HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, gazeteci Erdal Er’in programına katılarak tecridin pandemi bahanesiyle derinleştirildiğine ve hak gasplarının arttığına dikkat çekti.
Demirtaş’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
“Selahattin’le 18 Nisan’da görüştük. Kapalı görüş yapabildik. Pandemiden sonra görüşler bayağı kısıtlandı. Önce 3 ay boyunca hiç görüşemedik. Sonra ayda 2 defa görüştük. Son iki ayda 3'e çıkarılmışken bir daha indirildi. Bu ay sadece bir defa görebileceğim sanırım. Pandemide ilk yasaklar cezaevlerine geliyor. Bir taraftan lebaleb kongreler yapılırken biz kapalı görüşü dahi kısıtlı bir şekilde yapabildik.
“Kapalı görüşte yaklaşık 1 saat görüşebiliyoruz. 1 yılı aşkın bir süredir açık görüş yapamıyoruz. Annesi-babası 2 yıldır Selahattin’i göremiyor. Pandemi sonrası bütün cezaevlerinin koşulları bayağı ağırlaştı. Tüm mahpuslar tecrit içinde tecrit yaşamaya başladı.
“Türkiye’de cezaevlerinin koşulları hiçbir zaman iyi olmadı. Ama bu hak ihlalleri giderek arttı. Pandemi bahane edildi biraz da. Özellikle siyasi tutsaklar üzerindeki koşullar çok ağırlaştı. Pandemi nedeniyle bir infaz yasası çıkarıldı ve biz bütün mahpusları kapsayacağını ummuştuk. Ancak öyle olmadı. Katiller, tecavüzcüler, çete liderleri çıkarıldı. Siyasi tutsaklar cezaevinde kaldı ve onların durumu daha da ağırlaştırıldı. Çok ağır hastalar ‘cezaevinde kalamaz’ raporlarına rağmen ölüme terk edildi.
Kızlarınız bu süreçten nasıl etkileniyor?
“Aradan 5 yıl geçti. O zaman çocuklardı, şimdi genç. Böyle çocuklar daha hızlı olgunlaşıyorlar. Önceden birtakım soruları oluyordu. Hem ben hem Selahattin yanıtlıyorduk. Artık Selahattin’in neden cezaevinde olduğunu çok iyi biliyorlar, her şeyin farkındalar. Şimdi hem Selahattin’e hem bana moral oluyorlar.
“Yıllardır hakikat çok çarpıtıldı. Başta Erdoğan olmak üzere, iktidar sözcüleri ve temsilcileri tarafından. Hem Selahattin’le ilgili hem diğer HDP’li siyasetçilerle ilgili yalan ve iftiralarla çok büyük bir algı kampanyası yürütülüyor. Dolayısıyla biz sadece Selahattin’le ilgili hukuki bir mücadele yürütmüyoruz. Bir taraftan da siyasi bir mücadele yürütüyoruz. Ve hakikatleri daha fazla anlatmamız gerekiyor. O nedenle belki de daha görünür olmamız gerekiyor.”