İki yıl önce 29 Kasım 2016’da Adana Aladağ’da dinci gericilerin yurdunda yangın çıkmıştı. Yangında 11’i çocuk 12 kişi yaşamını yitirdi. Kız öğrencilerin kaldığı yurtta yangın merdivenlerinin kapılarının kilitli olması ayrıca dikkat çeken bir durumdu.
Yangından sonra failler hakkında dava açıldı. Ne var ki hazırlanan bilirkişi raporlarına dayanılarak, davanın tüm tutuklu sanıkları tahliye edildi.
Yurt yangını sonrasında göstermelik dava açıldı
Aladağ’daki yurt yangınında eğitmen Fatma Canatan, yurt müdürü Cumali Genç'in kızı Sare Betül Genç, 8'inci sınıf öğrencileri Sema Nur Aydoğdu, Zeliha Avcı, Sevim Köylü; 7'nci sınıf öğrencileri Gamze Bagir, Sümeyye Yetim, İlknur Maden; 6'ıncı sınıf öğrencisi Nurgül Pertlek, 5'inci sınıf öğrencileri Bahtınur Baş, Tuğba Aydoğdu ile Cennet Karataş yaşamlarını yitirdiler.
Yangından bir gün sonra Kozan Cumhuriyet Savcılığı, yangında sorumluluğu bulunan 14 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. Yurt müdürü Cumali Genç, yurdun bağlı olduğu Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Başkanı İsmail Uğur, yönetim kurulu üyeleri Ramazan Keleş, Mahir Kılıç, Mustafa Öztaş ve Ramazan Dede ile yurt çalışanı Mahmut Deniz ilk soruşturma sonrasında oluşan kamuoyu tepkisinden kaynaklı tutuklandılar.
Kozan Cumhuriyet Savcılığı tarafından "Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçlarından 2 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Yangın merdiveni kapılarının kilitli olmasına, yurdun yangına karşı hiçbir güvenlik tedbiri almamasına ve kontrol edilmemesine rağmen “taksirle”, yani öngörmeyerek ölüme sebebiyet vermek diye ifade edilerek açılan dava göstermelik oldu.
Akla değil AKP’ye uyan “bilirkişi” raporları
Dava sürecinde 3 kez bilirkişi raporu düzenlendi. 3 rapor birbiriyle çelişmesine rağmen tutuklu sanıkları serbest bıraktırma konusunda birleştiler. Zaten öngörmeyerek ölüme sebebiyet verdikleri öne sürülen sanıklar itfaiyenin yangına geç müdahalesine de dayanarak birer ikişer tahliye edildiler. Dava sürmesine rağmen tutuklu sanık kalmadı.
Hazırlanan “bilirkişi” raporlarının akla ve hukuka dayanmadığı, AKP’nin çıkarına dayandığı apaçık görüldü. Çünkü Aladağ’daki yurt yangının katilleri sadece yurt görevli ve yetkilileri değil, AKP’nin eğitimi tarikatlara peşkeş çekip, paralı hale getirmesinin bir sonucudur. Devlet yurdu kapatılan Aladağ’da çocuklarını kaybeden aileler, başka bir yurt olmadığı için çocuklarını oraya göndermek zorunda kaldıklarını ifade ettiler.
Özetle gerçek katil, paralı eğitimi ve dinci örgütlenmeleri destekleyen sermayenin yönetim koltuğunda oturan AKP’dir.