27 yıldır hapiste olan 81 yaşındaki Sıddık Güler, birden çok hastalığa sahip. Defalarca yaşı ve hastalığına rağmen infaz erteleme başvuru talebi reddedilen Güler’in son başvurusu da reddedildi. İnsan Hakları Derneği (İHD) İskenderun Şubesi, adına son infaz erteleme başvurusunu yapan Avukat Mehtap Sert, yaşamını koğuştakilerin yardımı ile idame ettiren Güler’in birkaç ay önce korona virüsü olduğunu ve karantina sürecinde sıkıntı yaşadığını söyledi.
Burcu Özkaya Günaydın'ın Gazete Duvar'da yer alan haberine göre, oğlu Ömer Güler, babasının kelepçeli muayeneyi kabul etmediği için tedavi olmadığını belirtti.
İHD İskenderun Şubesi, İskenderun T Tipi Kapalı Hapishanesi'nde bulunan Güler'in infazının ertelenmesi talebiyle 2020’de İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulundu. İskenderun Devlet Hastanesi 2 Mart’ta Güler için verdiği "Doktor ve reviri olan cezaevinde kalmasında sakınca yoktur" raporunun hemen ardından 3 Mart’ta İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı, Güler’in infaz erteleme başvurusunu reddetti. Yapılan girişimler sonucunda 29 Ocak’ta İskenderun Devlet Hastanesi'ne sevk edilen Güler, uzun bir süre tedavi altında tutuldu.
Doktor 'cezaevinde kalır' dedi savcı reddetti
İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı, Güler'in infazının ertelenmesi için 26 Ekim 2020'de kendilerine başvuru yapıldığını belirterek, İskenderun Devlet Hastanesi'nin 2 Mart 2021'de Güler hakkında hazırladığı "Doktor ve reviri olan cezaevinde kalmasında sakınca yoktur" raporu üzerine, "5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 17’nci Maddesi’nde öngörülen koşulların varlığı saptanmadığından hükümlünün erteleme talebinin reddine…" diye karar verdi.
10 poliklinikte muayene oldu
27 yıldır hapiste olan 1994 yılından beri Diyarbakır, Yozgat, Aydın, Siirt, Mardin ve Antep hapishanelerinde kalan Güler, son olarak İskenderun T Tipi Hapishanesi'ne sevk edildi. Güler'in hipertansiyon, kalp ve iltihaplı eklem romatizması gibi birçok hastalığı var. Güler, hastanenin heyet raporuna göre de, Göz Hastalıkları, Genel Cerrahi, Kardiyoloji, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları, İç Hastalıkları, Nöroloji, Ortopedi, Travmatoloji ve Kulak Burun Boğaz Hastalıkları polikliniklerinde muayene oldu.
“Karantinada kendine bakamadı”
Son infaz erteleme başvurusunu yapan Avukat Mehtap Sert, Güler’in, çok fazla hastalığı olduğunu ve ihtiyaçlarını tek başına karşılayabilecek durumda olmadığını belirterek şöyle dedi: "Güler 3-4 ay önce korona virüsüne yakalandı. 14 gün tek başına karantinada kendine bakacak durumda değildi, çok zorlandı. İnfaz erteleme başvurumuza reviri olan bir cezaevinde kalmaya devam edebilir denildi."
“27 yılda dağ olsa erir”
Güler’in Antalya’da yaşayan oğlu Ömer Güler, babasının Türkiye’nin birçok yerinde hapiste kaldığını, çok da zor şartlar gördüğünü ama en kötüsünün İskenderun T Tipi Hapishanesi olduğunu söyledi. Babasının 27 yıldır tutuklu olduğunu belirten Güler, “27 yıl dağ olsa erir içeride. Babam 81 yaşında. Hastalığı olmasa dahi o yaştaki adam cezaevinde kalabilir mi? Kaldı ki babamın hastalıkları saymakla bitmez” dedi.
“Kelepçeli muayene olmam”
Babasının hipertansiyon hastası olduğunu, baskı altında iyi hissetmediğini ve kelepçeli muayene dayatıldığı için hastaneye tedaviye gitmediğini vurgulayan Ömer Güler, “Babam korona oldu. Kelepçeli muayene dayatılınca kâğıt imzalamış tedaviye gitmemek için. Hipertansiyon hastası kelepçe daraltıyor babamı. 'Öleceksem böyle öleyim' dedi” şeklinde konuştu.
