ATK Hantaş cinayetinde tetiği çeken polisi tespit edemedi

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 14 Nisan’da polis kurşunu ile hayatını kaybeden Recep Hantaş’ı öldüren kurşunun kime ait olduğunun tespiti için olay yeri görüntülerinin incelenmesini istediği Adli Tıp Kurumu (ATK), yaptığı incelemede kurşunun hangi polisin silahından çıktığını tespit edemedi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 29 Haziran 2019
  • 12:36

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 14 Nisan’da merkez Yenişehir ilçesi Sümerpark’ta polis kurşunu ile öldürülen Recep Hantaş’ın hangi polisin silahından çıkan kurşunla hayatını kaybettiğinin tespiti için olay anına ait görüntüleri analiz ederek raporlaştırılmasını istediği Adli Tıp Kurumu (ATK), görüntü iyileştirme yöntemiyle hazırladığı raporunda Hantaş’ın hangi polisin ateşiyle öldürüldüğünü tespit edemedi.

Mezopotamya Ajansı’ndan Aydın Atay’ın haberine göre, savcılık, ATK’dan olay anına ait görüntülerin iyileştirilerek elinde delici ve kesici aletin bulunup bulunmadığı, yüzünün kapalı olup olmadığının belirlenmesini istediği Hantaş cinayetinden yer alan polislerin kaç atış yaptıklarının, maktule yakınlık ve uzaklıklarının yanı sıra atış açıları ile Hantaş’ın hangi polisin ateşiyle öldürüldüğünün tespit edilmesini talep etti.

Asayiş’in tespit ettiğini ATK tespit edemedi

Bu talep üzerine eldeki mevcut görüntüleri renk, keskinlik, doygunluk, parlaklık, kontrast, bulanıklığı giderme yöntemlerini kullanarak iyileştiren ATK Adli Bilişim İhtisas Dairesi Ses ve Görüntü İnceleme Şubesi, olay yerinde bulunan polisleri 1’den 5’e kadar numaralandırarak, tasnif edip inceledi. 

ATK görüntü analizlerinde, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube ekiplerinin söz konusu görüntülerden "şüpheli" olarak tespit ettiği polis K.B.’yi “5 numara” olarak numaralandırıldı. 

Hazırlanan raporda tüm atışların ‘uzak mesafe’ olarak tanımlanan 75-100 santimetre arası mesafeden yapıldığına yer verildi. Yine görüntülerde yer alan 3 nolu polisin maktulün geliş istikametine, 4 nolu polisin havaya, 1 nolu polisin ise maktulün ayaklarına doğru ateş ettiği belirtildi. ATK raporunda, dosyanın tek şüphelisi olarak tutuklandıktan sonra geçtiğimiz günlerde tahliye edilen K.B.’nin ise maktulün kaçış istikametinde bulunduğunu ve 8492’nci görüntü karesinde yere doğru, 8494’üncü karede ise maktulün ayaklarına ateş ettiği kaydedildi.

K.B.’nin ateşinden 2 saniye sonra yere düşüyor

K.B.’nin ateşinden sonra maktulün hareketlerine devam ettiği belirtilse de, rapordaki bilgilerden Hantaş’ın K.B.’nin ateşinden 2 saniye sonra yani K.B.’nin 8494’üncü karedeki ateşinde sonra Hantaş 8597’nci karede yere düştü. ATK raporunda en son ateşin K.B. tarafından yapıldıktan 2 saniye sonra Hantaş’ın yere düştüğüne doğrudan değinilmezken, K.B.’nin son kez saat 03.26.47’de silahını ataşlediği, Hantaş’ın da saat 03.26.49’da yere düştüğü anlaşılıyor.

Raporda, Hantaş’ın 8513’üncü karede yani saat 03.29.49’da net görüldüğü, ancak görüntülerde zoom girip çıkılmasıyla aynı saniyede olan 8514, 8515, 8516’ncı karelerinin net olmadığı, Hantaş’ın yere düştüğü 8517’nci karede yeniden netliğin sağlandığına dikkat çekildi.

Rapora göre K.B.’nin ateşinden sonra ateş eden yok 

ATK raporunda Hantaş’ın en son net olarak görüldüğü 8513’ünci karede, K.B. dışına olay yerinde bulunan 4 polisin ateş etmediği, silahlarının Hantaş’a doğru bir pozisyonda olmadığı vurgulanarak, “5 nolu polis memurunun maktule doğru, maktulün sağ arka tarafından nişan alır pozisyonda bulunduğu fakat maktulün vurulduğu anı gösterir görüntü karesinin net olmaması nedeniyle bu anda 5 nolu polis memuru tarafından atış yapılıp yapılmadığının tespit edilemedi...” denildi.

Ne olmuştu?

Recep Hantaş, 14 Nisan’da Diyarbakır merkez Yenişehir’de bulunan Sümerpark’ta saat 03.26’da vurulmuştu. Olayın ardından Diyarbakır Valiliği, yaptığı açıklamada, Hantaş ve yanında bulunan R.Y.’nin “dur” ihtarına uymadıkları, polisin üzerine koştukları gerekçesiyle vurulduğunu, Hantaş ve R.Y.’nin “hırsızlıktan” dosyalarını bulunduğu açıklaması yapılmıştı. Ancak, olay sonrası Diyarbakır Asayiş Büro ekiplerinin yaptığı görüntü çözüm tutanağı sonrası polis K.B. “bilinçli taksirle öldürme” suçlamasıyla tutuklanmıştı.

Tutuklanan K.B., avukatının tutukluluğa yaptığı itirazla 24 Mayıs’ta tahliye edilmişti.