Geride bıraktığımız yıl birçok baskı ve hak gasplarına aynı zamanda buna karşı mücadeleye de tanıklık ettik. Baskılara maruz kalan ama buna karşı direnenlerinden biri de Alevilerdi.
PİRHA’dan Sevim Kahman’ın hazırladığı derleme habere göre, Aleviler açısından baskı, gözaltı, tutuklamalar bu yıl da artarak devam etti, zorunlu din dersi uygulamaları, nefret söylemleri, doğa ve inanç tahribatı, yasaklar ve Diyanet’in fetvaları gibi uygulamalarla asimilasyon politikaları da gündemden düşmedi. Tüm bunlara karşı Aleviler her platformda yaptıkları eylem, etkinliklerde seslerini duyurmaya çalıştı.
2018 yılında Alevilere yöneltilen saldırılarla Alevilerin eylem ve etkinliklerinden bazıları şöyle:
Diyanet ve Aleviler
Diyanet İşleri Başkanlığı başta eğitim olmak üzere çeşitli konularda yayınladığı fetvalarla asimilasyonun artmasında en etkili kurum oldu. Alevilerin yıllardır dillendirdikleri Diyanet’in kaldırılması yönündeki talepleri bir karşılık bulmaz iken Diyanet tüm bunlara rağmen Alevilere yönelik ayrımcı ifadeler de kullanmaya devam etti.
‘Diyanet kaldırılsın’ talebi
Ocak ayının başında KHK ve çocuk gelinlere ilişkin Pir Sultan Abdal Kültür Derneği İstanbul Şubeleri Kadıköy’de, “Ne KHK’ler ne çocuk yaşta gelinlik istiyoruz” diyerek basın açıklaması yaptı. Aleviler yaptıkları açıklamalarda “Laik ve demokratik bir ülkede Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kurum olmamalıdır” dedi.
Diyanet Dersim’de
Sünni İslam inancını Alevilere dayatan ve Alevileri yok sayan Diyanet İşleri Başkanı, Alevilerin en yoğun yaşadığı kent olan Dersim’e gitti.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Dersim’de, Alevileri kendilerinden ayırmadıklarını ve aynı inanç ve düşünceye sahip olduklarını söyleyerek Hacı Bektaş Veli Kültürü’nü Yayma ve Yardımlaşma Derneği’ndekilere Kur’an-ı Kerim hediye etti. Tunceli Cemevi’ni ziyaret eden Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’tan, cemevine iki imam hatipli ve ilahiyatçı dede atamasının istenmesi tepkilere neden oldu.
Gri pasaportlu dedeler
Diyanet İşleri Başkanlığı, Tunceli İl Müftülüğü’ne iki ayrı yazı göndererek “Nevruz ve Hıdırellez Görevlendirmeleri” adı altında toplam 12 kişiyi Avrupa’ya gönderdiğine dair belge yayınladı. Aleviler gri pasaportlu dedelere tepki göstererek, “Böyle bir şey Alevilik aklıyla, Alevi yolu ve erkanı ile açıklanacak bir şey değil. Siz yola ihanet ediyorsunuz.” ifadelerini kullandı.
Aleviler gerici eğitime karşı sokaktaydı
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, meclis genel kurulunda, milletvekillerinin zorunlu din dersi ile ilgili AİHM’in vermiş olduğu ancak uygulanmayan kararına ilişkin “Genelde -Alevi kardeşlerimizle de görüşme oldu- onlar din kültürü ve ahlak dersinin kaldırılmasını kesinlikle istemiyorlar” diyerek Alevi yurttaş ve kurumlarının taleplerini görmezden geldi.
Aleviler zorunlu din derslerine karşı 2018-2019 eğitim-öğretim yılının ilk gününde Türkiye’nin pek çok kentindeki il milli eğitim müdürlükleri önünde eylem yaptı. Aleviler, ‘ırkçı ve gerici eğitim sistemi’ni protesto etti.
Ankara’da ise ABF yöneticilerinin kendi binası önünde gerici eğitime karşı yapmak istediği basın açıklaması polis tarafından engellendi.