“81 yaşındaki adam sana ne yapabilir?”
İskenderun Devlet Hastanesi’nde bir muayene sırasında doktorun, “Can güvenliğim yok, kelepçesiz muayene etmem” dediğini aktaran Ömer Güler, babası Sıddık Güler’in kendisine aktardığı olayı şöyle anlattı:
"Askerler, bir gün muayeneye kelepçesiz sokup, kapıda beklemişler. Doktor bağırmış ‘Siz ne yapıyorsunuz ya bu adam bana saldırırsa, can güvenliğim yok' demiş. Askerler başında, eli kelepçeli muayene olmuş babam. 81 yaşında zor yürüyen elli tane aramadan geçen adam sana ne yapabilir? Soruyorum size; babamı kelepçesiz muayene etmeyen doktor mu hasta raporu verecek.”
“Babamın iskenderun T Tipi’nden kurtulması lazım”
Ömer Güler, babasının tahliye edilmiyorsa dahi acil şekilde Diyarbakır’a ya da bölgedeki hastanelerden birine sevk edilmesini talep ettiklerini belirterek, “İnşaatlarda işçilik yapıyorum. Sevk ücreti neyse parayı bir şekilde denkleştirip karşılamaya hazırım. Yeter ki babam İskenderun T Tipi’nden çıksın. Babamın acilen İskenderun'dan kurtulması lazım. Kandıra’da tutuklu kardeşim var. İkisi aynı cezaevine konulsun bari kardeşim babama baksın. Kanun da aynı aileden kişiler aynı cezaevinde kalabilir diyor ama o biz yıllardır istiyoruz bize olmuyor” dedi.
İskenderun hak ihlalleriyle hep gündemdeydi
İHD’nin 8 Temmuz 2020 tarihinde İskenderun T Tipi Hapishanesi'nde yaşanan hak ihlallerine dair raporu şöyle:
"Tutuklular, hastaneye götürülmüyor. Maske, dezenfektan gibi hijyen malzemeleri verilmiyor, üç kişilik koğuşlarda altı kişi kaldığı tespit edildi. Ayakta sayım yapıldığı belirtilen cezaevinde mide kanseri olan İsmail Tanboğa hastalığı nedeniyle kepek ekmek istediğinde 'Sen teröristsin' denilerek aşağılandığı bildirildi. Dörtyol’da 6-7 Ekim Kobane olaylarına katıldıkları iddiasıyla o dönem tutuklanan 15 yaşlarındaki üç çocuğa kaldıkları İskenderun T Tipi’nde gardiyanlar tarafından işkence yapıldığı ileri sürüldü. 24 Ocak 2019’da da bir cinayetten dolayı İskenderun T Tipi Cezaevi’nde tutuklu olan 26 yaşındaki Burak Cihangir’in kendini asarak intihar ettiği iddia edildi."
2019 yılında tutuklu yakınları eylem yaptı
13 Mayıs 2019 yılında İskenderun M Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda kalmakta olan tutuklulara işkence yapıldığını söyleyen tutuklu ve hükümlü yakınları ellerinde dilekçelerle cezaevi önünde bir araya gelerek, eylem yaptı. Tutuklu ve hükümlü yakınları o dönem; 'İçeride bulunanların falakaya yatırıldıklarını, aksayarak yürüdüklerini ve kiminin ayak parmağının kırıldığını, psikolojilerinin bozulduğunu' söylemişti. 2017 yılında İskenderun M Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklulara çıplak aramanın dayatıldığı ve Kürtçe yayınların verilmediği iddia edildi.
KHK’lının ihmalden öldüğü iddiası
İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi'nde 4,5 yıl tutuklu bulunan Diyarbakır Çevik Kuvvet eski Şube Müdürü Kahraman Sezer, 30 Ocak 2021 tarihinde Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi. Sezer’in Avukatı Bülent Akbay, müvekkilinin zamanında hastaneye götürülmediği için ciğerlerinin iflas etmesi nedeniyle öldüğünü söyleyip, suç duyurusunda bulundu.