Bir süredir hazırlıkları sürdürülen “Kriz, emekçilere yansıması ve mühendislik” başlıklı panel, 27 Nisan Cumartesi günü, Tepekule Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.
İzmir’de TMMOB’a bağlı odalara üye mühendislik öğrencilerinin, 1 Mayıs hazırlıkları kapsamında gündeme aldıkları panel üç başlık altında gerçekleştirildi.
Panel, Hazırlık komitesi adına gerçekleştirilen açılış konuşmasıyla başladı. İçinden geçilen süreç, Dünya ve Türkiye’de ağırlaşan krizin işçilere yansımasının özetlendiği, mühendislikte yaşanılan dönüşümle birlikte geleceğin mühendislerini bekleyen tablo ifade edildi. İşçi sınıfı ve emekçi kitlelerin mücadelesinin güçlenmesi ihtiyacına vurgu yapıldı. Etkinliğin gündeme geliş amacının da bu olduğu söylendi. Ardından etkinlik programı aktarılarak söz moderasyona bırakıldı.
İlk konuşmayı “Genel görünümü altında kapitalizmin krizi” başlığı altında Ekonomist Özgür Öztürk gerçekleştirdi. Kapitalist sistemin genel özellikleriyle beraber bunalım süreçleri, bu bunalım süreçlerinin siyasal yaşama yansıması, sonuçları aktarıldı. Grafikler ile bütünlüklü yapılan anlatımda bugünün Dünya ve Türkiye tablosu ifade edildi. Krizin sıklıkla tartışıldığı gibi, tek adam iktidarı ya da liyakatsiz yöneticiler nedeniyle değil, kapitalizmin kendisinden kaynaklandığı söylendi. Mühendislerin de geçmiş “ayrıcalıklı” yapılarının giderek daha fazla ortadan kalktığı ve işçi sınıfı ile bütünleştikleri vurgulanarak, bireysel kurtuluş yerine sınıf mücadelesinin güçlenmesinin kendini dayattığı belirtildi.
İkinci konuşma “Krizin emekçilere yansıması ve mücadele olanakları” başlığı altında Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası adına gerçekleştirildi. Etkinlik Hazırlık komisyonunun ve katılımcıların selamlanmasıyla başlayan konuşma, burjuva seçim süreçlerinin yarattığı manipülasyonun geride kalmasıyla beraber işçi sınıfının gerçek sorunlarıyla baş başa kaldığı ifade edildi. Halihazırda yaşanılan ve önümüzdeki dönem şiddetlenecek çok yönlü kriz atmosferinin emekçilere dayattığı gündemler başlıklar halinde özetlendi. Kriz eksenli ekonomik ve sosyal yıkım saldırıları, demokratik hak ve özgürlüklere dönük saldırılar, Saray iktidarının öne çıkartmaya çalıştığı savaş ve saldırganlık politikaları ve bunun topluma şoven bir atmosfer olarak yansıyacak olması ve son olarak yeni anayasa tartışmaları ekseninde gerici rejimin kendini yeni bir düzeyde tahkim etmek için anayasal bir form kazanma çabası önümüzdeki dönemin temel başlıkları olarak vurgulandı.
Ardından saray iktidarının kriz eksenli saldırıları, ortaya koyduğu ekonomik program ve işçi sınıfına yansımaları ayrıntılandırılarak anlatıldı. Tüm bu tablo karşısında işçi sınıfı ve emekçilerin giderek artan tepki ve öfkesinin altı çizildi. Ancak sınıf hareketinin birleşik bir eksende kendini ortaya koyamadığı, önüne örülen barikatları yıkma potansiyelini açığa çıkartamadığı söylendi. Kapitalist düzenin ideolojik tahakkümü, sınıfın bilinç ve örgütlülüğünün zayıflığı, olduğu kadarıyla varolan sendikal örgütlülüğün ise sendikal bürokrasi tarafından teslim alınmış olması gerçeğinin altı çizilerek taban örgütlenmeleri ekseninde sınıfın çok yönlü yıkıma karşı direncinin örgütlenmesi çabasının güçlendirilmesi ihtiyacı belirtildi. Kapitalizmin artık insanlığa bir şey veremeyeceği gerçeği ile birlikte, işçi ve emekçilerin hak ve çıkarlarını ancak birleşik bir sınıf mücadelesi üzerinden kazanabileceği vurgulanarak 1 Mayıs’ın taşıdığı önem ifade edildi.
Ardında kısa bir ara verilerek ikinci bölüme geçildi. İkinci bölümde moderasyon “Mühendislikte dönüşüm” başlığı altında kısa bir giriş yaparak mühendislerin yaşadıkları, mühendislik öğrencilerini ise bekleyenin ne olduğunu ifade etti. Söz Çiğli Organize Sanayi Bölgesi’nde İFFCO direnişçisi mühendislere bırakıldı. İFFCO direnişçileri hem kendi süreçlerini, mücadele deneyimlerini hem de mühendisler olarak fabrikalarda karşı karşıya kalınan tabloyu somut deneyimlerin üzerinden ifade ettiler. Mühendislerin de işçi sınıfın dolayısıyla işçi sınıfı mücadelesinin bir parçası olduğunun altını çizdiler.
Panel farklı başlıklarda soru-cevap bölümünün ardından gerçekleştirilen kapanış konuşmasıyla ve 1 Mayıs alanlarında buluşma çağrısıyla noktalandı.
Kızıl Bayrak/İzmir