İstanbul MLB deneyimi
Meslek liselerine dönük çalışmamızda yaklaşık üç yıllık bir süreci geride bıraktık. Henüz yolun başında olsak da, bu çalışma bize birçok yönden incelenmesi ve irdelenmesi gereken bir deneyim bıraktı. Bu çerçevede, DLB’li meslek liseli çalışmasından Meslek Liseliler Birliği’nin kurulmasına ve bugüne dek geçen süreci anlatmak istiyoruz.
Meslek liselilerin bir birliğe ihtiyacı olduğu çok açıktı. Bu konuda otuz yıllık birikim ve deneyim ile talepleri formüle etmede işçi sınıfının devrimci programı bize yol gösterdi.
Meslek lisesi öğrencisi Oğuzhan Çalışkan’ın Filli Boya’da katledilmesi ve ardından ördüğümüz süreç bizim için önemli bir deneyim oldu. O döneme kadar yöneldiğimiz meslek liselerinde daha çok staj sömürüsü, atölye, üniversiteye gidememe vb. sorunları işliyorduk. Bu olayla, işçi sınıfının yaşadığı sorunları bizzat meslek liselilerin de yaşadığına, sözde iş kazaları adı altında katledilmelerine tanıklık ettik.
Oğuzhan Çalışkan arkadaşımızın staj yaparken ölmesi üzerine anlamlı tepkiler örgütledik. Bu süreci hem iş cinayetinin gerçekleştiği yerelde, hem de genel çalışma alanlarımızda tepkinin konusu haline getirmeye çalıştık. Staj yaptığı firmanın şubelerinin önleri ile Oğuzhan’ın okulunda, arkadaşları ile birlikte bir süreci işlettik. Bu çalışma bizim için bir dönüm noktası oldu.
Öte yandan, üç sene önce gerçekleştirdiğimiz yaz kampında çok verimli tartışmalar yürüttük. Bu tartışmalarla birlikte, iki sene önce Ankara’da “Oğuzhan Çalışkan Meslek Liseliler Buluşması”, geçtiğimiz sene ise İstanbul’da “Anlatılan senin hikayen! Meslek liseliler buluşuyor” etkinlikleri gerçekleştirdik.
2015 yılından bu yana Meslek Liselilerin Sesi’ni çıkartıyoruz. 9 Nisan 2017 tarihinde ise bir kurultay ile Meslek Liseliler Birliği’ni ilan ettik.
Fabrika ve atölyelerde meslek liseli stajyerlerin çalıştığını biliyorduk, fakat onlara dönük somut bir çalışma yürütmek için sanayi havzalarına gitmek gerekiyordu. Bir yerel çalışma inisiyatifi ile Ümraniye’de bulunan İMES sanayi sitesinde çalışan stajyerlere ulaştık. Elbette bu kolay olmadı. Yüzlerce işçi arasında sadece birkaç stajyere ulaşabiliyorduk. Buna rağmen ısrar ettik. Ulaştığımız stajyerler ile tartışmalarımız sonucu, en önemli sorunlarından birinin düşük ücret olduğunu gördük. Bunun üzerine stajyer ücretleri ile ilgili bildiriler dağıttık. Amacımız birkaç stajyere bildiri ulaştırmak değil, sanayi sitesinde çalışan her işçinin yanında çalışan stajyerlerin çalışma koşullarından haberdar olmaları, buna karşı ortak mücadeleyi örgütlemekti. Daha sonra bir stajyer buluşması gerçekleştirdik. Aldığımız mesafenin ne olduğundan bağımsız olarak, bu ilk adımı atmış olmak son derece önemliydi.
Meslek Liseliler Birliği olarak sadece meslek liselilerin sorunlarına dair söz söylemedik. Soma madenlerinde katledilen işçilerin ölüm yıldönümünde basın açıklaması yaptık. Mayıs ayında katledilen devrim şehitleri için anmalar gerçekleştirdik.
Haziran ayında hayatını kaybeden devrimci şair ve ozanları andık ve “Geleceğin İşçileri İşçi Sınıfının Şairleri ile Buluşuyor” şiarıyla bir piknik örgütledik.
Ağustos ayında mesleki eğitim üzerine bir seminer gerçekleştirdik. Hedefimiz, meslek lisesi çalışmasının sadece gençlik çalışmasının bir sorunu olmadığını, sınıf çalışmasının da dolaysız bir sorunu olduğunu, mücadelenin ortak olduğunu vurgulamak ve sınıf çalışmasının bu alana yönelimini sağlamak idi.
Her şeyden önce alana yoğunlaşmış ekip
Tüm bu tartışmalar ışığında atılması zorunlu temel bir adım vardı. Bu, alandaki çalışma konusunda perspektif planında açıklık taşıyan, çalışmanın sorunlarına kafa yoran ve politika üretebilen bir ekip oluşturmaktı. Böylece hem çalışmayı güvenceye almak, hem de kolektif karar alma mekanizmasını oluşturmak mümkün olacaktı. Bu adımı attık; alana yoğunlaşacak ve buraya dair politika üretecek bir ekip oluşturduk.
Yönelimin pratiğe dönüşebilmesinin gerisinde bu temel adım yatıyor. Doğru bir çizgide politika üreten ve alanın sorunlarına yoğunlaşan bir ekibiniz varsa, çalışmanız güçlü bir mekanizmaya sahip demektir.
Şu noktanın altını da çizmek gerekiyor. Üç yıl önce oluşturduğumuz ekibin içerisinde meslek liseliler yoktu. Elbette kendi sorunlarına kafa yoran meslek liselilerin de dahil olduğu bir ekip arzu edilendir. Fakat çalışma henüz kendisine yaslanacak güçlerden yoksunsa, sorumluluk ve politika üretme işi, işçi sınıfını devrimcileştirme çabasında olanlarındır.
Son olarak şunu söylemek istiyoruz. Konuşmamızın girişinde henüz yolun başında olduğumuzu söylemiştik. Gerçekten de öyle. Ancak gücümüzü birliğimizden aldığımız için iddiamız da büyük. Yaptıklarımız yapacaklarımızın hem göstergesi hem de güvencesidir. Ocak ayı işçi sınıfının mücadele tarihinde Singer’den Tariş’e kadar birçok eylemin gerçekleştiği bir aydır. 1868 yılında Hasköy Tersanesi’nde ilk tersane grevinin yaşandığı bir aydır. Bizler de bugün işçi sınıfının geleceğine hazırlanmak için buradayız. Yeni Singerler’i, yeni Tarişler’i birlikte örgütleme umuduyla hepinizi selamlıyoruz.