Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe! Platformu ve İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu, 6-7 Eylül 1955'te İstanbul’daki Gayrimüslimleri hedef alan ırkçı-faşist saldırıları protesto etti. 6-7 Eylül'ün 60'ıncı yıldönümünde Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelen eylemciler, Rumca ve Türkçe, "6-7 Eylül bir daha asla" yazılı pankart açtı.
Eylemde söz alan İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu’ndan Dimitri Francish, 6-7 Eylül anmalarının, hedef alınan Rum, Ermeni, Yahudi ve Süryani toplumlarına bir dayanışma mesajı olduğunu belirterek toplumlarının 60 yıl önce kendi istekleri dışında göç etmek zorunda bırakıldığını kaydetti.
Geçmişteki tahribatın onarılması gerektiğini kaydeden Francish şu ifadeleri kullandı:
"İstanbullu Rum toplumu olarak, bu trajik olayın 60'ıncı yıl dönümünde, toplumumuzun süreç içinde maruz kaldığı ve bir sistem dahilinde süreklilik arz eden insan hakları ve vatandaşlık hakları ihlallerinin mümkün mertebe giderilmesini bizlerin yanı sıra bütün T.C. vatandaşlarının da yararına olacağına inanıyoruz."
Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe! Platformu adına açıklama yapan Gonca Şahin ise 6-7 Eylül olaylarının başta Rumlar olmak üzere, Müslüman olmayan azınlıklara yönelik gerçekleştirilen örgütlü saldırı ve yağmalar olduğuna dikkat çekti. Saldırılarda 15 kişinin öldürüldüğünü, 300 kişinin yaralandığını, 400 kadının tecavüze uğradığını hatırlatan Şahin, 5 bin 214 ev, bin iş yeri, 73 kilise, 1 sinagog, 2 manastır, 26 okulun da tahrip edildiği bilgisini verdi. Tahrip edilen mekanların yüzde 59'unun Rumlara, yüzde 17'si Ermenilere, yüzde 12'sinin ise Yahudilere ait olduğunu kaydeden Şahin, yağmanın ardından da zorunlu göç dalgasının başlatıldığını belirtti.
6-7 Eylül saldırılarının etnik temizliğe ve uluslaşma sürecine atılan bir adım olduğuna vurgu yapan Şahin, şöyle konuştu:
"Farklı etnik gurupları barındıran Anadolu'nun homojen hale getirilmesi, 1913 yılından itibaren ulus devlet inşasında temel bir politika olarak uygulandı ve bu doğrultuda devlet tarafından açık bir şekilde asimilasyon, zorunlu göç ve iskan politikaları yürütüldü."
Saldırıları arkasında yatan zihniyetin günümüzde de değişmediğini belirten Şahin, nefret söylemlerinin halen sürdürüldüğüne vurguda bulundu.