Avrupa Birliği emperyalistleri dün Brüksel'de yaptıkları zirvede “mülteci krizi”ni görüştü. Emperyalist savaşlarla Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren asalaklar sürüsü, yaşamlarını dar ettikleri, yurtlarını terk etmek zorunda bıraktıkları emekçileri Avrupa'ya almamanın planlarını yaptılar. Sefalet içerisinde yaşamaya terk edilen göçmenler, savaşın sürdüğü Suriye, Irak gibi ülkelerden göç ederek Avrupa'da kurtuluş arıyor. Fakat gerek Avrupa'da, gerekse Suriye ve Irak'a komşu ülkelerde göçmenler açlık ve yoksulluk içerisinde adeta ölüme, en iyi ihtimalle de köle gibi yaşamaya terk ediliyor. Bu açıdan AB-Türkiye anlaşması, göçmenleri sefalet ve kölelik koşullarında sömürmekte ortaklaşıldığı anlamına geliyor.
Hedef “sığınmacıların Türkiye'de kalması”
AB emperyalistlerinin “mülteci krizi”ne çözüm planında Türkiye önemli bir yerde duruyor. En büyük göç alan ve Avrupa'ya göçlerin de temel uğrağı olan Türkiye bu konumuyla Avrupa'yı krizden kurtaracak. Göçmenlerin Türkiye'den Avrupa'ya geçişini engellemek isteyen AB, Türkiye'ye şu ana kadar 3 milyar avro olarak kaydedilen miktarda mali yardım yapacak. Göçmenlerin Türkiye'de kalması için adımlar atılacak. Bunda başarılı olunduğu ölçüde Türkiye için AB vizesinin kaldırılması ve üyelik yolunda yeni adımlar hızlandırılacak.
AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, anlaşmanın hedeflerini “sığınmacıların Türkiye'de kalması ve Avrupa'ya gelmelerinin engellenmesi” olarak tanımlayarak mali yardımın önümüzdeki günlerde netleşeceğini belirtti.
“Bize yardım edin, biz de size”
Zirve sonrası konuşan AB Konsey Başkanı Donald Tusk ise “Türk liderlerle geçtiğimiz haftalarda Brüksel, Ankara ve New York’ta yaptığımız yoğunlaştırılmış görüşmeler, Türkiye’den AB’ye olan sığınmacı akışını yavaşlatmak amacını taşıyor” ifadelerini kullandı. AB Sınır Ajansı'na (Frontex) daha fazla görev verileceğini de belirten Tusk, AB sınırlarının daha yoğun bir şekilde korunacağını dile getirdi. Türkiye'ye “siz bize yardım edin, biz de size” diyerek çağrı yapan Tusk, nihai anlaşma için iyimser olduklarını ifade etti.
18 Ekim Pazar günü Türkiye'ye gelecek olan Almanya Başbakanı Angela Merkel de Türkiye ile işbirliğinin önemine dikkat çekerek karşılığında AB üyeliğine katılım sürecini canlandırma ve yeni fasılların açılması üzerinde anlaştıklarını duyurdu. Merkel, göçmenlerin Avrupa'ya gelişini sınırlandırmak istediklerini vurgulayarak “Genelde göçmenleri bizim ülkelerimiz yerine onların evlerine yakın yerlerde ağırlamanın maliyetini karşılamanın daha makul olduğu yolunda” ortaklaşıldığını ifade etti.
AB Erdoğan'ın dilinden düşmüyor
“Mülteci krizi” ile küstahlıkları iyice açığa çıkan AB emperyalistlerinin tutumu Türk sermaye devletinin kanla beslenen gerici şefi Erdoğan'ın dahi dilinde. Kendi ülkesindeki milyonlarca göçmeni göstererek AB ülkelerinin 30-40 bin mülteciyi pazarlık konusu etmesini gündem yapan Erdoğan bunun üzerinden öne çıkmaya çalışıyor. Erdoğan'ın yaptığı ise ikiyüzlülükten başka bir şey değil çünkü Erdoğan'ın bu lafları Türkiye'de göçmenlerin içinde bulunduğu sefalet ve kölelik koşullarının üzerini örtmeyi amaçlıyor. Göçmenler üzerinden elde edeceği kârları düşünen Türkiye, AB ile anlaşarak onların küstahlığına da ortak olmaktan geri durmuyor.
Bir Aylan Kurdi daha
Diğer yandan Yunan yetkililere göre, Yunan sahil güvenlik gemisi Türkiye'den yola çıkan ve sığınmacıların bulunduğu bir tekneye çarptı. Çarpışma sonucu göçmenleri taşıyan tekne batarken biri bebek, üçü çocuk, üçü de yetişkin olmak üzere 7 kişinin hayatını kaybettiği, bir kişinin de kaybolduğu bildirildi. Teknedeki 31 kişinin kurtarıldığı belirtilirken yaşamını yitiren bir kız çocuğunun cesedi Yunanistan sahiline vurdu.