Eğitim müfredatı
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) dönem ortasında yaptığı değişikliklerde güncellenen öğretim programında birbirinden tartışmalı düzenlemelere gidildi. Bu değişiklikler arasında 12’nci sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersinde okuma bölümünde yer alan ünlü halk ozanı Aşık Mahsuni Şerif’in adının da çıkarıldığı görüldü. Öte yandan liselerde okutulan ‘tefsir’ dersinde Alevilere yönelik ölüm fetvalarıyla bilinen Ebussuud da müfredata girdi.
İnsan Vakfı’nın, 2016 yılında “Mescitsiz Okul Kalmasın” adı altında başlattığı proje, bakanlık tarafından onaylandı.
OHAL ve seçim
20 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL 18 Temmuz 2018’de kaldırıldı. OHAL koşullarında yapılan seçimler baskı ve korku ikliminde gerçekleşti. Resmi olarak kaldırılmış olsa da kalıcı olarak yasalaşan OHAL koşullarının sürdüğü Alevilerin yoğunluklu yaşadığı Dersim, Bingöl, Varto gibi illerde korku iklimi bu yıl da devam etti.
Oy dayatması
Önce oy sonra hizmet dayatması ile karşı karşıya kalan köylerde yaşayan Alevi vatandaşlar, vergileri ödedikleri ülkede taleplerinin karşılanmamasına tepkileri bu yıl da devam etti.
Sadece PİRHA’nın gittiği neredeyse her Alevi köyünde su, kanalizasyon, elektrik ve yol sıkıntısı hala çözülebilmiş değil. Köylülere ise açık açık AKP’ye oy verilmediği için hizmet gelmediği belirtilmiş.
Alevi muhtarlar görevden alındı
Önümüzdeki 31 Mart 2019 yerel seçim öncesi de Alevilere yönelik baskılar kendini göstermeye başladı.
İçişleri Bakanlığı tarafından milli güvenliğe karşı faaliyette bulunan yapılarla bağlantılı oldukları iddiasıyla 103 köy ile 156 mahalle muhtarı olmak üzere toplam 259 muhtarın görevden alındığı bildirildi. İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasının ardından görevden alınan muhtarların çoğunun Kürt ya da Alevi olduğu ortaya çıktı.
Asimilasyon politikaları
Alevileri asimile etmenin çeşitli yollarını arayan AKP hükümeti ve ona yakın cenah çeşitli yollara başvurdu.
İstanbul Halkalı Atakent bölgesinde Dosteli Yardım Eğitim Kültür Vakfı ile AKP hükümeti yöneticilerinin birlikte temelini attıkları bir asimilasyon projesi olarak görülen Alevi imam hatip lisesi açıldı.
Seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınıp tutuklanmasının ardından Dersim Belediyesi’ne kayyım olarak atanan Vali Tuncay Sonel ve Tunceli Üniversitesi’nde Alevi Bektaşi çalışması yürüten ve Alevi toplumu tarafından kabul görmeyen tartışmalı isim Coşkun Kökel öncülüğünde ‘Sarı Saltık Çalıştayı gerçekleşti.
“Horasan’dan Anadolu’ya Anadolu’dan Balkanlar’a Erenler-Ocaklar-Dervişler Buluşması”na tepki gösteren ocak mensupları, bu etkinliğin Türkiye’deki Alevi ocaklarını parçalamaya, Alevileri asimile etmeye yönelik olduğuna dikkat çekerek, buraya gidecek dedeleri de kınadılar.
İstanbul Sarıyer’de Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Sarıyer Şubesi Ayazağa Cemevi’nin ve mahalledeki Alevi yurttaşların evlerinin önüne korsan hoparlörler takılarak yüksek sesle ezan sesi dinlettildi. Yetkililer ile görüşen cemevi yönetiminin başvuruları hala bir sonuç almış değil.
Çorum’da Alevilerin, içinde cem yaptığı Koyunbaba Türbesi cami olarak kullanılmaya başlandı.
