Kışkırtılan şovenizmle ırkçı saldırılar arttı. Son bir ay içerisinde Ankara, Afyon ve Konya'da 3 ayrı saldırı yaşandı. Bu saldırılarda Hakim Dal hayatını kaybederken, 2’si ağır olmak üzere 15 kişi yaralandı. Afyon’un Sultandağı ilçesine bağlı Dereçine beldesinde 19 Temmuz'da yaşanan saldırıda 20 kişilik aileden 7'si yaralandı. Saldırı sonrası memleketleri Diyarbakır'a geri dönen Azize Tan ve oğlu 19 yaşındaki İsmail Tan, yaşananları Mezopotamya Ajansı’ndan Ergin Çağlar’a anlattı.
Jandarma: Gerek yok
Bayram arifesinde denk gelen olay günü 3 kuzeniyle birlikte berbere gittiklerini ve saç kesim sırasının sık sık başkalarına verilmesi üzerine itirazda bulunduklarını anlatan İsmail Tan, sonrasında işletme sahibinin ırkçı söylemler ve hakaret etmeye başladığını söyledi. Gidişatı karakola bildirdiklerini belirten Tan, “Jandarma bize ‘Şikayet etseniz de dava 4-5 yıl sürer. Gerek yok’ diyerek, yaşananları görmezden gelmemizi istedi” dedi.
“İp getirin bağlayalım”
Askerler gittikten sonra da kendilerine yönelik saldırının sürdüğünü vurgulayan Tan, sonrasında yaşananları şöyle anlattı:
“Biz de uğraşmak yerine çadıra dönelim dedik. Kuzenlerim su alıp dönerlerken, berber ve babası onlara ‘Ne bakıyorsunuz?’ diye soruyor. Kuzenlerim de ‘Bakmadık’ diyor. Sonrasında berber ve babası ile kıraathanedeki kişiler saldırıyor. Ben de kuzenlerime doğru koşmaya başladım. Ardından hep beraber eve doğru kaçtık. Çünkü yaklaşık 30-40 kişi saldırdı. Kuzenlerimle kaçarken ayrıldık. Beni yakaladılar. Küfrederken, ‘Teröristsin sen, bize özgürlük işareti yaptın’ diyorlardı. Ama alakası yoktu. Döverlerken telefonla video da çekiyorlardı ve ‘Getirin ip getirin, bağlayalım’ diyorlardı. Kaçtıktan sonra tekrar yakalayıp dövdüler.”
Saldırının ardından hastaneye kaldırıldığını hatırlatan Tan, burada da kuzenlerinin askerlerin hakaretine maruz kaldığını ifade etti. Tan, “Kuzenlerim beni arayıp bulamadıklarından dolayı jandarmaya soruyorlar. Jandarma da onlara küfürler savuruyor. Amca çocuklarım, korktukları için de seslerini edemiyor” dedi.
Askerlerin “aile kavgası” manipülasyonu
Askerler olay yerine gelmeden önce saldırgan grubun çadırda kalanlara taş atarak, “teröristler” ifadelerini kullandığını belirten Tan, askerlerin ifade tutanağına tüm isimleri yazmadığını söyledi. Tan, “20 ila 30 kişi vurdu dedim. Ortalama o kadar insan vardı. Jandarma bana birkaç isim vererek, tutanağa onların isimlerini yazmamı söyledi. Ben de o berber ile babası ve bir kişinin daha adını yazdım. O isimleri yazdırmamasının nedeninin olayı aile kavgası gibi yansıtmaya çalışmak olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Ama olay kesinlikle ırkçı bir saldırıydı” diye belirtti.
“Planlı olduğunu düşünüyorum”
Daha önce de batı illerinde çalışmaya gittiğini dile getiren Tan, şöyle devam etti:
“Oradaki saldırganlar yüzünden batıya düşman oldum neredeyse. Bakın bu saldırılar üst üste geldi. İlk önce Afyon, Konya ve en son Ankara. Ben bunun planlı olduğunu düşünüyorum. Yaptıkları çok büyük bir yanlıştı. Onların işini yapıyoruz ama onlar bizi hor görüyorlar. Pandemide bana kesilen para cezasını ve dershane ücretimi karşılamak için çalışmaya gittim.”
“Kızım kaçırılmak istendi”
Anne Azize Tan ise, oğlu İsmail'in kaçırıldığını duyduğunu bunun üzerine aramaya başladığını söyledi. Bu sırada İsmail’in motorlu araçlarda bulunan gençler tarafından darp edildiğini gördüğünü dile getiren Tan, “Onlar küfürler yağdırarak oradan ayrıldı. Diğer eltimin çocuklarının da dövüldüğünü öğrenince arabayla meydana doğru gittik. Gittiğimizde bir sürü insan üzerimize doğru geldi. Meseleyi bilmiyorduk. Saldıranlar ellerindeki sopaları hakaretler yağdırarak üzerimize attılar. Ağza alınmayacak laflar edildi. 4 kişiydik. Kızım ve diğer kaynımın kızına sopalarla vurdular. Kızım, saldırı esnasında kendisinin zorla bir araca götürüldüğünü söyledi. Kaynımın çocukları kızımı onların elinden alıyor. Geri geldiğimizde çadırlarımıza da girmişlerdi” diye anlattı.
“Sizi burada istemiyoruz”
Daha sonra hastaneye gittiklerini ve burada da saldırganların olduğunu ifade eden anne Tan, şunları söyledi:
“Oğlum sürekli konuşuyordu. Doktor ‘Şok geçirmiş olabilir’ dedi ve bizi Afyon Devlet Hastanesi’ne sevk etti. Sonra öğrendim ki kızımı, kayınımın oğlunu ve görümcemin kızını da hastaneye götürmüşler. Hastanedeyken, köydeki bazı yetkililerin bizimkilere ‘Burayı hemen boşaltın, buradakiler sizi istemiyorlar, bir olay çıkmadan burayı boşaltın’ dediğini öğrendim. Geri döndüğümde zaten herkes her şeyi toplamıştı. Bana ‘Burayı yarım saat içinde boşaltın’ dediler.”
“‘Burada Kürtçe konuşmayın’ uyarısı yapmışlar”
Saldırganların 30 ila 40'lı yaşlarda olduğunu ifade eden Tan, “Bunu yapanlar ırkçı değil de nedir?” dedi. Anne Tan, şöyle devam etti:
“Daha önce orada çalışmaya gidenlere ‘Burada Kürtçe konuşmayın’ uyarısı yapmışlar. Daha önce televizyonlarda bu tür saldırıları abartı olarak düşünüyordum ta ki başımıza gelene kadar. Bu tür şeylerin yaşanmasını istemiyorum. Çocuklarımı öldürebilirlerdi. Bu olanlar ufak bir berber sorunu değil.”