F Oturması’nın 330. haftasında hasta tutsak İbrahim Koçer’in serbest bırakılması istendi.
“Hasta mahpuslar serbest bırakılsın!”, “İbrahim Koçer serbest bırakılsın!”, “Tedavi haktır engellenemez!” sloganlarıyla başlayan eylemde ilk olarak İbrahim Koçer’in anne ve babası söz aldı.
“Oğlumuz daha iyileşmeden, hapishaneye götürüldü”
Koçer’in annesi, oğlunun 3 defa ameliyat olduğunu belirterek daha iyileşmeden hastaneden alınarak hapishaneye götürülmesine tepki gösterdi. Oğlunun tedavi için hapishaneden çıkarılana kadar mücadele edeceğini söyledi. Babası da oğlunun durumunun bu kadar ciddi olmasına rağmen baskılar sonucu hastaneden çıkarılmasına dikkat çekti. Dün görüşe gittiklerini fakat, dikişleri patladığı için hastaneye kaldırıldığını ve bu nedenle görüşün kesildiğini aktaran baba Koçer “Çocuğunuzun şu anda yaşayıp yaşamadığından da emin değiliz” dedi. Çocuğunun serbest bırakılmasını isteyerek sözlerini sonlandırdı. Bu haftaki basın açıklamasını Ümit Efe okudu.
“Koçer, tutuklama kararı onandığında yoğun bakımdaydı”
“Güvenlik” adı altında en temel insan haklarının dahi dikkate alınmadığı bir süreçten geçildiği belirtilen açıklamada, OHAL’in kalıcılaştırılarak sürdürüldüğüne ve hak ihlallerinin hız kesmeden devam edeceğine dikkat çekildi. Açıklamanın devamında 1992 doğumlu hasta tutsak İbrahim Koçer’in durumu anlatıldı. Koçer’in tutuklanma süreci şöyle aktarıldı:
“12 Aralık 2015 tarihinde Batman’da devam eden sokağa çıkma yasaklarını protesto için katıldığı basın açıklamasında gözaltına alınır. 13. gün savcılık sorgusunun ardından serbest bırakılır. Daha sonra Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dava açılır. İbrahim Koçer, davanın görülen iki duruşmasına da avukatsız katılır. 1 Nisan 2016 tarihindeki karar duruşmasında ‘örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ten 3 yıl 14 ay, tek delil olarak gösterilen taş nedeniyle tehlikeli ve patlayıcı madde bulundurmaktan 1 yıl 13 ay, örgüt propagandası yapmaktan 10 ay olmak üzere toplam 7 yıl 1 ay hapis cezası verilir. Verilen bu ceza Batman 16. Ceza Dairesi tarafından 11 Nisan 2018 tarihinde onandığında İbrahim Koçer, Çorlu Devlet Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi’nde yaşama mücadelesi vermektedir.”
Dava devam ederken Koçer ağır bir kaza geçirdi
Koçer’in çalıştığı inşaattan çıktıktan sonra Çorlu’da motordan düşerek yaralandığı ve 15 gün boyunca bilinci kapalı olarak hastanede tutulduğu belirtilen açıklamada beyninde oluşan pıhtılaşmanın giderilmesi ve nefes alabilmesi için boynunun gırtlak bölümünden delik açılması; açılan bu deliğe boru takılması gibi birçok ameliyat geçirdiği ifade edildi.
2 ay sonra Tekirdağ Devlet Hastanesi’ne sevk edilen Koçer’in birkaç kez kendine gelebildiği ancak konuşma, anlama ve hatırlama gibi refleksleri gösteremediği belirtilen açıklamada 13 Haziran günü de Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edildiği aktarıldı. Buradaki doktorların ana soluk borusunun daralması nedeniyle akciğerlere hava gidemediği tanısını koyduğu belirtilerek iki kez ameliyat edildiği ve boynundaki alet çıkarılıp, çene ile göğsünün birbirine bağlandığı ve dikildiği ifade edildi.
“Doktorlar tehdit edildi, Koçer apar topar tutuklandı”
Dikişlerin 10 gün sonra çıkarılması gerekirken hastane personelinin tavrının değiştiği ve 3 gün sonra dikişlerin alındığı belirtilen açıklamada “10 Temmuz günü, emniyet ve savcının tehditvari ısrarlı yaklaşımları nedeniyle hastaneden taburcu edilen İbrahim Koçer; birkaç gündür hastanede konuşlanan sivil polisler tarafından ayakta duramadığı halde ters kelepçe takılarak, tekerlekli sandalye ile adliyeye götürülür. Kararın yüzüne okunmasından sonra tutuklanarak Metris T Tipine Hapishanesi’ne, birkaç gün sonra da Silivri 5 Nolu L Tipi Hapishanesi’ne sevk edilir” denildi.
“Bu işkenceye katılan hekimler insanlık suçu işlemiştir”
“İbrahim Koçer, çok ağır bir kazanın ardından gerekli tedavisi sağlanmadan savcı ve polisin aldıkları insanlık dışı emir ve direktifleri uyguladıkları için tutuklanmıştır” diye devam eden açıklamada, Koçer’in sağlık durumuna ilişkin bilgiler paylaşılarak şu ifadeler kullanıldı: “Solunum yetmezliği nedeniyle nefes alamayan, astım-bronşit, kalpte ritmi bozukluğu, sol tarafı yarı felç, görme ve tüm vücutta güç kaybı olan, psikolojik durumu kötü, unutkanlık nedeniyle anne-babasını bile tanımayan ve hiçbir temel ihtiyacını karşılayamaz durumdaki böyle bir insanın hastaneden çıkarılmasına onay veren hekimler insanlık suçu işlemiştir. Ayağa bile kalkamayan bir insanın, henüz tedavisi tamamlanmadan hastaneden zorla taburcu ettirilerek hapishaneye götürülmesi işkencedir, işkence insanlık suçudur.”
Son olarak, İbrahim Koçer ve tüm ağır hasta mahpusların sağlık ve yaşam hakkının sağlanması için acilen gerekli adımların atılması istenen açıklama, Suruç Katliamı’nda yaşamını yitirenler anılarak sona erdi.
Kızıl Bayrak / İstanbul