Bakır ocağına karşı dava

Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde Truva Bakır Şirketi tarafından yapılması planlanan Halilağa Bakır Ocağı'na karşı yöre halkı dava açtı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 16 Ekim 2021
  • 12:30

Çok sayıda yöreden insan ve sivil toplum kuruluşu, Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde beşli çeteden Mehmet Cengiz’in holdinginin satın aldığı belirtilen Truva Bakır Şirketi tarafından yapılması planlanan “Halilağa Bakır Ocağı Kapasite Artışı, Cevher Zenginleştirme Tesisi ve Atık Depolama Tesisi Projesi”ne verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu” kararına karşı dava açtı. Kararın iptalini isteyenler, “Tek bir kamu yararı vardır; o da halk sağlığının, dünyanın geleceğinin, gelecek nesillerin yaşam hakkının korunmasıdır” ifadelerini kullandı.

Dava dilekçesinde bölgenin birçok canlıya ev sahipliği yaptığına dikkat çekilerek “Projenin bulunduğu alanda beş ayrı metalik madencilik projesi bulunmaktadır. Bu projelerden ikisinin liçleme alanı ise doğrudan Kuzey Ege Havzası yağış drenaj alanı içinde kalmaktadır. Projelerin gerek ocaklardan gerekse üretim tesislerinden kaynaklanacak yaşanması muhtemel kirli su sızıntıları ve tesiste gerçekleşecek olası bir kaza, Karamenderes Nehri ile Bayramiç ve Ezine ovaları için göz ardı edilemeyecek riskler barındırmaktadır” denildi.

Hazal Ocak’ın Cumhuriyet’te yer alan haberine göre ÇED raporunda projeye ilişkin havza bazlı bir değerlendirme ortaya konulmadığı vurgulanan dilekçede, Muratlar ve Hacıbekirler köylerine su temin eden kaynakların planlanan madencilik faaliyetlerinden etkilenmesi ve bu nedenle kurumasının kaçınılmaz olduğunun altı çizildi. Dilekçede özetle şöyle denildi:

“Projenin temel insan ve ekosistem hakkı olan sağlıklı suya erişimi engelleyeceği veya su kalitesine zarar vereceği göz önünde bulundurulduğunda ve ÇED raporunda bölgedeki su varlıklarının telafisine yönelik bir çözüm sunulmadığı değerlendirildiğinde ÇED olumlu kararının yalnızca projenin su varlıklarına etkisi sebebiyle dahi iptal edilmesi gerekliliği açıktır.”

Acilen durdurulmalı

Dilekçede, ekosistemin, çevre ve insan sağlığının, temiz hava, tatlı su güvencesi ve güvenliğinin ciddi zarar görmesi ihtimali karşısında gecikmeksizin yürütmenin durdurulmasına gerektiği belirtildi.