Maraş Katliamı
Her sene olduğu gibi bu yıl da Alevi kurumlarının Maraş Katliamı’nın 40. yıldönümü dolayısıyla yapacakları anma ve etkinlikler Maraş Valiliği tarafından yasaklandı. AKP’li vekiller ise yasağa rağmen açıklama için anmaya gidenleri provokatör ilan ederek hedef gösterdi. Yasaklamalara rağmen Alevi kurumları, siyasetçileri ve Alevi toplumu Maraş’ta bir araya gelerek katliamı lanetledi ve katliamda yaşamını yitirenler andı. HDP’li vekiller Ali Kenanoğlu, Zeynel Özen ile Kemal Bülbül, 24 Aralık’ın ‘Maraş Katliamı’nda Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü’ ilan edilmesi hakkında Meclis’e kanun teklifi verdi.
Dersim Katliamı
İdam edilişinin 81’nci yıl dönümü olan 15 Kasım’da Seyit Rıza ve arkadaşları için organize edilen anmaya güvenlik bahanesiyle İstanbul Galatasaray Meydanı’nda izin verilmedi. Anma ve basın açıklaması Odakule önünde gerçekleştirildi.
4 Mayıs Dersim Tertelesi’nde yaşamını yitirenleri anmak için Galatasaray Meydanı’ndaki açıklama da polis engeline takıldı. Açıklama İstanbul Zaza-Der binasında yapıldı.
Dersim’de ise Seyit Rıza Meydanı’nda yaşamını yitirenler ağıtlar yakılıp açıklama yapılarak anıldı. Dersim katliamının yıldönümünde Türkiye’nin birçok ilinin yanı sıra Avrupa ve dünyanın birçok yerinde anma etkinlikleri yapıldı.
23 yıl sonra Ümraniye davası görülmeye başladı
İstanbul’da Gazi ve Ümraniye Katliamı 23’üncü yıldönümünde yaşamını yitirenleri anma etkinliği de polis ablukasında gerçekleştirildi.
Ümraniye Katliamı davası ise 23 yıl sonra görülmeye başladı. Dava dosyası kapsamında 220 polis yargılanıyor. Avukat Gülizar Tuncer, “Bütün bu süreçte 23 yıl boyunca aslında Ümraniye Katliamı’nın üstü örtülmeye çalışıldı” dedi.
Katliamlar için ‘olay’ tanımlaması
Her yıl Maraş, Çorum, Sivas ve Dersim katliamlarının yıl dönümlerinde gerçekleştirilen anmalarda yinelenen talepler yerini bulmadı.
Meclis Başkanlığı, Alevilere dönük geçmişten yaşananların araştırılması amacıyla verilen önergeyi ‘katliam’ ifadesini içerdiği gerekçesiyle iade etti. Bunun yanı sıra AKP iktidarı Alevilere yönelik yapılan Sivas, Maraş ve Çorum katliamlarını ‘olay’ olarak tanımladı.
Ülkede bunlar yaşanırken Fransa’nın Başkenti Paris’te, Alevi katliamlarında yaşamını yitirenler adına “Alevi Anıtı” açıldı.
Dersim orman yangınları
Son yıllarda devletin Alevilere yönelik asimilasyoncu politikaları Dersim üzerinde de etkili oldu. Dersim’de yapılan barajlar ile su altında kalan ziyaretler yaşanan çevre tahribatına bu yıl çatışmalar bahane edilerek çıkarılan yangınlar eklendi. Orman yangınlarının ardından Dersim coğrafyasında büyük tahribatlar yaşandı.
Doğaseverler, sivil toplum örgütleri, siyasiler bölgeye giderek yaşananlara tepki gösterdi ve yangın bölgesine giderek kendi imkanlarıyla yangın söndürülmeye çalışıldı. Yangını yerinde incelemek isteyenlerin önü polis tarafından kesildi.
Dersim’deki tüm baraj ve HES projeleri iptal
2018’de belki de Dersim için çıkan en iyi haberlerden biri Munzur’daki tüm baraj ve HES projelerinin iptal edilmesi oldu.
Ankara 3. İdare Mahkemesi’nin Munzur Millî Parkı’nda planlanan tüm baraj ve HES Projeleri ile 2003 yılında işletmeye alınan Mercan HES Projesi’ni iptal etti.
