gelen adli kontrolle serbest bırakıldı. Ekim-Kasım-Aralık 2018 döneminde 12 gazetecinin gözaltına alındığı belirtildi.

Yaygın bir devlet terörü uygulaması

“Erdoğan’a hakaret” iddiasıyla muhalif tüm kesimleri hedef alan devlet terörüne dikkat çekilen raporda, bu kapsamda Ekim-Kasım-Aralık 2018 döneminde 31 gazetecinin “hakaret” suçlamasıyla açılan ceza davaları kapsamında, toplam 83 yıl 4 ay hapis cezası talebiyle yargılandığı belirtildi.

Ayrıca yine aynı dönemde internet alanında çıkan 327 habere erişim engeli kararı verildi. Ulusal gündeme ilişkin konularda iki yayın yasağı çıkarken en az bir internet haber sitesinin de erişime kapatıldığı ifade edildi.

AİHM “Türkiye'ye dokunmuyor”

Anayasa Mahkemesi'nin (AYM), risk taşımayan, AKP iktidarının güvenlik politikalarına ters düşmeyecek dosyaları belirli ölçülerde gündemine aldığı belirtilirken, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), ifade özgürlüğü bakımından Türkiye ile ilgili herhangi bir kararının olmadığı, yani bu konuda AİHM'in Türkiye'ye dokunmadığı vurgulandı.

Medyada işten atmalar

RTÜK'ünde 2018'in son üç ayında medyaya kestiği cezalar ve yasaklamalara yer verilen raporda, aynı dönemde en az 37 gazeteci, köşe yazarı veya yazı işleri personeli işten çıkarıldı ya da bağlı bulundukları medya gruplarının “editoryal dönüşümleri sonucunda işte ayrılmaya itildiği” ifade edildi.