Kayyım rektör ataması protesto edildi

İstanbul Eğitim Sen 6 No’lu Şube 'Üniversitelerde kayyıma hayır!' vurgusuyla yazılı bir açıklama yayınlarken Boğaziçi Üniversitesi'ndeki akademisyenler de yazılı bir açıklamayla kayyım atamasını protesto etti.

  • Haber
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 03 Ocak 2021
  • 13:45

AKP eski milletvekilini Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör atanmasını "üniversiteye kayyım atanması" olarak değerlendiren Eğitim Sen İstanbu 6 No'lu Şubesi atamayı protesto eden yazılı bir açıklama yayınladı.

OHAL'le birlikte kayyım atamalarının yaygınlaştığı belirtilen açıklamada AKP eski milletvekili Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör atanmasıyla kayyım atamanın üniversitrelere de uzandığı ifade edildi.

Eğitim Sen üniversiteye kayyım atanmasına yönelik tepkisini şu ifadelerle dile getirdi:

"Ancak bilmedikleri bir şey var ki, üniversite bileşenlerinin tamamının özgür iradesi ve rızası olmadan atadıkları hiçbir kayyumun itibarı, saygınlığı ve meşru bir “iktidarı” olmayacaktır. Bizler üniversite bileşenleri olarak yaşamın hiçbir alanında ve üniversitelerimizde kayyum düzenine alışmayacak ve üniversite bileşenlerinin iradesini yok sayan bu zihniyete karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.

"Sendikamız Eğitim Sen, üniversitenin tüm idari yönetimlerinin, üniversite bileşenlerinin özgür iradesini yansıtan seçimler ile belirlendiği ve yine aynı şekilde geri alınabildiği, özerk, özgür, demokratik üniversite talebini her koşulda savunmaya, üniversitenin tüm bileşenleri ile birlikte ortak mücadeleyi büyütmeye kararlıdır."

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri de atamaya tepki gösterdi

Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri de açıklama yaparak "Üniversitemizin akademik özerkliğini, bilimsel özgürlüğünü ve demokratik değerlerini açıkça ihlal eden bu uygulamayı kabul etmiyoruz" dedi ve atamayı protesto etti.

Öğretim üyesi akademisyenlerin yaptığı açıklamada üniversite senatosunun 2012 yılında kabul ettiği şu ilkelerden vazgeçmeyeceklerinin altı çizildi:

"-Üniversitelerin herhangi bir kişi ya da kuruluşun etki veya baskısına maruz kalmaması ve siyaset aracı olarak kullanılmaması, bilimsel ve toplumsal gelişim açısından vazgeçilmezdir.

-Üniversitelerde karar alma yetkisinin demokratik yöntemlerle seçilmiş kurullarda ve akademik yöneticilerde olması özerklik için şarttır. Rektör, dekan, enstitü müdürü, yüksekokul müdürü, bölüm başkanı gibi akademik yöneticiler atamayla değil seçimle belirlenmelidir.

-Üniversitelerin, özerk anayasal kurumlar olarak, akademik programlarını ve araştırma politikalarını öğretim elemanlarınca ve/veya üniversite kurullarınca kararlaştırılarak belirlemesi, bilimsel özgürlüğün ve yaratıcılığın şartlarındandır.

Üniversitemizin tüm bileşenleri ile birlikte bu ilkelerin takipçisiyiz."