31 Mayıs 1971, Nurhak… Sinanlar’ın kavga bayrağını hep yukarıda dalgalandıralım!

Mücadelenin, direngenliğin bir örneği de Nurhak’ta yazıldı. Devrimci mücadele Sinanlar gibi devrim bayrağını daha da kızıllaştıran deneyimlerle güçlendi. Mücadelenin birikimi ile perçinlenmiş devrimci miras bugün nice gencin devrim bayrağına sarılmasını sağlamaktadır.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 31 Mayıs 2019
  • 05:46

Yükseldi emperyalizme karşı bir ses
ODTÜ’nün stadyumundan,
İstanbul Üniversitesi’nin koridorlarından,
Ankara DTCF’nin bahçesinden...
Yükseldi yumruklar
Dolmabahçe’de, Beyazıt’ta, Kızılay’da...
Durduramadılar devrim selini
Darağaçlarında, zindanlarda, Kızıldere’de, Nurhak’ta...

Üniversite sıralarından gençlik önderlerine dönüşen dönemin genç devrimcileri, 1971 yılında düzen sularında dolanan reformizmden koparak devrimci bir çizgi oluşturdular. Dünyadaki devrimci kalkışmalardan etkilenen genç devrimciler, yüzlerini döndükleri devrim deneyimlerinden yararlanarak ihtilalci hareketler, örgütler kurdular.

68 yılı dünya çapında büyük bir mücadele dalgasının tetiklenmesine sahne oldu. Türkiye’de de gençliğin emperyalizme karşı eylemleri ve devrimci hareketi büyüdü. Sermaye devletinin buna yanıtı nice genç devrimciyi ve devrimci mücadeleyi yok etme çabasını yoğunlaştırmak oldu. 71 Mart’ında faşist bir askeri darbe ve ardından devrimci mücadeleyi boğmayı hedefleyen saldırganlıklar, kararlar, katliamlar yaşandı. Ama egemenlerin düşündükleri gibi olmadı. Polis-asker kurşununa hedef olanlar; milliyetçi, dinci, faşist çeteler eliyle katledilenler alt sınıflardaki öfke ve kini bilediler.

Ve sayfalar anlattı...
Ve fotoğraflar anlattı...
Ve görenler anlattı...
Ve korkudan susanların gözleri anlattı...

Hatırlıyorum, dedi takvim, Mayıs’ın son yaprağı düşmüştü, yıllardan 71.

Mayıs seslendi: “Çok gördüm bağrımı delen katliamlar, ama her biri göğsümü de gerdi. Çünkü onların her kanla bastırmasına direngenlikle karşılık verildi.”

3090 metre rakımlı Nurhak dağı, kana boyanan şehre, “Beni kanla besleyerek doruklarımı daha yukarılara çıkaramazsınız. Ama büküldü boynum, kucağımda üç devrimci toprağa düşünce.” diye haykırdı.

Devletin karşısında silahlı mücadeleyi büyütmeyi hedefleyen THKO militanları dağlara doğru yol alıyor, örgütlerini güçlendirecek eğitimler, emperyalizme karşı eylemler planlıyorlardı. Malatya Kürecik’teki ABD Radar Üssü’nü basmayı hedefledikleri eylem için aylarca dağlarda eğitim çalışmaları ve hazırlıklar yaptılar.

THKO’nun 7 devrimci militanı Sinan Cemgil, Alpaslan Özdoğan, Kadir Manga, Mustafa Yalçıner, Hacı Tonak, Metin Güngörmüş ve Ahmet Erdoğan Adıyaman’ın İnekli köyünde onları gören bir çobanın ihbarının ardından bulundukları yerde kuşatıldılar. Yaşanan çatışmanın ardından Sinan, Alpaslan ve Kadir yaşamlarını yitirdiler. Mustafa ağır yaralı, Hacı çatışma bölgesinde ele geçirildi. Metin ve Ahmet kuşatmadan çıkarak kaçmayı başardılar. Nurhak’ta yakalananlarla beraber birçok kişi THKO davasından yargılanmaya başlandı ve uzun yıllar tutuklu kaldı.

Aralanır tarihin sayfaları...
Bir gözyaşı gibi dökülür harfler...
Başı dik gelir yan yana...
Yazılırken Sinan Cemgil, Alpaslan Özdoğan, Kadir Manga...

Mücadelenin, direngenliğin bir örneği de Nurhak’ta yazıldı. Devrimci mücadele Sinanlar gibi devrim bayrağını daha da kızıllaştıran deneyimlerle güçlendi. Mücadelenin birikimi ile perçinlenmiş devrimci miras bugün nice gencin devrim bayrağına sarılmasını sağlamaktadır.

Bu toprakların devrimci birikimini bağrında taşıyan işçi sınıfının devrimci partisi, geleceği kazanmak için geçmişle hesaplaşmasını, geçmişi aşmasını bilmiştir. Bugün komünistlere düşen görev, bu çizginin devrimci mücadele dinamikleriyle; işçiler, emekçiler, gençler ve kadınlar ile bütünleşmesini sağlamaktır.

Z. İnanç