Alevilerin yaşadığı bölgelerdeki doğa tahribatları
Dersim’de böyle bir olumlu sonuç çıkmasına rağmen Alevilerin yaşadığı alanlar HES’ler, altın madeni, barajlar ile yok edilmeye çalışıldı.
Tokat, Adıyaman, Ardahan, Maraş, Sivas, Malatya gibi illerdeki çalışmalar Alevilerin inanç merkezi ve yaşam alanlarını olumsuz etkilemeye devam ediyor.
Sivas’ın Divriği ilçesine bağlı Mursal Köyü’nde ise siyanürlü altın madeni çalışmaları halkın tepkisi ve hukuksal mücadele sonucu yürütmenin durdurulmasını sağladı.
Kezban Ana’nın direnişi
Alevilere yönelik gözaltı ve tutuklamalar furyası bu yıl da sürdü. İstanbul’da Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Sarıyer Şubesi’ne bağlı Armutlu Cemevi’ne polis baskın yaptı. Sonrasında ise Şube Başkanı Zeynep Yıldırım gözaltına alınarak tutuklandı. İstanbul Armutlu Cemevi Başkanı Zeynep Yıldırım’ın tutuklanmasının ardından annesi Kezban Bektaş cemevi bahçesinde oturma eylemine başladı. Meclis önünde PSAKD yöneticileri ve milletvekillerinin baskına karşı yaptığı eyleme polis müdahale etti.
PSAKD yöneticileri, DEDEF başkanı
Mart ayında Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkan Yardımcısı Erol Yeter, Erzincan Şube Yöneticisi Akın Demir, PSAKD üyeleri Murat Demiray ve Doğan Şimşir’in de aralarında bulunduğu 16 kişi gözaltına alındı. 8 kişi ifadenin ardından tutuklandı. Tutuklanan PSAKD üyeleri için Aleviler Türkiye ve Dünya’da açıklamalar, eylemler yaptı. Her duruşmada Erzincan’a giden Alevi kurum yöneticilerinin eylemleri sonuç verdi ve tüm üyeleri serbest bırakıldı.
Geçtiğimiz günlerde gözaltına alınan Dersim Dernekleri Federasyonu Başkanı Ali Haydar Ben için Alevi örgütleri ile emek ve demokrasi güçleri tepki gösterdi. Ben iki gün sonra serbest bırakıldı.
TV10 yöneticileri ve kameramanı hala cezaevinde
Önce televizyonları karartılan ardından da lokmalarla kurdukları kanallarının tüm eşyalarına el konulan TV10’nun yöneticileri Veli Büyükşahin ve Veli Haydar Güleç ile kameramanı Kemal Demir yaklaşık bir yıl önce tutuklandı. Bağlama ve Alevi dedesi ile görüşme isteği kabul edilmeyen Veli Büyükşahin, cezaevinde Alevi oldukları için fazladan ayrımcılığa uğradıklarını kaydetti.
Aleviler Silivri’de
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği İstanbul Şubeleri ve TV10’un çalışanları da Silivri Cezaevi’nde bir yıldır tutuklu bulunan Alevilerin adil yargılanıp serbest bırakılmalarını istedi. Jandarmanın engeliyle karşılaşan Aleviler, cezaevine 3 km uzaklıkta bulunan yol kavşağında açıklama yapmak zorunda bırakıldılar. Açıklamada jandarma engeline de tepki gösterildi.
Can TV yayın hayatına başladı
Hem televizyonları hem de tutuklu çalışanları için eylem yapan TV10 çalışanları, 82 hafta boyunca yağmur çamur, sıcak soğuk demeden, kimi zaman 3 kişi ile bile olsa eylemlerini sürdürdü.
Alevilerin sesi olmayı amaçlayan Can TV ise 1 Mayıs 2018 tarihinde yayına başladı.
RTÜK tarafından Türksat’ta yayını durdurulan YOL TV yayınına 15 Mayıs’tan itibaren Alman uydusu Astra üzerinden devam etti.
