Enes Kara'nın intihar etmesinin ardından Taksim'de gerçekleşen eyleme katılan ve kaldığı KYK yurdu tarafından hakkında soruşturma açılan üniversiteli ile konuştuk…
- Merhaba… Enes Kara eyleminde gözaltına alındınız ve ardından kaldığınız KYK yurdu tarafından hakkınızda soruşturma başlatıldı. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Enes Kara bu ülkede geleceksizliğe itilen milyonlarca gençten yalnızca biriydi. Hatta en çarpıcı örneklerinden biriydi. İntiharının ardından bıraktığı videoda yaşadıklarını dile getirmişti. Ailesinin baskısıyla tarikat yurdunda kalması, kaldığı yerde gördüğü baskı...
Tüm bunlar gençlik olarak özellikle son yıllarda yaşadığımız barınamama sorunun bir sonucuydu aslında. Enes Kara gibi yüzlerce binlerce sıra arkadaşımız yaşadığımız bu düzende bir gelecek göremedikleri için yaşamlarına son verdi. Enes Kara bu açıdan ilk değildi ancak en çok ses getirenlerden biriydi.
Bilindiği gibi tıp fakültesi öğrencisiydi. Doktorluk bizim ülkemizde toplum nezdinde revaçta olan mesleklerden biriyken Enes Kara da bu bölümün öğrencisiyken yaşamına son verdi. Bu aslında en revaçta olan bölümü okusak dahi bu düzen sınırları içerisinde bir geleceğimizin olmayacağını gösteriyor. Ve artık buna bir son vermek gerekiyor. Enes Kara için yaptığımız eylemde onun ve onunla benzer durumlarda yaşamak zorunda olan arkadaşlarımıza yalnız olmadıklarını, artık sessiz kalmamalarını söylemek için toplandık. Ben anayasanın tanıdığı söz ve ifade özgürlüğünü kullandım. Buna karşın polis şiddetine maruz kalarak gözaltına alındım. Enes Kara gibi yüzlerce sıra arkadaşımızı intihara sürükleyen koşulları bizzat yaratan sermaye devleti, Enes Kara'nın intiharını araştırmak yerine benim gibi buna tepkisini ortaya koyan sıra arkadaşlarımıza kaldığımız yurtlar, okuduğumuz üniversiteler üzerinden soruşturma açtı.
İçişleri Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından üniversitelere dönük hazırlanan son genelge de soruşturmaların, fişlemelerin daha da artacağının bir kanıtı. Üniversitelerdeki baskı ve polis-ÖGB tacizinin katmerlenerek arttırılacağının, devrimci-ilerici öğrencilere yönelik başlatılan deyim yerinde ise cadı avının resmi dayanağıdır bu genelge. Bu genelge ile artık yaşadığımız sorunları dile getirmemiz dahi soruşturma konusu olacak.
Yine yakın dönemde Boğaziçi'nden DGB'li bir yoldaşımıza da stant açtığı için soruşturma açılmıştı. Bugün bana da Enes Kara eylemine katıldığım için kaldığım yurt tarafından soruşturma açıldı.
Sermaye devletinin tüm baskılarına ve engellemelerine rağmen Devrimci Gençlik Birliği olarak devrimci faaliyet yürütmekten vazgeçmeyeceğiz.
- Son olarak gençliğe iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?
- Binlerce sıra arkadaşımız okumaya devam edebilmek için çalışmak zorunda kalıyor. Sıra arkadaşlarımız çalışırken yaşamlarını yitiriyorlar. Yakın zamanda Yalova Tersanesi'nde çalışırken yaşamını yitiren 19 yaşındaki Yasin Demirdağ, bunun en güncel örneğidir. Tarikat yurdunda gördüğü baskı yüzünden intihar eden Enes Kara, yine kaldığı tarikat yurdunda vahşice katledilen Sami Tuğrul, yemekhane kartında 1 lira kaldığını söyledikten sonra intihar eden İstanbul Üniversitesi öğrencisi Sibel Ünli ve daha isimlerini sayamadığım yüzlerce sıra arkadaşımız bu düzende gelecek göremedikleri için yaşamlarına son verdiler.
Çare intihar etmek değil, çare bizim yaşamlarımızı tehdit eden bu düzeni yıkmaktır. Haklarımıza, geleceğimize ve özgürlüğümüze sahip çıkmak için mücadele etmekten, örgütlenmekten başka çaremiz yok. Tüm sıra arkadaşlarımı bu çürümüş düzene karşı örgütlenmeye ve mücadele etmeye çağırıyorum.
Kızıl Bayrak / İstanbul