Efrîn Mabata’daki Aleviler
Türkiye’nin ‘Zeytin Dalı’ adı ile Efrîn’e başlattığı saldırıda Alevilerin yoğun olarak yaşadığı Mabata ilçesinde yaşanan bombardımanda çok sayıda kişi yaşamını yitirdi. Yaşamını yitirenlerden bazılarının Dersim Katliamı’ndan kaçan aileler olduğu da bildirildi. Tüm bunlara rağmen Mabata Alevi Meclisi topraklarını terk etmeyeceklerini ifade ettiler.
TSK’nin Efrîn’e yönelik başlattığı saldırının durdurulması için Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu da (AABK) ‘Aleviler Barış İstiyor!’ şiarıyla miting düzenledi.
Efrîn bölgesine yapılan saldırıya Alevi Vakıflar Federasyonu (AVF) ve bileşenleri ise “Zeytin Dalı Hareketı’nın hedefine ulaşması büyük arzumuzdur” diyerek Alevilerin tepkisine neden olmuştu.
Nefret söylemleri
Alevi inancına hakaret eden söylemler olarak Alevi kamuoyunda, bir arada yaşam inancını zedeleyen ve vicdani olarak kabul görmeyen söylemler bu yıl da artarak devam etti. Aleviler için kutsal kabul edilen ‘Hızır’ adı kız çocuğuna cinsel istismarda bulunan biri olarak işlendi. Alevilerin yine evleri işaretlendi. Cemevlerine nefret ifadeleri içeren yazılar yazıldı.
Türk Dil Kurumu da Alevileri ‘geveze, sözünü bilmez, serseri’ anlamına gelen ‘vazalak’ diye tanımladı.
Alevilere yönelik artan nefret söylemlerine karşı HDP Halklar ve İnançlar Komisyonuna bağlı Alevi Masası, baskıcı uygulamalara son verilmesi çağrısında bulundu.
Cemevi tartışmaları devam etti
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ibadethane statüsü verilmesi gerektiğini kararlaştırdığı cemevleri, devlet bütçesinden herhangi bir destek almadı.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan müfredatta, cemevlerine ibadethane yerine ‘cem erkanının yapıldığı yer’ ve ‘yol, adap ve erkan yeri’ olarak tanımlandı.
İstanbul Ataşehir İçerenköy’de bulunan PSAKD ve Cemevi Kadıköy Malatya’daki Terzi Koca Horasan Erenleri Dergahı’nın elektrikleri kesildi.
Avusturya’da Aleviliğin resmi olarak “İslam Yasası” çerçevesinde tanınması Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu’nun itirazı sonucu mahkemeye taşındı.
Alevilere yönelik tehditler
Alevilerin tepkilerine neden olan toplantılar, görüşmeler de bu yıl gündemdeydi. Onlardan bazıları şöyle:
Ankara Valisi Ercan Topaca’nın talimatıyla, Ankara’da Aleviler için ‘Tehdit toplantısı’ düzenlendi. Alevi dernekleri temsilcilerine “Alevi örgütlerine her an tahrik olabilir, dikkat” uyarısında bulunuldu.
Barış akademisyenlerini oluk oluk kan akıtmakla tehdit eden mafya elemanı Sedat Peker, bir cenaze için verilen lokmaya katılmak için geldiği Beşiktaş Cemevi’nde Hz. Ali hakkında konuşup, cemevinin bölümlerini gezdi.
Alevi İnanç Birliği Vakfı’nın organize ettiği ve Alevilerin katılmayacaklarını ifade ederek, “Bizlerin bunlarla yan yana olmamız mümkün değil. Onların dertleri Alevilik değil bir yerlerden nemalanmaktır.” dediği ‘Alevilik Sempozyumu düzenlendi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı 2019’da yeni bir Türkiye markası yaratmak için hazırladığı ülke tanıtımındaki inanç merkezleri arasında Alevi Bektaşi inancı ve tarihi mekanları ise yer almadı.
Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Pir Hüseyin Güzelgül’ün, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu İstanbul’da Alibeyköy Cemevi’nde genel seçimden hemen önce kabul etmesi Alevi toplumunda tepkiyle karşılandı.